Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 40. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın sonuç bildirgesini açıkladı. Erbaş, stokçuluğa değinerek, “Bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak, elinde ürün olduğu halde daha çok kazanma hırsıyla piyasaya sürmemek yani ihtikara tevessül etmek, İslam’ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı’nın konferans salonunda düzenlenen 40. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın sonuç bildirgesini açıkladı. Başkanlığın salgın sürecinde yaptığı faaliyet ve çalışmaların devam ettiğini belirten Erbaş, “Küresel değişimlerin arka planını ve yönünü doğru okumaya yönelik gayretler, özellikle akademik çalışmalar, sağlıklı ve huzurlu bir gelecek için umudun güçlendirilmesi adına büyük önem arz etmektedir. Maalesef modern dönemin hayat tasavvurunda insanın manevi yönü ve varlığın aşkın boyutu ihmal edilmiştir. Bunun sonucunda ahlaki değerler zemininde meydana gelen savrulmalarla birlikte erdemlerin muhafazası daha da zorlaşmıştır. Bugün insanlık, bir yanda israf, bencillik ve tüketim çılgınlığı; diğer yanda açlık, yoksulluk ve sefalet ile tasvir edilebilecek ciddi sosyal problemlerin kıskacında sıkışmış durumdadır. Terör, göç, şiddet, salgın hastalık ve tüm dünyayı kuşatan adaletsizlikler, insanların kahir ekseriyetini çaresizlik ve umutsuzluk girdabında zor ve karamsar bir hayata mahkum etmektedir. Bu durum sosyal ilişkiler bakımından küresel ölçekte ve psikolojik boyutta ciddi kırılmalara zemin hazırlamakta, maddi ve manevi bunalımlara neden olmaktadır” diye konuştu.
“DÜNYANIN İÇİNDEN GEÇTİĞİ ZOR SÜREÇTE İNSANLIĞIN AYDINLIK GELECEĞİNE YÖN VERECEK EN BÜYÜK İMKAN İSLAM’IN İLKELERİDİR”
İslam’ın güven, adalet, merhamet gibi ilkelerinin dünyanın içinden geçtiği zor süreçte insanlığın aydın geleceğine yön vereceğini söyleyen Erbaş, “Dünyanın içinden geçtiği zor süreçte insanlığın aydınlık geleceğine yön verecek en büyük imkan, İslam’ın güven, adalet, merhamet, liyakat, mesuliyet gibi hayat veren ilkeleridir. Bu meyanda Müslüman ülke ve toplulukların iç meselelerini ve aralarındaki sorunları acilen çözerek güçlü bir iş birliğiyle hayatın her alanına dair küresel ölçekte projeler geliştirmeleri, ortak çalışmalarla insanlığa umut olacak faaliyetlerde bulunmaları ve ayrım gözetmeden tüm insanlık için hizmet üretmeleri, ihmal edilemez ve ötelenemez bir sorumluluktur. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm mensupları bu bilinçle vazifelerini en iyi şekilde ifa etmenin gayreti içinde olacaktır. Bugün ülkemizin, İslam coğrafyasının ve tüm insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlar, asla umutsuzluğa düşmeden ve azmi elden bırakmadan sağlam bir inanç ve doğru bilgiden beslenen güçlü bir gayretle mücadele etmeyi gerektirmektedir. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna iman edenler için en yüce ideal, hayra çağıran ve ma’rufu emreden bir ümmet olmanın bilinciyle refah, huzur ve güvenin egemen olduğu bir hayatın inşası yolunda çalışmaktır” dedi.
“İSLAM’IN YASAKLADIĞI BİR DAVRANIŞ”
Stokçuluk konusuna değinen Erbaş, İslam’ın stokçuluğu yasakladığını, stokçuluğun İslam’ın ahlak ilkeleriyle barışmadığını vurgulayarak, “Bugün şiddet maalesef hayatın her alanına sirayet eden küresel bir sorun haline gelmiştir. İnsan onuruyla asla bağdaşmayan şiddet, bir davranış ve zihniyet bozukluğudur. Diyanet İşleri Başkanlığımız, toplumsal bağlarımızı çürüten şiddete karşı kapsamlı bir bilinç oluşturmak gayesiyle bütün imkanlarıyla mücadelesini sürdürmekte, sorumluluk sahibi herkesi bu konuda daha duyarlı olmaya davet etmektedir. Dinimiz, iyilik, isar, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma gibi erdemlerin toplumun tüm fertlerini kuşatacak bir anlayışla ikame edilmesini; birlikte yaşama ahlakına ve hukukuna özen gösterilmesini istemektedir. Dolayısıyla bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak, elinde ürün olduğu halde daha çok kazanma hırsıyla piyasaya sürmemek yani ihtikara tevessül etmek, İslam’ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır. İnsaniyet açısından da kabul edilemez bir durumdur” ifadelerini kullandı.
