Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde hizmet verecek amfibi gemi Bayraktar’ın denize indirilme törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barış istiyorsak daima savaşa hazır olmalıyız. Bu anlayışla kendimiz, bölgemiz ve tüm dünyada barışı, huzuru, güvenliği daim kılmak için tüm unsurlarıyla ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Biz, dostlarımızın emin olmasını sağlamak, birliğimize ve bütünlüğümüze göz dikenleri de caydırmak için bu yatırımları yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz” dedi.
ADİK TERSANESİNDE TÖREN
Bayraktar’ın inşa edildiği ve İstanbul Tuzla’da bulunan Anadolu Deniz İnşaat Kızakları (ADİK) Tersanesi’nde gerçekleşen törende; Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ADİK yöneticileri, geminin yapımında görev alan personel ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı mensuplarının yanı sıra çok sayıda davetli de hazır bulundu.
BAYRAKTAR DENİZE İNDİRİLDİ
Bayraktar’ın indirilmesinden önce yaptığı konuşmasına, geminin ülkemiz, milletimiz ve tüm denizcilerimiz için hayırlara vesile olmasını dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Eylül’de kutlanan Preveze Deniz Zaferi’mizin yıldönümünü kutladı ve “Bugün burada denize inişine şahitlik ettiğimiz Bayraktar gemimiz vesilesiyle, Barbaros Hayrettin Paşa’yı ve tüm denizcilerimizi bir kez daha tazimle, özlemle, rahmetle yad ediyorum” dedi.
“BAYRAKTAR GEMİSİ DENİZLERDEKİ GÜCÜMÜZE GÜÇ KATACAK”
Denizcilerimizin hüküm sürdüğü dönemde barışın, huzurun, adaletin hâkim olduğu Akdeniz’de, bugün yaşanan acı hadiseleri üzüntüyle takip ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizin ve medeniyetimizin bize verdiği görevleri, bugün de bihakkın yerine getirmenin çabası içindeyiz. Akdeniz’de, Ege’de hiçbir masumu kendi haline terk etmedik, hiçbir mazluma sırtımızı dönmedik” diye konuştu.
Sahil güvenliğimizle kendi kara sularımızda, donanmamızla da dünyanın dört bir yanında insanlığın huzuru, adaleti ve barışı için çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün denize indirilen Bayraktar gemisinin de denizlerdeki gücümüze güç katacağını vurguladı.
“TÜM BU GELİŞMELER, SAVUNMA SANAYİNDE ELDE ETTİĞİMİZ İLERLEMELERİN DENİZCİLİK ALANINDAKİ YANSIMALARIDIR”
Türkiye’nin ilk amfibi gemisini 2010 yılında denize indirdiğini, ardından Milli Savaş Gemisi Projesi kapsamında üretilip 2011’de Heybeliada, 2013’te Büyükada gemilerinin donanmamıza teslim edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şöyle dedi: “Tüm bu gelişmeler, savunma sanayinde elde ettiğimiz ilerlemelerin denizcilik alanındaki yansımalarıdır. Geçmişte, arzu ettiğimiz gemileri, uçakları, araç-gereçleri paramızla dahi almakta zorlandığımızı asla unutmadık, unutmayacağız. Savunma sanayimizin diğer unsurları gibi, gemilerimizi, denizaltılarımızı ve diğer ihtiyaçlarımızı kendi tasarımımız ve kendi üretimimiz olarak ülkemizde tedarik edebiliyor olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, 2002 yılında savunma sanayi ihtiyaçlarının yüzde 80’ini ithal etmek zorunda olduğunu, bugün bu oranın yüzde 40’lara indirmeyi başardıklarına değinerek, hedeflerinin 2023 yılında savunma sanayiinde dışa bağımlılığın bütünüyle ortadan kaldırılması olduğunu ifade etti.
