AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, bu toplantıların sadece millete değil, genel coğrafyaya seslenmelerine vesile olduğunu belirtti.
Vatanın birlik ve beraberliği, milletin istikbali, huzuru için Rahman'a yolcu gönderdikleri aziz şehitleri rahmet ve minnetle anan Başbakan Davutoğlu, iş dünyasında saygın bir yeri olan Mustafa Koç'a, uzun yıllar parlamentoda milletvekili olarak görev yapan Kamer Genç'e, edebiyat dünyasının önemli isimli Tahsin Yücel'e, müzik adamı Ergüder Yoldaş'a da Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diledi.
Davutoğlu, bugünün, TBMM'de başkanlık görevi sırasında hayatını kaybeden, milli mücadelenin, istiklal mücadelesinin kahramanlarından Kazım Karabekir'in vefat yıl dönümü olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:"Kendisine ve silah arkadaşlarına, İstiklal Savaşımızın tüm kahramanlarına bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, TBMM adına onların bize emanet ettiği istiklalimizi ebediyete kadar koruma sözünü bir kez daha sizler huzurunuzda tekrar ediyorum. Hangi tehlike söz konusu olursa olsun, tehdit nereden gelirse gelsin, Cumhuriyetimizin kurucusu TBMM, her zaman tam bir ortak bilinç, ortak vicdan, ortak yürek ile bütün bu tehlikelere karşı istiklal kahramanlarının bize emanet ettiği, istiklalimizi ve istikbalimizi korumaya kararlıdır. "
YOĞUN BİR DIŞ TEMAS TRAFİĞİ
Başbakan Davutoğlu, geçirdiği ameliyat nedeniyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de geçmiş olsun temennisinde bulunarak, Allah'tan şifa dileklerini iletti.
Milletvekilleriyle, son olarak Afyonkarahisar'da bir araya geldiğini, iki gün kapsamlı şekilde istişarede bulunduklarını anlatan Davutoğlu, daha sonra ülke için önemli katkılar sağlayacak, yoğun bir dış temas trafiğine çıktıklarını anımsattı.Başbakan Davutoğlu, geçen hafta sonu İngiltere, İsviçre, Davos, Berlin'e gittiğini belirterek, bu ziyaretlerde dört temel başlıkta ilerleme kaydetmeyi hedeflediklerini vurguladı.
YABANCI YATIRIM AKIŞINI HIZLANDIRMAK
Küresel ekonomide durgunluk yaşanan dönemde, yabancı yatırımcılara Türkiye'nin ekonomik imkan ve cazibelerini anlatmayı ve Türkiye'ye yabancı yatırım akışını hızlandırmayı hedeflediklerini aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:"Ziyaretimizin İngiltere ve Davos ayaklarında, bu hedef doğrultusunda çok etkili temas ve görüşmeler yaptık. Dış temaslarımızın ikinci hedefi, köklü ilişkilerimizin bulunduğu pek çok ülkeyle ikili ilişkilerimizi derinleştirmekti. Gerek müstakil ziyaretlerde bulunduğumuz İngiltere ve Almanya'daki temaslarımızda, gerekse Davos'ta gerçekleştirdiğimiz ikili temaslarda bu amaç doğrultusunda çok önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Ziyaretimizin ikinci ayağında, Almanya ayağında bir ilki hayata geçirerek, Türkiye ile Almanya arasında hükümetler arası istişare toplantısını gerçekleştirdik.
Temaslarımızda ön planda tuttuğumuz üçüncü gündemimiz son dönemlerde, özellikle AB ilişkilerimizde yaşanan ivmeyi, kalıcı bazı kazanımlara kavuşturmaktı. Bu çerçevede vatandaşlarımıza vize muafiyeti ve uyum sürecinde yeni fasılların açılmasına dair konularda somut ilerlemeler kaydettik. Ziyaretimizin her üç ayağında da mülteci sorunlarına yönelik olarak küresel duyarlılık geliştirmek ve bu soruna köklü çözümler geliştirmek üzere pek çok önemli temaslar gerçekleştirdik."
Başbakan Davutoğlu, seçim döneminde söz verdikleri şekilde yurt dışındaki vatandaşlar için dövizle askerliği 6 Bin Avrodan bin avroya indiren yasanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiğini anımsattı.
SÖZ VERDİK Mİ TUTARIZ
Davutoğlu, "Biz söz verdik mi sözümüzün gereğini mutlaka yerine getiririz" dedi.
"Kimin derdi varsa, kimin insani bir meselesi varsa bundan sonra İstanbul'a gelecek, İstanbul'da huzuru ve sadeti bulacak" diyen Davutoğlu, 23-24 Mayıs'ta gerçekleştirilecek toplantının hem birçok devlet başkanını ağırlamak bağlamında hem de dünyaya insani bir mesaj vermek bağlamında son derece önemli bir mesaj taşıdığını söyledi. Davutoğlu şöyle devam etti: "Bakınız, Ekim 2015'ten Ekim 2016'ya kadar bir yıllık dış zirvelerin kısa bir tarihini vermek bile Türkiye'nin kazandığı uluslararası etkinliği ortaya koyuyor. 2015 Ekim'inde Dünya Göç Zirvesi'ni, 2015 Kasım'ında G20 Zirvesi'ni yaptık. 2015 Kasım'da Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini yaptık. Şimdi Nisan ayında İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'ni, Mayıs ayında Dünya İnsani Zirvesi'ni, Ekim ayında ise Dünya Enerji Zirvesi'ni yapacağız. İster göç ve insani meseleler gibi bütün insanlığı ilgilendiren meseleler olsun, ister enerji gibi dünya ekonomisini ilgilendiren meseleler olsun, ister G20 gibi onlarca büyük devletin katıldığı toplantı olsun, artık bunların hepsi Türkiye'de gerçekleşiyor. Küresel ve bölgesel yeni düzenin temelleri Türkiye'de tartışılıyor. Bilinsin ki Türkiye, bütün bu gelişmelerden etkilenen bir ülke değil, bütün bu gelişmeleri yönlendiren, etkileyen, geleceği belirleyen bir küresel aktördür."
