Doğu Anadolu Gözlemevi Projesinin sağlayacağı sayısız bilimsel katkının yanı sıra aynı zamanda Erzurum’a bir Gözlemevi şehr unvanı kazandıracağının dikkatle altını çizen Yeşilyaprak, Araştırma Merkezi’nin yurtiçi ve yurt dışından birçok turisti şehre çekerek tanıtım ve bilinirlik noktasında önemli bir rol oynayacağına vurgu yaptı.
TÜRKİYE İÇİN BİR İLK
DAG teleskobunun özellikleri bakımından Türkiye için bir ilk olduğuna değinen Yeşilyaprak, “Doğu Anadolu Gözlemevi Projesinin astronomik amaçları dışında Erzurum’a ya da üniversitemize bilim alanında ki katkılarının yanında diğer katkılarından da bahsetmek gerekir. Öncelikle astronomi alanında ki ya da bilimsel alanda ki en büyük katkısı Türkiye’de astronomi, görsel bölge dediğimiz bölgede devam ederken yani sadece insan gözünün duyarlı olduğu dalga, boylarıyla gözlem yapılabilirken DAG teleskobuyla birlikte bu aslında kırmızı ötesi, insan gözünün duyarlı olmadığı kırmızı ötesi bölgede de atmosferin izin verdiği bu pencereden veri almamıza, ışık almamıza, bilgi almamıza neden olacak. Bu anlamda Türkiye için bir ilk. Yurt dışında bu alanda bu şekilde çalışan teleskoplar var. Ama Türkiye için bir ilk ve aynı zamanda Türkiye’nin en büyük teleskobu olduğunu da daha önce söylemiştik zaten 4m çapıyla. Kırmızı ötesinin faydası nedir. Aslında insan gözünün görmediği moleküler bazda ki yapıyı, evrenin moleküler bazda ki yapısını inceliyoruz. Buna örnek olarak yıldız oluşum bölgeleri, galaksinin kolları, gaz ve toz bulutları bütün bunları inceleme şansımız olacak” diye konuştu.
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK KAPLAMA ÜNİTESİ OLACAK
Gözlemevi kapsamında 3. Aşama olarak nitelendirilen Avrupa’nın en büyük ayna kaplama sistemi ile teleskobun aynasının yurt dışına bir daha gitmemek üzere Türkiye’de kaplanacağına vurgu yapan Yeşilyaprak, bu sistem ile Türkiye dışında birçok ülkeye de hizmet verileceğini belirtti.
Kurulacak olan ayna kaplama sistemi ile beraber Türkiye’de uzay-uydu çalışmaları yapan resmi ve özel kuruluşlara da hizmet vereceklerini söyleyen Yeşilyaprak, “Teleskobun kendisiyle ilgili teknolojik olarak bir gelişme var. Teleskobumuz kırmızı ötesine duyarlı olduğu için atmosferden gelen, uzaydan gelen bu ışınların bizim teleskobumuzun aynası üzerinde olumsuz etkileri de var. Oda şu; yaklaşık olarak 3 senede bir kaplanması gerekecek tekrar. Bunun gerekçesi de gelen fotonların yüzey kaplamasını zaman içerisinde aşındırması. Biz de bunun tekrar kaplanarak aynı hassasiyetle, aynı yansıma oranına sahip olmasını istiyoruz. Bu gözlem kalitesini sürekli olarak artıracak bir durum. Buda şunu gerektiriyor, aynayı tekrar kaplanması için 3 yılda bir tekrar söküp başka ülkelere göndermemek adına biz aslında bu Gözlemevi Projesi içinde 3. Aşaması olarak kabul edilen birde ayna kaplama sistemi alıyoruz. Kuracağız 2020-2021 yılında. Buda şu anlama geliyor. Bundan sonra aynamız hiçbir şekilde yurtdışına bir daha çıkmayacak. Biz kendi tesisimizde 3 yılda bir, istediğimiz şartlarda aynamızı kaplayacağız. Bu sadece kendi aynamızı mı kaplayacak elbette hayır. Çünkü 4 metrelik bir ayna kaplama sistemi şuanda Avrupa’nın en büyük kaplama ünitesi olmuş olacak. Yani 4 metre çapına kadar olan bütün ayna ya da uydu-uzayla ilgili ekipmanları, parçaları, yani uzaya ne gidecekse biz aslında bunu Erzurum’da Atatürk Üniversitesi bünyesinde Doğu Anadolu Gözlemevi’nin kaplama ünitesi içinde kaplayabileceğiz. Bu sadece bize değil aynı zamanda Türkiye’de ki uydu-uzayla ilgili çalışma yapan bütün resmi, özel kurum ve kuruluşlara hizmet edecek. O anlamda çok önemli. Bu yüksek teknolojinin son yılların popüler konusu olan nanoteknolojinin de en güzel uygulama alanı, dolayısıyla bu alanda da Erzurum’a büyük bir yatırım gelmiş oluyor. 2020-21 itibariyle bu projede hayata geçecek 3. aşaması olarak ve biz hem kendi aynamızı hem de diğer ülkelerin, çevremizde ki komşu bütün teleskopların aynalarının kaplanmasına fırsat sağlamış olacağız, aynı zamanda da uydu-uzay parçalarıyla ilgilide aynı şekilde kaplama yapılabilecek” ifadelerine yer verdi.
