DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Adnan Demir, TRT Radyo 1’de yayınlanan “Doğu’nun Sesi” programına konuk oldu.DAP İdaresi Başkanı Adnan Demir, sunucu Elif Yıldırım’ın Ruhsatlı Canlı Hayvan Pazarlarıyla ilgili sorularını cevapladı.
DAP İdaresi’nin önümüzdeki hafta yapacağı “DAP Bölgesi Havza Bazlı Hayvancılık Master Planı Projesi” toplantısıyla ilgili konuşan Başkan Demir, “DAP Bölgesi küçükbaş, büyükbaş hayvancılık Yatırım havzaları Master Planını hazırlayacağız. DAP Bölgesindeki 14 ilin hangi havzalarının hangi mikro havzaları küçükbaş için uygundur, hangi havza büyükbaş için uygundur, bu havzaları belirleyip bazı pilot çalışmalar yapmayı düşünüyoruz” dedi.
Bölgede yetiştirilen hayvanların değer zincirini oluşturmak için bunun birinci adımı olan ruhsatlı hayvan pazarlarının kurulmasını desteklediklerini belirten Başkan Demir, “Bölge nüfusunun yaklaşık yüzde 45’i kırsalda yaşıyor ve bu insanlarımızın en büyük geçim kaynağı da hayvancılıktır. Biz, hayvancılıkla meşgul olan insanlarımızın emeğinin karşılığını almasını, hayvancılığın cazip bir sektör olmasını ve bunun gelişmesini arzu ediyoruz. Hayvancılık karlı bir sektör olmaktan çıktı diye yavaş yavaş genç nüfus bölgeyi terk edip, göç ediyor. Biz istiyoruz ki, hayvancılık daha karlı bir sektör olarak devam etsin. Alt yapıları yapalım, çiftçilerimizin hayatlarını kolaylaştıralım… İşgücü ve üretim verimliliği prensibinden hareket ederek, burada insanların hayvancılık yapmasını cazip hale getirmek çalışmalarımızın asıl gayesini oluşturuyor” dedi.
“HAYVANCILIKTA DEĞER ZİNCİRİNİ, ALTYAPIYI GÜÇLENDİRİP ve RUHSATLI HAYVAN PAZARLARI KURARAK OLUŞTURABİLİRİZ”
Geleneksel yöntemleri uygulayarak hayvancılıkta ilerlemenin sağlanamayacağına dikkat çeken Demir, şöyle konuştu: “Bunlardan birisi değer zinciri dediğimiz altyapı ve bunun birinci aşaması ise ruhsatlı hayvan pazarlarıdır. Bunu şöyle örneklemek mümkün: Çiftçimiz yetiştirmiş olduğu hayvanı bir noktadan sonra nakde dönüştürmek istiyor. Nakde dönüştürme konusunda da, özellikle bizim bölgenin bir kültürü olan kurbana dayalı hayvancılık anlayışımız var. Evet, o da yapılsın. Ama, biz bu hayvancılığı 12 aya yayıyor olmamız gerekiyor. Şu anda ki yöntem, Kurban sezonunda yetiştirmiş olduğu hayvanı nakde dönüştürmek için batıya götürecek. Batıya götürürken bir nakliye parası veriyor. 400 km de bir hayvan yüzde 4 canlı ağırlığını kaybediyor. Her kaldığı gün kira verdiği için o da bir maliyettir. Bir diğeri ise parasını kaptıranlar var. Daha başka sıkıntılar da var. Bu olumsuzlukları tamamen sıfırlamak mümkün değil. Biz bunu sıkıntıları ne kadar aza indirebilirsek bölge çiftçimizin daha fazla katma değer kazanmasını sağlamış oluruz. Nasıl olacak bu? Çiftçimiz bu masraflara katlanmadan bölgede bunun altyapısını kurmamız gerekiyor. Birincisi hayvan pazarlarıdır. Bu hayvan pazarları için Tarım Bakanlığının 2011 yılında çıkardığı bir yönetmelik var. O yönetmenliğe uygun, tevsi edilebilir bir tip proje hazırladık. Yönetmeliğin istemiş olduğu altyapı, sosyal donatılar, hayvan satış alanları, gübre çukurları, araç