3. HAVALİMANI TEMELİNİN ARDINDAN TÜRKİYE KUMPASLARLA KARŞILAŞMIŞTIR
Özellikle İstanbul'un önümüzdeki dönemde en önemli küresel başkentlerden biri olacağı beklentisinin, bütün muhatapları tarafından kendilerine defalarca iletildiğini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin ekonomik geleceği konusunda muhataplarında en ufak bir tereddüt olmadığını, aksine beklentilerin büyük olduğunu müşahede ettiklerini söyledi.
MÜLTECİLER MESELESİNİ PARA MESELESİ OLARAK GÖRMÜYORUZ
Davutoğlu, yaptıkları bütün temaslarda mülteci dramını bir kez daha dünya kamuoyunun dikkatine sunma imkanı bulduklarını belirterek, önümüzdeki dönemde kendilerine verilen bu bilgiler doğrultusunda muhataplarının, mülteciler konusunda çok daha duyarlı davrancağına inandığını kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, "Muhataplarımıza, Türkiye'nin bu konudaki olağanüstü çabaları konusunda bilgi verdik. Bu bilgiler ışığında yaşanan çabanın sadece Türkiye'nin değil insanlığın meselesi olduğu gerçeğini bir kez daha kendilerine ifade etme imkanı bulduk. Bu gelişmelerin ardından 3 milyar avronun kullanımının serbest bırakılması da bu olumlu gelişmelerin bir sonucu olmuştur. Ancak şunu bütün o forumlarda ifade ettim, burada da ifade ediyorum: Biz mülteciler meselesini bir para meselesi olarak görmüyoruz. Şu ana kadar 10 milyar dolara yakın harcamayı, kamptaki mülteci kardeşlerimiz için yaptık. Kimseden de para istiyor veya talep ediyor değiliz. İster versinler, ister vermesinler insani vazifemizin gereğini yaparız. Ancak bu 3 milyar avroluk destek, uluslararası toplumun ve başta AB'nin, özellikle külfeti paylaşma konusundaki iradesini ortaya koymaktadır. Türkiye'ye değil Türkiye'deki mültecilere yapılan bir yardımdır" ifadesini kullandı.
PKK VE DAEŞ'E KARŞI MÜCADELE VURGUSU
İstanbul'da ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'i bir yıl aradan sonra ikinci kez misafir ettiklerini anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:"Ülkelerimiz iki yakın dost ve müttefik olarak her düzeyde yoğun temas içerisindedir. Görüşmemizin önemli bir kısmını, doğal olarak Suriye ve Irak'ta yaşanmakta olan gelişmeler, ayrıca Kıbrıs müzakereleri bağlamında gelinen son aşama oluşturdu. NATO içindeki dayanışma ve iş birliğimizi de değerlendirdik. Başta PKK ve DAEŞ olmak üzere terörün her türlüsüyle mücadele, iş birliği ve dayanışmanın daha da güçlendirilmesi için ilave adımlar atma kararlılığını birlikte göstermiş olduk. Yeni sınamalarla karşı karşıya olduğumuz bu dönemde, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki iş birliğinin her zamankinden daha önem taşıdığını karşılıklı olarak teyit ettik. Görüşmemiz vesilesiyle ABD ile gerek PKK gerek DAEŞ terörüne karşı iş birliğimizi güçlü bir şekilde sürdüreceğimizi bir kez daha teyit ettik. Ayrıca iki NATO müttefiki olarak ittifak sınırlarının güvenliğinin sağlanması konusundaki ortak irademizin örtüştüğünü de gördük. Bizler DAEŞ, PKK, El Kaide, El Nusra, DHKP-C gibi tüm terör örgütlerine karşı kararlılıkla mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Bizim için iyi terörist, kötü terörist ayrımı yoktur ve olmayacaktır. Kim insan canına kastediyorsa, kim şehirleri bombalayıp oradan insanları sürgüne ve mülteci olmaya doğru zorluyorsa hepsine karşı ortak tavır alacağız. Herkes net bir tutumla terörün ve terör örgütlerinin tam karşısında yer almalıdır. Bu çerçevede Sayın Biden ve dünya kamuoyuna da açık bir şekilde ifade ettiğimiz gibi, bizim için PKK ile PKK'nın Suriye'deki kolu olan YPG, PYD arasında hiçbir ayrım yoktur ve DAEŞ ne kadar tehditse PKK da o kadar tehdittir. YPG de PKK'nın bir kolu olarak hem Türkiye'ye hem de Suriye halkına karşı suçlar, cürümler işleyen bir örgüttür. Çok açık ve net bir tavır bütün dünyaca görülmek durumundadır. Terör örgütünün kaynağı, gerekçesi ne olursa olsun hepsinin karşısında Türkiye dimdik durmaya ve mücadele etmeye de kararlıdır."
SURİYE
Davutoğlu, Türkiye'nin, Suriye'de yaşananlara kayıtsız kalamayacağını ifade etti.
Her şeyden önce insani sorumluluğun, Suriye halkını sahiplemeyi gerektirdiğini belirten Davutoğlu, Suriye'deki durumu içinden çıkılmaz bir hale getirme çabası gösteren ülkelere karşı, Türkiye'nin Suriye'de yaşanan dramın biran önce son bulması yönünde elinden gelen tüm çabayı göstermeye devam edeceğini vurguladı.