Temel savunma ihtiyaçlarımızın tamamını kendimiz tasarladığımızda ve ürettiğimizde, istiklalimize ve istikbalimize daha güvenli bakabilir hale geleceğimizi kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıda emeği geçenlere de teşekkür ederek, “Bilhassa Başbakanlığımıza, Milli Savunma Bakanlığımıza, Genelkurmay Başkanlığımıza, Kuvvet Komutanlıklarımıza, Savunma Sanayi Müsteşarlığımıza, firmalarımıza ve tabii elbette mühendislerimize ve işçilerimize, milletim adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“YENİ PROJELERLE DONANMAMIZI GÜÇLENDİRECEĞİZ”
Bu çalışmaların kesintisiz şekilde sürdürüleceğini, bu alandaki projeleri devam ettirip yeni projelerle donanmamızı güçlendirme kararında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çalışmalarımızı, Yavuz Sultan Selim’in ve Gazi Mustafa Kemal’in şu güzel sözünü kendimize ilke edinerek yürütüyoruz. Ecdadımız diyor ki; ‘Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh u salah.’ Evet… Barış istiyorsak daima savaşa hazır olmalıyız. Bu anlayışla kendimiz, bölgemiz ve tüm dünyada barışı, huzuru, güvenliği daim kılmak için tüm unsurlarıyla ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bundan hiç kimse rahatsız olmasın. Bu milletin tarihinde sömürgecilik ayıbı kesinlikle yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Biz, dostlarımızın emin olmasını sağlamak, birliğimize ve bütünlüğümüze göz dikenleri de caydırmak için bu yatırımları yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.”
Helikopter, tank, insansız hava aracı, uçak gibi pek çok projede çok ciddi ilerlemeler kaydedilip üretim aşamasına gelindiğine; ancak hala kat edilecek mesafeler olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temmuz ayından beri yeniden tırmanışa geçen terör saldırıları, bölgemizde yaşanan gelişmeler ve daha pek çok işaret, bizim bu çalışmaları süratlendirmemizi, hazırlıklarımızı tamamlamamızı gerektiriyor” değerlendirmesinde bulundu.
“KÜRESEL SİSTEM YENİDEN YAPILANMA SÜRECİNE GİRDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sistemin, ekonomik kaosla birlikte jeopolitik bir yeniden yapılanma süreci içine girdiğinin ve bu sürecin tüm önemli çatışma, çekişme ve mücadelelerinin bizim yakın çevremizde cereyan ettiğinin altını çizerek şu açıklamalarda bulundu: “Bu dönemi, ülkemiz ve milletimiz lehinde değerlendirebilmemizin en başta gelen şartı, güçlü bir orduya, güçlü bir savunma sanayine, güçlü bir yüksek teknolojiye dayalı üretim altyapısına sahip olmamızdır. Askerî güçle desteklenmeyen diplomasi, sizi yolda bırakır.”
Bu yüzden Türkiye’nin her alanda kendisini teçhiz etmesi, eksiklerini tamamlaması ve hedefine doğru tam yol ilerlemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “ATAK helikopterlerimizi, MİLGEM gemilerimizi, ALTAY tanklarımızı, HÜRKUŞ uçaklarımızı, ANKA ve diğer insansız hava araçlarımızı, uydularımızı, KİRPİ ve diğer zırhlı personel taşıyıcılarımızı, füzelerimizi, roketlerimizi, tüfeklerimizi bir an önce eksiksiz olarak devreye almalıyız. Bugün denize indirme törenini gerçekleştirdiğimiz Amfibi Gemimiz Bayraktar’ı, bu kararlılığımızın bir sembolü olarak kabul ediyorum. Bu geminin ülkemize kazandırılmasında emeği geçenleri bir kez daha kutluyorum. Kredi temininde tüm hassasiyetini ortaya koymak suretiyle milli bankamız Ziraat Bankası’nı gösterdiği olumlu yaklaşım sebebiyle tebrik ediyorum. Gemimizin yolu açık, denizleri sakin, pruvası neta olsun diyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.”