Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin Açılışını Yaptı
Maryland’de Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin açılışında bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada ve ABD'de Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlüğün ve ön yargının yükselişte olduğu bir dönemden geçildiğini belirterek, “İşte onun için bu merkez büyük önem taşıyor. ABD'de yaşayan her Müslüman'ın, 11 Eylül saldırılarının ardından ülkeye hâkim olan olumsuz havayı dağıtmak için çalıştığını çok iyi biliyorum. 11 Eylül'de bir avuç teröristin Amerika'ya yaşattığı acı ve dehşetin tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Maryland’de yaptırılan, bahçesi, sosyal-kültürel donatı alanlarıyla insanların gündelik yaşamlarına da hitap eden Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin açılış töreni, ülkedeki Müslüman toplulukların liderlerinin, ABD’deki Türklerin yanı sıra, ABD’li Müslüman vatandaşların da yoğun katılımıyla gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende bir konuşma yaptı.
“MERKEZİN YAPIMINDA EMEĞİ GEÇEN HERKESE, MİLLETİM ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Sözlerine, açılışı yapılan Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin, Amerika’da yaşayan Türk vatandaşlarına ve tüm Müslümanlara hayırlı olmasını dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllar önce merkezin yer aldığı arsada bulunan konteyner camide 25-30 kişi ile iftar ederek bu arazi ile tanıştığını aktardı ve ardından, “O konteyner, evet böyle bir medeniyet merkezine dönüştü. Ey Rabbim, sana ne kadar hamd etsek azdır diye niyaz ediyorum” diye konuştu.
Merkezin yapılması sürecinde yardımcı olan eski ve şimdiki Maryland belediye başkanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu medeniyetler arası bir çatışma değil medeniyetler arası bir ittifaktı, bunun adımı atılmış oldu” dedi ve şunları ekledi: “O gün konuşurken bu merkeze verdiğimiz önemden bahsetmiştim. Bugün karşımda düşündüğüm ve gerçekten onun ötesinde bir muhteşem külliyeyi, eseri görüyorum. Emeği geçen gerek Diyanet İşleri Başkanı ve Diyanet teşkilatımız, gerek buradaki eserin mimari projelerini hazırlayan, camimizin ve diğer bütün eserler içerisindeki hat, tezhip, buna yönelik çalışmaları yürüten üstatlarımıza, tüm işçilerimize huzurlarınızda şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.”
“BU BİNALARA RUH VERECEK OLAN SİZLERİN ÇALIŞMALARI OLACAK”
Osmanlı mimarisine göre yapıldığı için Türkiye’deymiş hissini uyandırdığını söylediği caminin yanı sıra merkezin; konferans salonu, kütüphanesi, misafirhanesi, spor salonu, sosyal tesisleri ve yemekhanesiyle birlikte tam bir külliye olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu özellikleriyle merkezimiz, ibadethane yanında, sosyal alandaki tüm ihtiyaçları da karşılayacak şekilde tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir. Maryland eyaletinde yapılan bu yatırım hiç şüphesiz civar bölgelerdeki Amerikalı Müslümanlara da hizmet verecektir. Külliyemizin Amerika’da yaşayan tüm Müslümanlar için, tüm kardeşlerimiz, dostlarımız için hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Merkezimizin mimari güzelliği elbette takdire şayandır. Ama bunun asıl önemli olan yanı, Amerika’daki Müslüman kardeşlerime vereceği hizmettir vereceği manevi huzurdur. Bu binalara hayat verecek, adeta ruh verecek olan sizlerin çalışmaları olacaktır” dedi.
“İSLAM’IN İNSANLIĞI KUCAKLAYAN DEĞERLERİNİ DUYURMA KONUSUNDA MERKEZİMİZE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “İslam’ın tüm insanlığı kucaklayan değerlerini, Peygamberimizin sevgi ve merhamet mesajını buradan Amerika’ya ve dünyaya duyurma konusunda merkezimize önemli görevler düştüğüne inanıyorum. Dünyada ve Amerika’da ne yazık ki Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlüğün ve ön yargının yükselişte olduğu bir dönemden geçiyoruz. İşte onun için bu merkez büyük önem taşıyor. Bugün aramızda bulunan Müslüman derneklerinin ve ABD'de yaşayan her Müslüman'ın, 11 Eylül saldırılarının ardından ülkeye hâkim olan olumsuz havayı dağıtmak için çalıştığını çok iyi biliyorum. Her zaman ifade ediyorum, terörizmin dini, milliyeti, ırkı, kökeni kesinlikle yoktur. Terörist, insanlığa karşı işlediği suçlar sebebiyle bu sıfatı hak eden kişidir. 11 Eylül'de bir avuç teröristin Amerika'ya yaşattığı acı ve dehşetin tüm Müslümanlara fatura edilmesi asla kabul edilemez.”
“Bu üzücü olayın ardından, Müslüman toplumlara ve bireylere karşı oluşan önyargılar, Amerika’yla birlikte Batı’nın tamamında giderek tırmanmayı sürdürdü. Şu anda Brüksel’de terör var, Paris’te terör var; ama unutmayın Türkiye’de terör bunlarla mukayese edilemeyecek derecede var, Lahor’da bunlarla mukayese edilemeyecek derecede var, lütfen bunları görelim” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 35 yıldır terörle mücadele ettiğimizi hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: “Teröre verdiğimiz kurban sayısı 40 bini buldu. Fakat biz bütün bunlara rağmen şu anda Batıda Türkiye’den kaçıp da dolaşan teröristleri istediğimiz zaman bu teröristleri bize iade etmiyorlar. İşte geçenlerde Brüksel olayının faili, kendilerine haber verdiğimiz bir teröristti, Belçika Yönetimine bunu bildirdik. Belçika Yönetimi, ‘Bunun dosyasında herhangi bir şey yok’ dedi ve bomba patladı. Kim samimi? Biz dürüstüz, biz dayanışmaya, paylaşmaya hazırız.”