Bu çerçevede, Suriye için kurulacak masanın sağlıklı bir çerçevede oluşturulmasını önemsediklerinin altını çizen Davutoğlu, şöyle konuştu:"Bunu tüm muhataplarımıza da ifade ettik. Bizim bu pozisyonumuza rağmen, bizim 'Suriye'de Kürtlere yönelik önyargılı bir tutumumuz olduğu' belli çevreler tarafından, maksatlı bir şekilde dile getiriliyor. Buradan tekrar ifade ediyorum ki biz, Suriye'de Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, Sünnilerin, Nusayrilerin, Hristiyanların hep beraber bir arada olduğu bir masa olması gerektiğini düşünüyoruz. Kürtlerin masada bulunması bir zarurettir. Kürtlerin olmadığı bir masa eksik olacaktır. Ancak biz, Kürtlerin değil, bu Kürtlere de zulmeden YPG'nin ve PYD'nin masaya oturmasına kesinlikle karşıyız. Bir terör örgütünün, muhalif hareketlerin arasına katılarak, bu müzakerelere katılması, bizim açımızdan kabul edilebilir değildir. PYD'yi illa ki masanın kenarına oturtmak isteyen birileri varsa, PYD'ye o masada yakışan yer, onurlu bir mücadele veren muhaliflerin yanı değil, rejimin yanıdır. Rejimle işbirliği yapan PYD hiçbir şekilde Suriye halkının haklı mücadelesini temsil edemez, edemeyecektir. Halkına karşı katliam yapan bir rejimle yaptıkları işbirliğinin doğal sonucu bu olmalıdır."
Bu çerçevede gelecek günlerde başlayacak müzakerelerde Türkiye'nin, hükümetin, Suriye halkının haklı davasının yanında yer alacağına işaret eden Davutoğlu, "Suriye halkı hiçbir zaman yalnız olmamıştır, yalnız olmayacaktır, yalnız kalmayacaktır" ifadesini kullandı.
MUHALEFET AYNI BOZUK PLAĞI ÇALMAYA DEVAM ETTİ
Başbakan Davutoğlu, bu yoğun diplomatik temasların çok yararlı sonuçlar üreteceğine inandığını belirterek, Türkiye'nin hem bölge hem de dünya meselelerine bakışını, her zeminde anlatmaya bundan sonra da devam edeceklerini söyledi.
Kendileri, ülke ülke dolaşıp, dünyaya Türkiye'yi anlatırken, muhalefetin "aynı bozuk plağı" tekrar tekrar çalmaya devam ettiğini vurgulayan Davutoğlu, dünya ekonomisinin zirve noktalarında, Türkiye'ye daha fazla yatırım çekebilmesinin gayreti içindeyken, muhalefetin, yine ezberini ve davranışını bozamadığını ifade etti.
Türkiye'nin zor bir coğrafyada bulunduğuna, çevre ülkelerdeki birçok problemin olumsuz etkilerini göğüslemek durumunda olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin bütün bu zorluklara rağmen, siyasi ve ekonomik istikrarını sürdüğünü, gelişen, büyüyen, kalkınan bir ülke olduğunu dile getirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin bölgesinde bir istikrar adası, en olumsuz şartlara rağmen, bu tablonun hiçbir zaman değişmesine izin vermeyen önemli bir bölgesel güç olduğuna işaret etti.
TÜRKİYE, DÜNYANIN YÜKSELEN EKONOMİK GÜCÜ
"Bu şekilde, bir jeopolitik kriz ortamında, bir istikrar adası olmamız nasıl oluyor?" diye soran Davutoğlu, AK Parti'nin 14 yıldır sürdürdüğü dikkatli, vizyoner ve özgüvenli yönetim anlayışının, bütün bu başarıların arkasındaki temel faktör olduğunu bildirdi.
Davos'ta bunu bir kez daha gördüklerini, Türkiye'nin bugün sadece bölgesinin değil, dünyanın en dinamik yükselen ekonomik güçlerinden biri olduğunu belirten Davutoğlu, bunu, dünyanın etkili siyasi ve ekonomik pek çok isminin de söylediğini aktardı.
Son küresel ekonomik kriz sonrasında, Türkiye'nin ekonomik büyüme istikrarıyla, dünyada en çok gıpta edilen ülkelerden biri haline geldiğine dikkati çeken Davutoğlu, yurt dışına çıkan insanların bunu özellikle Avrupa şehirlerinde sıklıkla duyduğunu, her yerde, Türkiye'nin dünya ortalamasının yaklaşık üç misline yaklaşan kalkınmasın gıptayla takip edildiğini dile getirdi.
Davutoğlu, yurt dışında yaşayan yurttaşların bu pozitif değişimin uzun süredir farkında olduğunu bildirdi. Davutoğlu, bu nedenle AK Parti'nin yurt dışında yaşayan vatandaşlardan, yüzde 56,22 oy aldığını anımsatarak, "Çünkü onlar biliyorlar ki Türkiye'de güçlü bir iktidar varsa, onların, dünyanın her yerinde, Avrupa'nın her yerinde başları dik olur, her yerde itibar görürler. Onlar 90'lı yıllardaki itibarsız Türkiye'nin kendilerine nelere mal olduğunu bilirler. Onun için de gittiğimiz her yerde yurt dışındaki vatandaşlarımız, Türkiye'nin yükselen gücünden duydukları büyük onuru bizlerle paylaşıyorlar" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANINA KARŞI ÜSLUBU KABUL EDİLEMEZ
İyi yönetilen Türkiye'nin her şart altında istikrarını koruduğunu, adım adım bütün engellemelere rağmen geleceğini inşa ettiğini belirten Davutoğlu, bu parlak tablo içinde, eksikliği hissedilen tek hususun "ciddi muhalefet" olduğunu bildirdi.