“ERDEMLİ VE HUZURLU BİR TOPLUMUN İNŞASINDA AİLENİN ÖNCELİKLİ BİR YERİ VARDIR”
Ailenin erdemli ve huzurlu bir toplumun inşasında öncelikli yeri olduğunu söyleyen Erbaş, başkanlığın gençlere ayrı bir önem verdiğini de ekleyerek, “Erdemli ve huzurlu bir toplumun inşasında ailenin öncelikli bir yeri vardır. Aile, inanç, ahlak ve ibadet eğitiminde en temel mektep ve en güçlü merkezdir. Ancak günümüzde anlamı sorgulamaya açılan aile kurumunun ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu da bir gerçektir. Aileyi olumsuz etkileyen, zayıflatan ve işlevsiz hale getiren anlayış ve yaklaşımlara karşı kolektif bir duruş sergilemek en temel görevimizdir. Bu bilinçle Başkanlığımız, aileye, bilhassa kadınlara, çocuklara ve gençlere yönelik hizmetlerini artırarak devam ettirecektir. Başkanlığımız, gençlerimize yönelik dini rehberlik ve manevi destek hizmetlerine özel bir önem vermektedir. Zira din istismarının aynı zamanda bir güvenlik meselesine dönüştüğü, istismarcı yapıların öncelikli hedef kitle olarak gençliği belirlediği bir ortamda sahih dini bilgi ve sağlam medeniyet kodları ekseninde gençlerimize rehberlik etmek hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda gençlerimizin hayata bakışlarını olumsuz etkileyen, maddi-manevi gelişimlerine zarar veren akımlar, fikirler, yapılar ve alışkanlıklara karşı onların yanında olmak; insanlığın maruz kaldığı ahlaki çöküntü, fikri yozlaşma ve dini savrulmalar karşısında gençlerimizi inancın ve ibadetin iyileştirici, birleştirici ve bütünleştirici gücüyle buluşturmak Başkanlığımız için önemli bir vazifedir” dedi.
“ÜZÜNTÜ VERİCİDİR”
Fetva konusuna da değinen Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun görüşü olarak gündeme gelen konuların algı operasyonu malzemesine dönüştürülmesinin üzüntü verici olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
“İslam’ın hayat veren ilkelerinin insanımıza doğrudan ulaştırılmasında cami merkezli vaaz, irşat ve eğitim faaliyetlerinin önemli bir yeri vardır. Bugün salgın hastalığın sebep olduğu ruhsal, duygusal ve toplumsal yaralarımızı sarmak için ülkemizin her köşesine, milletimizin her ferdine uzanan bir imkan olarak camilerimizin arındıran ve yenileyen ikliminin güçlendirilmesi önem arz etmektedir. 4-6 yaş Kur’an kurslarımızın kadro, müfredat ve fiziki imkanlarının ideal noktaya ulaşması ve kurslarımızın herkes için erişilebilir olması için gereken her türlü gayret gösterilmektedir. Ülkemizde en yaygın teşkilat yapılanmasına sahip kurumlardan biri olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın hizmet alanları her geçen gün genişlemekte, bilhassa eğitim ve sosyal-kültürel içerikli din hizmetleri, manevi danışmanlık ve rehberlik çalışmaları güçlenmektedir. Zaman zaman özellikle sosyal medya mecralarında 'fetva' kavramı etrafında gelişigüzel tartışma ve paylaşımlar dikkat çekmektedir. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü olarak gündeme gelen bazı konu ve metinlerin bağlamından kopartılarak ve çarpıtılarak tam bir algı operasyonu malzemesine dönüştürülmesi üzüntü vericidir. Aynı zamanda bu durum, dijital dünyada bilgiyi kullanma noktasında vahim bir dikkatsizliği ve kaygı verici bir ahlaki sorunu da ortaya koymaktadır. İslam’ın evrensel mesajları, ilkeleri ve ölçüleri hususunda toplumu aydınlatmak, dinin hüküm ve değerleri ekseninde milletimize ve insanlığa hizmet etmek, Diyanet İşleri Başkanlığımızın varlık sebebi ve anayasal görevidir.”
40. İl Müftüleri İstişare Toplantısı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla son bulacak.