‘Erzurum’da yer, gök Allahuekber diyor’

 AHMET AKBUĞA - E.MEHMET YILMAZ - ELİF HASANÇEBİ - ÖZGE BOZO - DURSUN MURAT AYDIN

 ERZURUM (İHA) - Başbakan Recep Tayip Erdoğan Erzurum’da partisince düzenlenen mitingde halka hitap etti. Artvin ve Rize mitinglerinin ardından Erzurum’a geçen Başbakan Erdoğan aynı günde üç ayrı mitingde konuştu.

İstasyon Meydanı’nda düzenlenen ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği mitingde konuşan Başbakan Erdoğan vatandaşların “Erzurum seninle gurur duyuyor” tezahüratlarıyla kürsüye geldi. Başbakan Erdoğan, "Aşkale, Aziziye, Çat, Hınıs, Horasan, İspir, Karaçoban, Karayazı, sizleri gönülden selamlıyorum. Köprüköy, Narman, Oltu, Olur, Palandöken, Pasinler sizleri kalpten selamlıyorum. Pazaryolu, Şenkaya, Tekman, Tortum, Uzundere, Yakutiye sizleri de muhabbetle selamlıyorum. Dadaş bu ne güzel manzara dadaş. Bu ne güzel manzara Erzurum. Bugün bir kez daha tarih yazıyorsun. Bugün kabına sığmıyorsun Erzurum. Allahuekber dağları gibi heybetlisin. Nene Hatun gibi düşmana korku salıyorsun ey Erzurum. Var olasın Erzurum. Çok hayırlar göresin dadaş. Mevlaya emanet olsun Erzurum. Alvarlı Efe Hazretlerini rahmet yad ediyorum. İbrahim Hakkı Hazretlerini rahmetle yad ediyorum. Şükrü Paşa'yı, Kazım Karabekir'i rahmetle yad ediyorum. Erzurumlu tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Mekanları cennet olsun. Bugün bir kez daha Erzurum’da yer, gök Allahuekber, dağ Allahuekber diyor, meydan Allahuekber diyor. Erzurum iradesine sahip çıkıyor. Mertlerin, dürüstlerin şehri, kahramanların şehri işte bugün bir kez daha dimdik duruyor. Dadaş sen burada olduktan sonra bu ülkeye bir şey olmaz. Böyle yürekli, yiğitçe durduğun sürece namert eli değemez. Dadaşın analarından Allah razı olsun. Bizim ablalarımız birilerinin ablaları gibi değil. Yol arkadaşlığımızı kardeşliğimizi daim eylesin. Milletimiz demokrasimiz en çok da Erzurum için 30 Mart hayırlı olsun. Erzurum mitingi bizim için önemli. Erzurum bizi anlıyor. Biz de Erzurum'u anlıyoruz. Erzurum bizim ne demek istediğimizi biliyor. Erzurum ilim şehridir. Erzurum gönül şehridir. Erzurum evliyanın şehridir. Alvarlı Efe Hazretleri, İbrahim Hakkı Hazretleri, Solakzade Hazretleri, Erzurum o muhteşem basireti sayesinde gerçek gönül insanı ile sahtesini birbirinden ayırır. Erzurumlu o şaşmaz ferasetiyle, vatanını sevenle fitne çıkaranı ayırt eder. Cahille ilim sahibini birbirinden ayırır" dedi.

 "PENSİLVANYA'DAKİ ZATIN YALANLARINA ALDANDIK, BAŞKA HESAPLARIN HESABINDA OLDUĞUNU BİLEMEDİK"

 Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz hükümet olarak Pensilvanya’daki zatın yalanlarına aldandık. Başka hesapların hesabında olduğunu bilemedik. Başkalarının hesabına çalıştığını maalesef bilemedik. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Meselenin nasıl çok eskilere dayandığını, yaşandığını anlatmak istiyorum. Öğrenmekte fayda var. Erzurum’da Alvarlı Efe'nin medreselerine gidip geliyor. Kendi yazılarında Sadi hocadan ders aldığını, Sadi hocanın tecrübesiz, bilgisiz olduğunu, medreseden ayrıldığını söylüyor. Hem Sadi hocadan ders aldığını söylüyor hem de bilgisiz olduğunu söylüyor. Bir gazeteci hanım kardeşimiz Alvarlı Efe Hazretleri'nin torunu Nakip Efendi'ye ulaşmış işin aslını sormuş. Bu meselenin aslını sormuş. Bir gün medreseye jandarmalar geliyor. Sadi Efendi'nin koluna kelepçe takılıyor Gürcükapı'daki karakola götürüyorlar. Erzurum ayağa kalkıyor. Halk karakolun önüne yığılıyor. Erzurum'da kıyamet kopuyor. Kısa sürede mesele anlaşılıyor. Sadi hocadan şikayetçi olan zatın Pensilvanya'daki zat olduğu ortaya çıkıyor. Gidip Atatürk aleyhine konuşuyor diye Sadi hocadan şikayetçi olmuş. Bu yalanla Sadi hocayı tutuklatmış. Takiyyenin, yalanın ne zaman, fitnenin ne zaman başladığını görüyoruz. Kardeşlerim ben sizlere burada farklı bir gerçeği haykıracağım. Unutmayın kişi sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır. Kılıçdaroğlu ile haşrolunacak. Bahçeli ile haşrolunacaksın. BDP ile haşrolunacaksın. Said-i Nursi'yi seviyorum diyorsun yalan söylüyorsun. Sen niye Pensilvanya'da duruyorsun. İnziva için Mekke'ye git, Medine'ye git, Erzurum'a gel, Konya'ya gel. Hacı Bektaş-ı Veli Ankara'da inzivaya çekilmiş. Ah Erzurum ah. Ah Erzurum yıllarca yalan söylediler. Yıllarca bizi aldattılar. Erzurum'u da Türkiye'yi de dünyayı da aldattılar. Erzurum'daki bu yalanından sonra her yerden dışlanmış, horlanmış. Erzurum'dan kaçıp giderek kendisine yalanlar üzerinde bir düzen kurmuş. 1950 seçimlerinde Alvarlı Efe yakınlarına 'gidin bana vekaleten oy verin' diyor. 'Eğer kabul etmezlerse hasta koluma girin götürün ben kendim rey vereceğim' diyor. 'Sizin reyle ne işiniz olur' diyorlar, Alvarlı Efe Hazretleri 'yarın kıyamet gününde bu CHP karşısında bir oyun var ben de bunun karşısında bir oy kullandım demek için oy kullanmam lazım' diyor. Erzurum bu zatın kim olduğunu görmüştü. Alvarlı Efe Hazretleri bunu yaparken bu zat bugün CHP’ye oy topluyor. MHP için çalışıyor. Türkiye'nin kuyusunu kazıyorlar. Bir ceketim var diyor o da yalan. Hem de kuyruklu bir yalan. İçine CHP sığar, MHP sığar, holdingler sığıyor, ananaslar sığıyor. Tespihler sığıyor, milyonlarla dolarlar sığıyor. Kurban derileri sığıyor. Ne ceketmiş ah. 99'da kaçıp gitti ben bağırıyorum diyorum ki Türkiye'ye dönsene 2 sene önce. Bak bundan sonra Türkçe Olimpiyatları hikaye. Bizden salon alacak geçti o iş. Kapandı o devirler. Bir delikten bir daha sokulmayız bitti o iş. Başbakanı dinleyeceksin, Cumhurbaşkanı'nı dinleyeceksin, meclis başkanını, bakanları dinleyeceksin, mahkeme kararı bile alınamaz yani. Bir başbakanı dinleyemezsin. Böyle bir hak yok. Bunların intihar komandosu, yargı mensupları var. Dinlemeyle kalmıyorlar, kalkıyorlar bir kapıdan alıp bir kapıdan bırakıyorlar. Montajlar var, dublajlar var. Hiç merak etmeyin biz bunun hakkından geldik, geliyoruz. Erzurum’da bir yürekli kardeşimizi içişleri bakanı yaptık. Daha önce müsteşarımdı dadaş ruhu ile ağa babaları ile aslanca mücadele ediyor. Şunu iyi bilmeniz lazım bizim işimiz gönül vermiş insanlarla değil. Uyanmamalarına da üzülüyorum. Karar organındaki takımlar. Onları sömüren, onları aldatan, imkanlarını alıp her yere çekip çeviren onlar. Türkiye'nin saygın iş adamlarından biri onlara verdiğimiz zekatlarımız kabul oldu mu dedi. Bugüne kadar olan oldu. Bundan sonrasına bak dedik. İmam hatiplerin kapatılmasından hiç rahatsız olmadı. Benim imam hatipli yavrularımın başörtüsü sorunundan hiç rahatsız olmadı. Üniversitelere alınmayan başörtülü kardeşlerimize başınızı açın diyen buydu. Benim iki kızım var onlar da bu sıkıntıyı çekti. Bu ülkede okuyamadılar. Kaçarak ABD’ye gitmediler, okumak için gittiler."