"Ne yazık ki 14 yıldır olduğu gibi bugün de Türkiye'nin bugünü ve geleceği için gerçekleştirdiği atılımlara muhalefetten hiçbir katkı gelmiyor" diyen Davutoğlu, kendilerinin defalarca, "Muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Gelin bu ülkeyi el birliğiyle geleceğe taşıyalım" çağrısında bulunduklarını hatırlattı.
Seçim sonrasında muhalefetle bir araya geldiklerini, "Kısır siyasi polemiklerle, nezaketsiz atışmalarla enerjinizi heba edeceğinize, ülkenin kalkınması, milletin huzuru için fikirler oluşturun, projeler geliştirin, getirin tartışalım" çağrısında bulunduklarını anımsatan Davutoğlu, bu çağrıları, Başbakanlık görevini yürütürken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da defalarca yaptığını, hiçbir şeyin değişmediği ifadesini kullandı.
Davutoğlu, kendileri, yurt dışında ülke, millet için yoğun bir mesai verirken, gece gündüz koştururken, son bir hafta içinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yine bir siyasi parti, anamuhalefet partisi liderine yakışmayacak bir tutum takındığını söyledi. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun, bulunduğu yüksek makama, milletin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kullandığı üslubun asla kabul edilemeyeceğini vurguladı.
SİZİN DEMOKRASİYE SAYGINIZ BU MU?
Erdoğan'ın, girdiği her seçimde, 2002'den bu yana milletin büyük teveccühüne mazhar bir lider olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:"Sizin demokrasiye, milletin tercihine saygınız bu mu? Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamına saygınız bu mu? Bizler bu ülkenin meselelerinin çözümüne sizleri dahil etmek için defalarca çağrıda bulunduk ve halen de bulunmaya devam ediyoruz. Kişisel olarak birçok konuda farklı düşünebiliriz ama Meclis çatısı altındaki misyonunuza, konumunuza, vekillik makamınıza saygı gösteriyoruz. Ancak sizden de aynı saygıyı beklemek, bizim hakkımızdır. Ancak siz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na saygı gösteremiyor, hakaretler, tehditler savuruyorsunuz. Eskiden oy veren vatandaşlarımıza hakaret ederdiniz, 'bidon kafalı, makarnacı' derdiniz, şimdi milletimizin oy verdiği kişilere, özellikle de Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyorsunuz. Muhalefetinizdeki tek değişim bu. Yıllardır bu üslupsuzluğunuz, bu yapıcılıktan uzak siyasi tutumunuz sebebiyle bu millet size ders üstüne ders verdi, her seçimde sizi sandığa gömdü ama hiçbir şey öğrenmediniz. Siz aynı ezbere, aynı nezaketsizliğe, demokratik olgunluktan nasibini almamış aynı yıkıcı söyleme devam ediyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu bilsin ki Türkiye bu köhne siyasi anlayışları çoktan aştı."
Milletin hem 7 Haziran'da hem de 1 Kasım'da anlayabilenler için ibretlerle dolu tarihi mesajlar verdiğini hatırlatan Davutoğlu, AK Parti'nin bu mesajları alabildiği için bugün yüzde 50'ye yakın bir oyla iktidarda olduğunu, kamuoyu anketlerinin de oylarının sürekli yükseldiğini ortaya koyduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Siz, 'neden bu millet bizi tercih etmiyor, neden iktidar için bir seçenek olamıyoruz, yüzde 30'a bile yaklaşamıyoruz' diye hiç kendi kendinize soruyor musunuz? Hiç dönüp aynaya bakıp, 'neden bu millet bize itibar etmiyor, bizim söylediklerimizi kaale almıyor, verdiğimiz bütün bu uçuk vaatlere bile gözünün ucuyla bakmıyor' diye kendi kendinize soruyor musunuz?" ifadesini kullandı.
CHP'NİN ZİHNİYETİ; KAFASI DEĞİŞMİYOR
Aydın kültürü içinde konuşulduğu zaman eleştiriyi hep öne çıkaranların, hiçbir zaman özeleştiri yapmadığını belirten Davutoğlu, "Sürekli kurultaylar yaparlar ama kurultaylarda seviyeli tek bir tartışmanın olduğunu, tek bir özeleştirinin gündeme gelip, yeniden yapılanmanın gerçekleştiğini göremezsiniz. Sürekli kadrolar, isimler değişir ama değişmeyen bir tek şey var o da CHP'nin zihniyeti, kafası değişmiyor, problem orada. İsimlerin değişmesi önemli değil. Çünkü özeleştiri yapmıyorlar, istişare etmiyorlar, fraksiyonel bir anlayışı siyasete egemen kılmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun son kurultayda ortaya koyduğu performansa dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Partilerinin kongresinde bile vizyon çizmek yerine hakaret ediyorlar. Size oy verenler de dahil olmak üzere bütün vatandaşlarımız aslında size niye itibar edilmediği sorusunun cevabını biliyor, bilmeyen sadece Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi."
Davutoğlu, Türkiye'nin 2015 yılı içinde iki önemli seçim yaşadığını ve bunlardan ülke geleceği adına büyük kazanımlarla çıktıklarını belirterek, bugün seçmenin yüzde 50'ye yakın kısmının oyunu alarak iktidar görevi üstlenmiş güçlü bir hükümetin ülkeyi yönettiğini anlattı.