OPTİK LABORATUVAR KURULUYOR
Doğu Anadolu Gözlemevi çerçevesinde teleskoba takılacak olan aygıtların bakım ve onarımının yapılması için optik bir laboratuvarın da kurulma aşamasında olduğunu kaydeden Yeşilyaprak, “Bunu dışında Gözlemevi projesi içerisinde optik bir laboratuvar kuruluyor Atatürk Üniversitesine, bu yerleşke için olacak. Bu laboratuvar aynı zamanda teleskoba takılacak optik ve astronomik aygıtların tamamının test, kalibrasyon, bakım ve onarımını sağlayacak bir laboratuvar haline gelecek. Yine burada sadece bizim teleskoba ait değil, hem çevre ülkelerin astronomik amaçlı ekipmanlarını, aygıtlarını hem de yine uyduya takılacak türden farklı ekipmanların da testleri, bakım ve onarımları yapılabilecek. Bu anlamda düşünürseniz Gözlemevi sadece asli görevi olan Astronomi, Astrofizik ve Uzay Araştırmaları dışında aslında yüksek teknolojiyi tetikleyen yan birimleriyle beraber ülkemizin resmi ya da özel birçok kurumuna hizmet edilecek potansiyele sahip Araştırma Merkezi haline dönüşüyor” dedi.
ERZURUM’A GÖZLEMEVİ ŞEHRİ UNVANI
Erzurum’a bir çok katkı suna Doğu Anadolu Gözlemevi Projesinin şehre yurtiçi ve yurtdışından turist çekeceğine değinen Yeşilyaprak, Kongreler ve Kış Turizmi şehri Erzurum’un atmosferik yapısının korunması ile Gözlemevi şehri unvanına kavuşacağının kaydını düştü.
Projenin birçok alanda Erzurum’a katkı sağlayacağını söyleyen Yeşilyaprak, “ Bu anlamda yurtiçi ve yurtdışıda dâhil birçok yerli ve yabancı turistinde üniversite ya da araştırma merkezi bağlamında Erzurum’a gelip gitmesini sağlayacak. Ve Erzurum’un tanınırlığını, bilinirliğini artıracak bir neden olacak bu. Bir diğer özelliği ise şöyle Erzurum Kongreler ve Kış Turizmi şehri. Biz Gözlemevinin görüntü kalitesini yani bilimsel anlamda daha iyi gözlemler yapabilmesi için Erzurum’un atmosferik yapısını ışık, ısı ve elektromanyetik dalga kirliliğinden koruyabilirsek Erzurum aynı zamanda Gözlemevi şehri unvanını da alacak demektir. Bununda anlamı şudur; gökyüzümüzün olabildiğince karanlık ve temiz olmasını gerektirir. Şuandan itibaren bunun içinde çok geç kalmadığımızı söyleyebilirim. Gerekli önlemleri alırsak gereksiz aydınlatmadan, gereksiz toz, duman veya yapılaşmadan koruyabilirsek Gözlemevi yerleşkesini özellikle Konaklı ve çevresini biz daha uzun seneler bu unvanla da Erzurum’a bir unvan daha kazandırmış olacağız. O yüzden önemli. Gözlemevi şehri demek çünkü dediğim gibi şehrin ışıklandırmasında şehrin karanlık olması gerekmiyor, tam tersine şehir aydınlık olabilir ama doğru aydınlatma ile. Ama gökyüzünün aydınlanmamasını sağlayarak ki bunun bir sürü örneği var. Büyük gözlemevlerinin olduğu şehirler böyledir. Şehir ışıl ışıl olabilir ama gökyüzü karanlık kaldığı sürece yakınında ki gözlemevleri de bütün bilimsel aktivitelerini onlarca yıl kaliteden ödün vermeden sağlayabilmektedir. Bunu da sağlayabilirsek Erzurum için büyük bir farkındalık yaratmış olacağız” ifadelerini kullandı.