“AMERİKA’DAKİ MÜSLÜMANLAR, AMERİKALILIK VEYA MÜSLÜMANLIK ARASINDA BİR SEÇİME ZORLANAMAZ”
Bütün bu üzücü olayların ardından hâlâ tüm Müslümanları birer terörist olarak suçlayanların ortaya çıktığına dikkat çeken ve Amerika’da devam eden Başkanlık yarışında bazı adayların bu görüşleri savunuyor olmalarını da hayret ve şaşkınlıkla izlediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Oysa Müslümanlar, bu ülkenin asli unsurları arasında yer alıyor. Toplumun diğer kesimleri gibi Müslümanlar da Amerika’nın gelişmesinde, çok daha güçlenmesinde onlar da aynı şekilde katkı veriyorlar. Sayın Başkan Obama’nın yakın zamanda yaptığı bir konuşmada da değindiği gibi, Amerika’da yaşayan Müslüman toplum Amerikalılık veya Müslümanlık arasında bir seçime zorlanamaz. Biz bu önyargıları kırmaya çalışırken ne yazık ki Müslüman kimliğiyle hareket eden gözü dönmüş bazı gruplar söylemleri ve tavırlarıyla adeta İslam karşıtı kesimlere hizmet ediyorlar. Bunların başında DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş-Şebab gibi örgütler yer alıyor.”
Türkiye’de ise PKK, DHKP-C, Suriye’nin kuzeyinde PYD, YPG gibi terör örgütlerinin olduğunu ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bir de ne yazık ki dindar görünmek suretiyle bir adım daha var ki bu beni en çok üzen olaydır. Brookings Enstitü’de vereceğim konferans öncesinde bu terör örgütleriyle, evet legal görüntüde illegal bir örgüt görüntüsü veren paralel devlet yapısının temsilcilerini gördüm. Sadece Türkiye’deki terör örgütleri değil Ermeni Asala örgütü de oradaydı, bunlar da oradaydı. İşte aldığım bir haber, Ermenistan-Azerbaycan sınırında çatışmalar ciddi manada sürüyor ve bu çatışmalarda her iki taraf da ciddi zayiat veriyor. Az önce bir Azeri televizyonu önümü kesti, onun gözlerinde gözyaşı gördüm. Acaba bizim ülkemizdeki medyanın gözlerinde de bu gözyaşını görebilecek miyiz?” şeklinde konuştu.
“İSLAMIN ADINI LEKELEYEN GRUPLARLA MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Irak ve Suriye’de yaşanan çatışmalarda ölenin de öldürenin de ‘Allahuekber’ dediğine işaret eden ve Müslümanlar olarak İslam’ın adını lekeleyen bu tür kişilerle ve guruplarla bıkmadan, usanmadan mücadele edip doğruları anlatarak onları ıslah etmeleri gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan merkezi, bu hassasiyetlerin temel taşı olarak gördüğünü söyledi ve şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu merkez ‘Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker’ görevini hakkıyla yerine getirecek bir merkezdir diye inanıyorum. Ve ben farklı inançlara mensup Amerikalılarla, ortak düşmanımız olan nefret ve önyargıya karşı burada birlikte mücadele etmeliyiz. İslam’ın almaktan çok vermeyi tavsiye eden, komşusu aç yatarken tok yatmayı yasaklayan, öldürmeyi değil yaşatmayı emreden gerçek yüzünü Amerikan toplumuyla birlikte tüm uluslararası camiaya göstermeliyiz. Bugün açılışını yaptığımız Kültür ve Medeniyet Merkezi’mizin işte tüm bu çalışmalara öncülük edeceğine inanıyorum.”
Merkezde hizmet verecek olan Yunus Emre Enstitüsü’nün de Türk dilinin ve kültürünün zenginliklerinin, bu bölgede yaşayan Amerikalılara tanıtılmasında önemli bir rol oynayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükûmetler arası ilişkiler kadar önemli hale gelen bireyler arasındaki iş birliğinin artması için birbirimizin dilini, dinini, kültürünü ve adetlerini doğru şekilde öğrenmeliyiz. İnanıyorum ki bu çevrede yaşayanlar burada Türk mutfağını da görecekler. Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi işte bu anlayış üzerine bina edilmiştir” açıklamasında bulundu.
Dinleyenlere “Asla ümitsiz olmayınız” şeklinde seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda “Rahmet ümidimin budur sebebi: Sebekat rahmetî alâ ğadabî” şeklindeki beyite atıfta bulundu ve sözlerini beyitin açıklamasını yaparak tamamladı: “Müslüman rahmetle büyür, rahmetle gelişir. Fakat ‘rahmet ümidimin budur sebebi’ derken şair, altında evet Rabbimiz buyuruyor ki ‘Rahmetim gazabımı çok ama çok fazlasıyla aşacaktır.’ Bu müjdeye inanarak ben Rabbimin rahmetinden ümidimi hiçbir zaman kesmedim, kesmiyorum diyor.”