Başbakan Davutoğlu, "Hem içeride hem dışarıda koşturuyoruz. Dur durak yok. Bu milletin hizmeti için 24 saat yetmiyorsa, 25. saati Rabbimizin feyzi ve bereketiyle bulacağız. 7 gün yetmiyorsa 8. günü bulacağız. Bir ayda 4 hafta yetmiyorsa, ek vakitler için Rabbimize niyaz edeceğiz. Her şeyimizden kısacağız, ama millete verdiğimiz hizmetten hiçbir şey kısmayacağız. Daha az uyuyacağız, daha çok koşturacağız. Daha az dinleneceğiz, daha çok terleyeceğiz" diye konuştu.
Önlerinde temsil kabiliyeti yüksek bir Meclis tablosu bulunduğuna işaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinden sonra her alanda çok önemli hedefler koydukları Hükümet Programı'nı açıkladıklarını, bunun ardından adım adım reform ve projeleri hayata geçirmeye başladıklarını, seçim öncesi vatandaşlara vadettiklerinin tümünü büyük hızla gerçekleştirdiklerini vurguladı.
REFORMLAR
Grup toplantılarında reform ve vaatlerde hangi noktaya geldikleri konusunda sürekli bilgi aktardıklarını anlatan Davutoğlu, grup toplantısının aynı zamanda haftalık muhasebe toplantıları olduğunu kaydetti. Millete verdikleri sözleri tekrar tekrar dile getirdiklerini, yerine getirdikleri hususlar konusunda millete hesap verdiklerini belirten Davutoğlu, "Bugün itibarıyla ilk üç ay için reformlarımızın yüzde 30'unu, vaatlerimizin ise Meclis'te görüşmeleri devam edenlerle birlikte yüzde 66' sını gerçekleştirdik. Hamdolsun. Daha yılın ilk ayı tamamlanmadı ama bunları gerçekleştirdik" dedi.
Hangi vaatlerini gerçekleştirdikleri konusunda bilgi veren Davutoğlu, şöyle konuştu:"Asgari ücreti bin 300 liraya çıkardık. Emeklilere yılda bin 200 lira ek zam yaptık, emeklilerimiz ilk zamlı maaşlarını da aldılar. Astsubay emeklilerinin intibak sorununu çözdük. Lisans öğrencilerinin bursunu 400 liraya yükselttik ve yükseltilmiş bursu almaya başladılar. Askeri öğrenci harçlıklarını 400, er ve erbaş harçlıklarını 100 liraya çıkardık. Esnafa 30 bin TL faizsiz kredi vermeye başladık. Gençlere 50 bin TL karşılıksız nakdi destek vermeye başladık. Gençlerimize 100 bin TL kredi verdik ve krediye yüzde 85 kefalet imkanı getirdik. Meclis'imizde tartışılıyor, gençlerimizin kurduğu iş yerleriyle ilgili 3 yıl vergi alınmaması uygulamasını başlatıyoruz. 30 bin öğretmen ataması için yasal düzenlemeler bitti, inşallah Şubat ayında atamaları gerçekleştirmiş olacağız. KOBİ'ler için kefalet limiti yükseltmesi ve vadelerinin artırılmasını sağladık. Yem ve gübrede KDV'yi tamamen kaldırdık. Kaldıracağız demiyoruz, kaldırdık. 5 dönüm altında yetiştiricilik yapan çiftçilerimize destekleme düzenlemesi yaptık. Çiftçilerimize seraların modernizasyonu için faizsiz kredi desteği veriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla dövizle askerlik bedelini bin avroya düşürdük. Elektronik kimlik kartının uygulamaya geçmesi için yasal düzenlemeleri tamamladık ve ilk aşamada pilot uygulamaya başlıyoruz."
Vaatlerin yanı sıra hayata geçirdikleri reformların da bulunduğuna vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, Reformların Koordinasyonu ve İzlenmesi Kurulunu oluşturduklarını, üniversite öğrencilerinin kısmi süreli çalışması önündeki engelleri kaldırdıklarını, Çeyiz Hesabı'nı başlattıklarını, imalat sanayine Banka Sigorta Muamele Vergisi istisnası getirdiklerini, İstanbul Tahkim Merkezini faaliyete aldıklarını ve son olarak da ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin çok taraflı anlaşmanın yasal zeminini tamamladıklarını, bu anlaşmanın bir yandan Türkiye'de ticaret yapanlara çeşitli kolaylıklar sunacaklarını ve karşılaştıkları sorunları azaltacağını, diğer yandan da önemli yeni imkanlar getireceğini bildirdi.
BİRİLERİ BU İSTİKRARLI GİDİŞTEN RAHATSIZ OLDU
Başbakan Davutoğlu, yurt dışındaki iş adamlarının, faaliyetlerini çok daha kolay gerçekleştirmelerini sağlayacak olan, şu anda altyapı çalışmalarını tamamladıkları bir çok müjdeyi Meclis'e sevk ettiklerini ifade etti.
Program ve takvimlerinin belli olduğuna, bu doğrultuda bütün enerji ve kararlıkla çalıştıklarını kaydeden Davutoğlu, seçimin üzerinden kısa süre geçmesine rağmen, verdikleri sözleri yerine getirdiklerini ve getirmeye devam ettiklerini aktardı. "Bütün bunlar gösteriyor ki Türkiye artık seçim atmosferinden çıkmış, icraat, reform, hizmet dönemini başlatmıştır" diyen Davutoğlu, milletten aldıkları yetki çerçevesinde 4 yılı kapsayan ve Türkiye'nin gelecek 10 yıllarına damga vuracak bir programları bulunduğuna işaret etti.
Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:"Şimdi her şey yoluna girmiş, Türkiye bütün enerjisiyle gelecek hedeflerini gerçekleştirmeye yoğunlaştırmışken, birileri bu istikrarlı gidişten rahatız oldu. Değişik çevrelerde 'Türkiye erken seçime gidecek' gibi aslı astarı olmayan spekülasyonlarla kafaları karıştırmaya çalışanlar var. Açık ve net olarak ifade edeyim ki 1 Kasım seçimlerinde demokratik istikrarı bulan Türkiye'nin bugün itibarıyla erken seçim gibi bir gündemi yoktur."
ERKEN SEÇİMİ KONUŞMAK İHANETTİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, başbakanlığı döneminde muhalefetin 2009 yerel seçimlerinden sonra erken seçime gidilmesi talebine gösterdiği haklı tepkinin, bugünkü siyasi yaklaşımlarını da ortaya koyduğunu anlatan Davutoğlu, Erdoğan'ın o gün muhalefetten yükselen erken seçim talebine, "Böyle bir zamanda erken seçim talebinde bulunmak, sadece bu ülkenin mutlu ve huzur tablosuna çomak sokmaktır. Şu anda erken seçim ifadesini kullanmak, ağır konuşayım bana göre bu ülkede ihanettir" dediğini anımsattı.
Davutoğlu, 14 yıl içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da AK Parti'nin de en hassas olarak vurguladığı hususlardan birinin siyasetin normalleşmesi, her şeyin tayin edildiği vakitte yapılması olduğunu belirterek, bugün de değişen hiçbir şey bulunmadığını belirtti.
Son iki yıl içinde 4 seçim yapıldığını anımsatan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletimiz bu 4 seçim sonucunda yüzde 50'ye yakın oyu AK Parti'ye, AK Parti kadrolarına ve sizlere ikram ederek hizmet için bize talimat vermiştir. Bu talimatın gereğini yapmadan, yeniden erken seçim tartışmalarını başlatmak söz konusu olamaz. Türkiye'nin daha fazla vakit kaybetmeden, değişen ihtiyaçlar doğrultusunda meselelerine çözümler üretmesi ve geleceğe hazırlanması lazım. Kısır çekişmelerden bir an önce uzaklaşarak bu ülkenin hedeflerine, yatırımlarına, projelerine, etraftaki ateş çemberine rağmen bu ülkenin kalkınma hedeflerine ve 2023 hedeflerine odaklanmamız lazım. Demokrasimizi, adalet sistemimizi, toplumsal hayatımızı objektif kriterlerle geliştirmemiz lazım. Terörün bu millete yaşattığı acılara son vererek bu ülkenin şehirlerini barış ve kardeşlik şehirleri haline getirmemiz lazım. Ekonomik kazanımlarımızı daha ileri seviyelere taşıyarak kalıcı hale getirmemiz lazım. Türkiye'nin kaybedecek bir dakika daha vakti yok. Bizim için her dakika çok değerli. Evet bu ülkede bir seçim yapılacaktır, ama 4 yıl sonra yani zamanı geldiğinde yapılacaktır. Bu spekülasyonların aslı yoktur. Hiçbir insanımızın da bu türden asılsız ve mesnetsiz iddialara itibar etmemesi gerekir. Yurt dışında dahi bir çok yerde bu tür söylentiler çıkmış olması dolayasıyla yabancı yatırımcıların bunları bize sorduğuna ve eğer seçim olacaksa seçim sonrasını beklemeyi tercih ettiklerine dair imalarda bulunduklarına şahit olduk. Bütün bu spekülasyonları durdurarak, Türkiye'nin istikrarlı bir 4 yılın eşiğinde olduğunu vurgulamamız, hem iç hem de dış yatırımları teşvik edecek, aksi bir tutum yeni bekleme dönemlerine sebebiyet verecektir. Türkiye'nin normale döndüğü her dönemde bu türden siyasi mühendislik hesapları içine girenler oluyor."
FİTNE ATEŞİNE ODUN ATARAK KENDİLERİNE İKBAL ARAYANLAR...
Davutoğlu, 7 Haziran öncesinde de aynı çevrelerin, "Bu seçim yapılmayacak, yapılamayacak" iddialarıyla ortaya çıktığını ama seçimin yapıldığını, 1 Kasım öncesinde yine, "Bu seçim yapılmayacak, Ankara saldırısı sonrasında büyük kargaşa olacak, AK Parti devri bitecek" diyenler olduğunu belirterek, AK Parti'nin her zamankinden daha güçlü şekilde 1 Kasım sandıklarından çıktığını ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bizler hiçbir zaman seçimlerden çekinmedik, her zaman millet iradesini başımızın tacı yaptık. Ama bütün bu mücadelelerin sonunda gördüğümüz bir gerçek vardır ki siyasi istikrarı temin etmek seçimlerin asli görevidir ve bugün de siyasi istikrar söz konusudur. Bu siyasi istikrarla birlikte gelen halkımızın taleplerini karşılamak bizim en öncelikli hedefimizdir. Bunlar belli maksatlarla ortaya atılan, Türkiye'nin gelişme dinamizmini sekteye uğratmayı hedefleyen asılsız dedikodulardır. Bilsinler ki bir an için bile gözümüzü hedeflerimizden ayırmayız, enerjimizi çarçur etmelerine izin vermeyiz, hiçbir kumpasa, hiçbir siyaset mühendisliğine de mahal bırakmayız. Açık söylüyorum, AK Parti hareketinin manevi dinamiklerini, köklerini, milletle buluştuğu noktaları, siyasetimizin temel unsurlarını anlamak istemeyenler, bazı hastalıklı zihniyetler, AK Parti'yi zaafa uğratmak için fitneden, fesattan medet umuyorlar. Fitne ateşine bir odun atarak kendilerine ikbal arayanlar, millete ait olan, milletin hizmetinde olan bu siyasi hareketi asla akamete uğratamayacaklar ve burada asla kendilerine yer bulamayacaklardır. Bizim ülkemiz için büyük rüyalarımız, büyük hedeflerimiz var. Millet 1 Kasım'da mührü oy pusulasına vurdu, Kılıçdaroğlu hala dinliyor, hala onu dinliyor. O mührün sesi o kadar ağır geldi ki bu sefer yaptığı tek şey o mührün güçlü sesine karşı nezaketsiz, edebe mugayir bir üslup takınmaktır. Biz onlara edebi de öğretiriz. Seçim mührünü öğrettiğimiz gibi siyasi edebi de siyasi ahlakı da ona öğretiriz."
