ERZURUM (İHA) - Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısını kınayarak, “Bölgenin tek kurtuluşu güçlü bir Türkiye’dir” dedi.
Eğilmez yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
“Gazze, 40 kilometre uzunluğunda bir sahil şerididir. Adını en büyük şehri Gazze’den alan bu bölgede yaklaşık 1,5 milyon Filistinli büyük sıkıntılar içerisinde yaşamaktadır. Bu bölge hakkındaki dünyadaki genel kabul, İsrail’in bir parçası şeklindedir. Gazze Şeridi’nin İsrail ile 51 kilometre ve Mısır ile 11 kilometre uzunluğunda kara sınırı vardır. Önemli olan soru şu; Bu küçük toprak parçası için neden bu kadar kan dökülüyor? Bölgedeki insanlar niye bu kadar acı çekiyor? Savaşlar ve çatışmalar asla tesadüf başlamaz. Gazze’de ki savaşın en önemli sebebi de küresel güç merkezlerinin uzun vadeli çıkarlarının sonucudur. ABD’nin 2003’te Irak’a müdahalesi sonrası Ortadoğu’nun siyasi, askeri ve ekonomik dengeleri tamamen değişmiştir. 2009 yılı sonunda ABD Irak’tan çekildiğinde en büyük endişe, dünyanın iki numaralı petrol kaynaklarına sahip Irak’ta bir iç savaş çıkması ve bunun bölgeye yayılmasıydı. 2007’de Gazze Şeridi’nde kontrolü ele geçiren Hamas’ın iyi eğitimli ve disiplinli yaklaşık 17 bin savaşçısı bulunmaktadır. Bugün oluşan küresel güç yörüngesinde, Doğu Akdeniz kıyı şeridinde Batı kontrolü dışında herhangi bir siyasi ve askeri gücün bulunmasına izin verilmemesi gerekmektedir. Çünkü ABD’den Avrupa’ya, Çin’den Japonya’ya, G-7 ülkelerinin enerji güvenliği buna bağlıdır. Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinin yeni enerji politikası, Körfez yoluyla ihraç edilen petrolün, boru hatları ile doğu Akdeniz’e akıtılması ve buradan ihraç edilmesidir. Bu noktada Gazze Şeridi’nin bu strateji içerisinde ne kadar önemli olduğu açıktır. Yani daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, İsrail vasıtasıyla Gazze Şeridi, Hamas’tan temizlenecek, burada İsrail kontrollü bir yönetim kurulacaktır. Bu nedenle her türlü insani boyuttan yoksun olan bu savaş, Batılı devletlerce desteklenmektedir. Bu perspektiften bakıldığında, Gazze Şeridi’nden İsrail’e yönelik Hamas tehdidinin bertaraf edilmesi hedefi, bölgedeki Batı çıkarına uygun jeopolitik dengenin sağlanmasına yönelik büyük amaç için sadece bir başlangıç ateşlemesidir. Daha net ifade etmek gerekirse, İsrail’in Gazze Şeridi’ne müdahalesinin iki temel amacı vardır. Birincisi, İsrail’in fiziki güvenliği ve bölgedeki stratejik çıkarlarını korumak maksadıyla, İran’dan Suriye-Lübnan- Gazze Şeridi’ne ve İran’dan-Suriye-Irak-S. Arabistan-Ürdün’e uzanan İran’ın ideolojik, siyasi, ekonomik ve askeri zincirinin kırılması ve yok edilmesidir. İkincisi, Batı’nın ve kendisinin enerji güvenliğini sağlamak maksadıyla, Türkiye’den Mısır’a uzanan doğu Akdeniz kıyı şeridinin kalıcı olarak, kontrol altına alınmasıdır. Peki bugün akan kanın durdurulması için ne yapmalıyız? Bölgede taraflar açısından en etkili ülkelerden biri olan Türkiye’nin bu işe liderlik etmesi en azından kanın durması ve çocukların ölmemesi için çok önemli katkılar sağlayabilir. Yalnız Türkiye’nin bu görevinde, ABD ve İsrail başta olmak üzere her kesimimin desteği gereklidir. Filistin sorununun genelini değerlendirdiğimizde, ateşkes sağlandıktan sonra Türkiye’nin önceliği, Gazze ve Batı Şeria arasındaki büyük bölünmenin doğurduğu kötü yaşam koşullarının normalleştirilmesi olmalıdır. Bölgede radikal İslami grupların faaliyetlerinin önlenmesinde çok önemli adımlardan biri olacaktır. Türkiye’deki laik düzen, bölgenin geleceği için de en uygun sistem olarak gözüküyor. Ama kesin çözüm ne diyorsak, bunun cevabı siyasi, ekonomik ve askeri açıdan güçlü bir Türkiye’dir. Ve referandumla Türkiye’nin manda yönetimine geçmek isteyen bir Filistin’dir. Güçlü bir Türkiye’nin bölgede sağlayacağı uzun vadeli bir barış ortamı tüm etnik ve mezhepsel dengelerin kurulmasına yardımcı olur. Bölgeye adalet ve istikrar getirir. Tarihe baktığımızda şunu net olarak söyleyebiliriz ki; bölgenin tek kurtuluşu “Güçlü Bir Türkiye’dir”, bütün Ortadoğu için başka kurtuluş yolu gözükmemektedir. “