Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Uzak doğu mallarının özellikle Çin ürünlerinin yıllardır Türkiye’nin üzerinde bir kâbus olduğunu söyledi.
Türkiye’de son günlerde kanserojen madde içeren ürünlerin piyasaya sürüldüğünün tespit edilmesiyle birlikte tartışmaları da beraberinde getirdi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Palandöken, kanserojen madde içeren ürünler için alınması gereken önlemler hakkında bilgiler verdi.
Çin’den gelen ürünlerin Türkiye üzerine kâbus olduğunu ifade eden Palandöken, şunları aktardı:
“Başından beri söylediğimiz, ’Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti’ Pahalıyı ucuza almak çok daha karlıdır. Uzak doğu malları özellikle Çin, yıllardır Türkiye’nin üzerinde bir kâbustur. Tekstil ürünleri, boyalar ve çocukların kullandığı kalem, sırt çantasına kadar her şeyin kanserojen ürettiği tespit edildi.”
Firmaların yurtdışında üretim gerçekleştirdiğini söyleyen Palandöken, “Çoğu firma yurtdışında üretim gerçekleştiriyor. İşçilere daha ucuz ödüyorlar. Bu yerli ürünlerin uzak doğudan gelen ürünler karşısında rekabet edemez hale geldi. Böylelikle iç piyasada artık hem çoğalmaya hem de piyasaya hâkimiyetiyle ilgisiyle önemli gelişmeler oldu. Esnaf ve zanaatkârı biz bilinçlendiriyoruz. Bu olaya dikkat edin bu ayakkabılar pençe fiyatına yeni ayakkabı alma şansını yakaladıkları için artık ayakkabıcı esnafı, gıdacılar da yine aynı şekilde kırtasiye malzemesi satanlar artık bu ürünlerin insan sağlığına zararlı ve kanserojen ürettiği için üretmemeye özel gösteriyorlar” şeklinde konuştu.
Çin’den gelen ve sağlığa zararlı olmayan ürünlerin esnafın elinde kaldığını belirten Palandöken, “Vatandaş, böyle bir şey varmış almayalım ama 3-5 gün sonra etkisini kaybediyor ve insanlar ucuza yönelmeye başlıyor. İnsan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Bunun için 3 tür tedbir alınması gerekiyor” diye konuştu.
Palandöken, sözlerine şöyle devam etti:
“Kontrol mekanizması işlemesi lazımdır. İkincisi ise, bunu denetleyecek insanların bilinçlendirilmesi lazımdır. Hangi ürünlerde ne oranda tahlil yapılacağı ve bu tahlillerden sonra gümrük kapılarında laboratuvarların olması lazım. Üçüncü ve en önemlisi ise, ilkokul çağındaki çocuklar dahil olmak üzere Kamu Spotu olacak. Görsel ve yazılı medya da hatta el broşürleriyle insanlar bilgilendirilecek.”