HİZMET HEDEFLERİ
Türkiye için belirledikleri hedeflerin en büyüğünün yeni anayasa olduğunu belirten Davutoğlu, "TBMM çatısı altında güçlenen ortak irade bir kez daha ortaya koymuştur ki Türkiye cunta yapımı anayasa ile daha fazla yol alamaz, almamalı. Demokrasiye ve hukuk devletine inanan, Türkiye'nin çözüm bekleyen sorunlarına odaklanan ve çözüm isteyen herkes kabul eder ki vatandaşlarını bütün olarak görmeyen, devleti milletten sakınan, vatandaşlık hukukunu esas almayan, buyurgan bir anayasa, Türkiye'nin anayasası, yol haritası olamaz. Milletin onayından ve milletin seçtiği bu aziz Meclisten güç almamış anayasa Türkiye'nin anayasası olamaz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, temel önceliklerinin, darbe dönemi zihniyetiyle hazırlanan mevcut Anayasa'nın yerine demokratik, özgürlükçü ve bu ülkeye yakışan bir anayasa hazırlamak olduğunu belirtti. CHP ve MHP genel başkanları, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile ilk görüşmeleri yaparak yeni anayasa sürecini başlattıklarına işaret eden Davutoğlu, Meclisteki bütün partilerin Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerini belirlediklerini söyledi.
Türkiye'ye ve Meclise yakışan bir olgunluk içinde yeni anayasa çalışmalarını yapacaklarını ifade eden Davutoğlu, AK Parti'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleriyle grup toplantısından sonra bir araya geleceğini, akşam da AK Parti MYK'da bu çalışmaları değerlendireceklerini bildirdi. Davutoğlu, partide de anayasaya yoğunlaşmış çalışma ekipleri kuracaklarını bildirdi.
Davutoğlu, Meclisteki her partinin, hatta her milletvekilinin Türkiye'ye yeni anayasa borcu olduğunu, bütün partilerin sorumluluk anlayışıyla konuya yaklaşması ve sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye her alanda reformlar ve atılımlar gerçekleştirirken, buna yakışır anayasanın da bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
TERÖR BU ÜLKEDE ASLA BAŞARILI OLAMAYACAK
Başbakan Davutoğlu, terörün bu ülkede asla başarılı olamayacağına dikkati çekerek, "Bu insanlarımızın ülkeye bağlılıklarını, hizmet aşklarını bir kere daha gördük, yaşadık. Terör en acımasız, en vahşi yüzüyle bile insanlık karşısında mutlaka kaybedecektir" ifadesini kullandı.
İnsaf yoksunu terör odaklarının karne günü Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde Çelebi Eser Ortaokuluna bomba attıklarını anımsatan Davutoğlu, üstelik saldırının, karne almak için gelen öğrencilerin bahçede bekledikleri esnada yaşandığını ve beş güzel öğrencinin yaralandığını bildirdi.
Davutoğlu, "İşte insanlık suçu olan terörün kaybettiği yer asıl burasıdır. Terörist hayata, cana, mala düşmandır, küçücük öğrenciler için bile sadece ölümü düşünmektedir, yoğun bir nefret eğitimi almıştır. Ne kadar acımasız, merhametsiz olursa o kadar başarılı olacağına inanmaktadır. Okul bahçesine bomba atacak kadar bunlar merhametten, vicdandan, insaftan yoksundur ve sadece nefret diliyle konuşmaktadır. İşte bu nefret hareketinin adı PKK'dır. Kim bu terör örgütünü savunuyorsa, aynı nefret söyleminin parçasıdır. Okul bahçesindeki öğrencilere bomba atabilecek kadar insanlıktan çıkmış bu zihniyet, mutlaka kaybedecektir. İnsanları canlı kalkan olarak kullanmak kadar iğrenç bir yöntemi de bu süreçte uyguladılar" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele kapsamında süren operasyonların amacının, bu insanlık dışı zihniyeti ülkeden kökten söküp atmak olduğunu bildirdi.
81 İLE SELAM OLSUN
Davutoğlu, kendisine sevgi gösterisinde bulunan partililere, "81 ile de selam olsun" şeklinde seslendi.
Bu başarılı performansı bir kez daha hatırlatmak istediğini belirten Davutoğlu, 2015 yılında bütçe gelirlerinin bir önceki yıla göre yüzde 13,6 oranında arttığını, 483,4 milyar TL olduğunu söyledi.