yıkama, karantina ve veteriner kontrol odası gibi, hatta çiftçilerimizin sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak çay, yemekhane gibi fiziki altyapıyı içeren bir tip proje hazırladık. Şu anda biz 2011 yılında Tarım Bakanlığının yayınlamış olduğu genelge hükümlerine uygun ruhsat almış hayvan pazarımız 14 ilde de yok. Bu şartları sağlamamız gerektiği noktasında Tarım Bakanlığı ile görüştüğümüzde isabetli olacağı noktasında görüş belirtildi. O zaman hazırlanan bu tip projeleri nereye kuralım dedik. Kalktık bölgenin hayvancılık hareketlerinin yoğun olduğu, yani odaklandığı kavşakları 22 nokta belirledik. Bu 22 noktanın içerisinde ilçeler de var, iller de var. Amacımız şu: ilk etapta, 2015 yılında 15 noktayı destekleyelim dedik. Ve yüzde 95 civarında hibe programıyla belediyelere para aktardık. Tabii aktarırken de 4 tane başlamış ancak yarım kalmış yatırımlar vardı. Ağrı, Kars, Ardahan ve Iğdır… Yapılmış ama finansman yetersizliğinden dolayı işletmeye alınmayan hayvan pazarlarına finansman desteği sağlayarak onların öncelikli olarak bir an evvel işletmeye alınmasını arzu ettik. Bunun dışında, 11 tane il ve ilçeyi de program kapsamına aldık. 2 tanesi süresi içerisinde evrakları getiremediği için 2016 yılına sarktı. Kısmet olursa ilk etapta biz 13 tane projeyi 2016’da tamamen devreye koymuş olacağız. Şunu yapacağız, ruhsatlı canlı hayvan pazarları arasında network kuracağız. Yani hangi hayvan pazarında hayvanlar kaça satılıyor? Oradaki hayvan satanlar anında bunu gayri resmi olarak görebilecekler.”
“HEDEF KARKAS ET TİCARETİ YAPMAK”
Bölgenin bu potansiyelini iyi kullanmak gerektiğine işaret eden DAP İdaresi Başkanı Adnan Demir, bu konudaki nihai hedefin Doğu Anadolu Bölgesi’nden karkas et ticareti yapmanın önünü açmak olduğuna vurgu yaptı. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kesime gelmiş olan hayvanların bölgede kesimini yaparak, katma değerinin burada kalmasını ve karkas et ticaretini yapmak istiyoruz. Doğudan batıya daha organik ve daha özel bir fiyatla satılmasını sağlamak istiyoruz. Eğer karkas et ticareti yapacaksak o zaman zincirin diğer halkası olan ruhsatlı havan pazarlarının yanına da kesimhane kurmak gerekiyor. Pazarda satılan hayvanın, kesimini de burada yapıp, soğuk hava deposunda dinlenmesini de burada yaptıktan sonra, ertesi gün karkas olarak, soğuk zincirle batıya gönderilmesini arzu ediyoruz”
“NİHAİ SONUÇ: ET BORSASI”
Bu mekanizmalar oluşturulduktan sonra, nihai sonucun bölgede, özellikle Erzurum’da “Et Borsası” kurmak olduğunu ifade eden Demir, “Hayvan pazarı, kesimhane ve bu alt yapıyı kurduğumuz zaman da evet nihai hedefimiz dediğimiz bir nokta var: Et Borsası. Bu defa kim daha iyi besi yaptıysa, diğer etlere göre 1-1.5 lira daha fazla fiyata satma imkanı olacak. Çünkü karkas ette randıman dediğimiz bir olay var. Bu 300 kiloda 300 lira demektir. Sayın Başbakanımız, son seçim öncesi, Erzurum ilimizde bir et borsası kurulması noktasında iradeyi beyan ettiler. Biz bu sacayağını da tamamladıktan sonra inşallah Erzurum’da et borsasını oluşturmayı düşünüyoruz” dedi.