Bu verilerin, 2015 yılının, bütçe gelirleri açısından beklenenden daha başarılı bir yıl olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Davutoğlu, "Hedeflediğimiz değerin 31,4 milyar TL üstünde gelir elde ettik. 2015 yılı bütçe giderleri ise bir önceki yıla göre yüzde 12,8 oranında arttı, 506 milyar TL oldu. Böylece 2015 yılında merkezi yönetim bütçe açığı sadece 22,6 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu rakam Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın sadece yüzde 1,2'sine tekabül ediyor. 2002 yılında bu oran yüzde 11,2 idi. Merkezi bütçede olabildiğince düşük olan bu oran, genel devlet bütçesinde daha da azalarak neredeyse sıfıra indi. Yani denk bütçeye ulaşıyoruz" ifadesini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, AB ülkeleri başta olmak üzere dünya kamu bütçe göstergeleriyle kıyaslandığında, Türkiye'nin içinde bulunduğu dezavantajlara ve iki seçime rağmen mucizevi bir performans gösterdiğini belirtti.
"Çünkü kendisini seçimlere değil, millete hizmete ayarlamış bir AK Parti iktidarı vardı" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:"2015 yılında ne küresel krizin getirdiği problemler ne seçimler ne de komşu ülkelerdeki problemler mali disiplinimizi bozmadı. İnşallah 2016 bütçesi, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 14. bütçe olacak. Nice bütçeler inşallah önümüzdeki yıllarda yine AK Parti imzasıyla bu yüce Meclise gönderilecek. Allah'a şükürler olsun, AK Parti bütçelerinin her biri mali disiplini esas alan bütçeler olmuştur. Şu sıralar TBMM Komisyonunda görüşülen 2016 bütçemizde de aynı disiplinli ve tutarlı anlayışı sürdürüyoruz. Yine insanı odağına alan ve sadece bir yılı değil, gelecek yılları da hesaba katan güzel bir bütçe ortaya koyacağız. 2016 yılı için bütçe açığının, Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranının yüzde 1,3 olmasını, faiz dışı fazla oranının ise yüzde 1,2 olmasını öngörüyoruz."
GÜVEN ENDEKSİ
Dün açıklanan reel kesim güven endeksinin de yüzlerini güldürdüğünü belirten Davutoğlu, 2016 yılı Ocak ayı endeksinin, bir önceki aya göre 1,1 puan artarak, 103,3 seviyesine yükseldiğini aktardı.
Davutoğlu, "Endeksin detaylarına göz attığımızda gelecek 3 aydaki üretim, toplam istihdam ve mevcut mal stoku miktarı gibi alanlarda iyileşme göze çarpıyor. Milletimize vadettiğimiz icraat ve reformlarımızı birer birer hayata geçirdikçe inşallah iyileşme daha da görünür olacak ve reel ekonomideki canlanma daha da artacaktır" dedi.
DAVASI BÜYÜK OLANLARIN YARDIMCISI ALLAH VE MİLLETTİR
"AK Parti, milletimizin umudu, Türkiye'nin geleceği olmaya devam edecektir" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:"Yaşadığımız arızi sorunlar geride kalacaktır. Allah'ın izni ve yardımıyla Türkiye bu dönemsel sorunları, bütün bu önüne konan engelleri birer birer aşacaktır. Türkiye, demokrasi ve hukuk düzenini daha sağlam hale getirecek ve daha sağlam bir adalet düzeni inşa edecektir. Devletimiz ile milletimiz daha çok el ele verecek ve ihtilaf alanlarını birer birer bertaraf edecektir. Başkaları nefretten beslenebilirler. Başkaları nezaketsiz bir siyaset üslubuna dayanabilirler. Başkaları umutlarını kaybedebilirler. Başkaları milletimizi kucaklayamayabilirler. Ama biz her zaman ümitvar olacağız, milletimize bir bütün olarak bakacağız. Parçanın değil, bütünün derdini taşıyacağız. Bütünün derdini taşıyanların derdi, davası büyüktür. Davası büyük olanların da yardımcısı Allah ve millettir. Biz büyük düşünmeye mecburuz. Coğrafi kaderimiz, tarihi kaderimiz bizi büyük düşünmeye icbar etmiştir. Biz istesek de küçük düşünemeyiz, biz merhametten el çekmeyiz, biz adaletten vazgeçmeyiz ve bizim düşünce dünyamızda bizim siyaset felsefemizde insan insanın kurdu değildir. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın felsefesi vardır. Bize göre insanın insanı ezmediği adil bir dünya mümkündür. Yeter ki insanı eşrefi mahlukat olarak bilelim. Yeter ki adaletten, hukuktan, edepten, vicdandan sarfınazar etmeyelim. Yeter ki birbirimizin hukukuna sahip çıkalım. Yeter ki merhametten, şefkatten vazgeçmeyerek, bütün mazlumların hamisi olalım. Yeter ki her sözümüzü milletimizin birlik ve bütünlüğünü gözeterek söyleyelim. Bunun içindir ki Türkiye bugün dünyanın ve gönül coğrafyamızın hem aklı hem vicdanıdır, hem yüreği hem zihnidir. Bu şuurla, bu kararlılıkla milletimizle el ele vererek, bu medeniyet yürüyüşünü tamama erdireceğiz."
Daha iyi bir gelecek için hiç ara vermeden projeler geliştirmeye ve bunları birer birer hayata geçirmeye devam edeceklerini dile getiren Davutoğlu, konuşmasını, "Bizler her gün, her saat, her an 'Türkiye için ne yapabiliriz. Ülkemizi daha iyi noktalara nasıl getiririz' diye düşünüyoruz. Çünkü biz bu makamları milletimize duyduğumuz sevda için, milletimize hizmet için bir vesile olarak görmekteyiz. 'Davası büyük olanların yardımcısı Allah ve millettir' dedim. Allah Türkiye'nin yolunu açık etsin, bizi, milletimizin gösterdiği istikametten ayrı düşürmesin" diye tamamladı.