Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak’ın gözaltına alınmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Halk HDP'nin çağrılarına kulak tıkayarak çok açık bir mesaj verdi. Terör örgütünün gölgesinde siyaset olmaz." dedi.
Atatürk Üniversitesi’nin akademik açılış törenine katılmak üzere geldiği Erzurum’da Vali Seyfettin Azizoğlu’nu ziyaret eden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Diyarbakır’daki soruşturma kapsamında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ın gözaltına alınmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Numan Kurtulmuş, "Geçtiğimiz süre içerisinde Doğu ve Güneydoğu’daki şehirlerimizin yaşadığı en büyük sorunlardan birisi maalesef şehirlerde hendeklerin kazılması o şehrin halkı için şehrin yaşanmaz hale getirilmesi faciası ile karşı karşıya kaldık. Birçok yerleşim yeri terör vasıtasıyla tarumar edilerek yıkıldı ve yakıldı. Şimdi bu çerçevede Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çok sayıda belediye başkanı görevden alınarak onların yerine belediye başkan vekilleri atandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile ilgili olarak da devam etmek olan bir soruşturma var. Özellikle belediye imkan ve kaynaklarının terör örgütüne aktarılması yönünde iddialar var. Bu iddialar neticesinde açılmış soruşturma var. Biz siyasiler olarak bu soruşturmaları kamuoyu gibi dışarıdan takip ediyoruz. Bu soruşturmalar ne yönde devam edecekse ne yönde seyredecekse onları takip edeceğiz" diye konuştu.
"HALKIN OYUNU ALAN SEÇİLMİŞLERİN TERÖRE DESTEK VERME HAKKI YOKTUR"
"Halkın oyları ile seçilmiş belediyenin terör örgütlerine destek vermek gibi bir hakkı olamaz" diyen Kurtulmuş, "Dünya’nın hiçbir yerinde olmayacağı gibi Türkiye’de de olamaz. İnsanlar belediye başkanlarını ve belediye meclis üyelerini seçerken şehirlerine çukurlar kazılsın, bombalar patlatılsın, insanlar öldürülsün, binalar ve okullar yakılsın diye bunları yapmadılar. İnsanlar oy verirken hizmet almak için, güzel şehirlerde yaşamak için, şehircilik hizmetlerinden istifade edebilmek için oy verdiler. Dolayısıyla belediyelerin bu hizmetleri bırakıp bir takım terör örgütlerine destek olacak faaliyetler içerisinde yer alması en başta kendisine oy veren halka karşı bir ihanettir. Bu çerçevede belediyeler yeniden gözden geçiriliyor, hakkında dosyaları tekamül etmiş olanlar adliyeye sevk ediliyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddialar da bu kapsamda ele alınmalıdır. Devam eden bir soruşturma var ve onun sonucunu hep beraber göreceğiz. Soruşturma sonucuna göre de belirli bir karar alınacaktır" ifadelerine yer verdi.
"İNTERNET KESİNTİSİNİN DİYARBAKIR’DAKİ SORUŞTURMAYLA HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR"
İnternet kesintilerinin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yürütülen soruşturmalarla ilgisinin olmadığını açıklayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Maalesef internet ortamında ve sosyal medyada zaman zaman ciddi provokasyonların yapıldığını biliyoruz. Mesela 6-8 Ekim olayları sırasında. Sosyal medyanın aktif olarak kullanıldığı ve insanların bir şekilde sokağa çıkarılarak bir iç karışıklık, iç çatışmanın ortaya çıkarılmasının zemininin hazırlanmaya çalışıldığını biliyoruz. Yani sosyal medya internet alanı da sorumsuzca davranılacak bir alan değildir. Buradan bu vesileyle soruyu sorduğunuz için teşekkür ediyorum. Burada dikkatli davranılmalıdır. Bizim için önemli olan Ortadoğu bu kadar karmakarışık noktadayken Türkiye’nin birliğini ve dirliğini sağlamasıdır. Aramızdaki siyasi farklılıklar olabilir ama hepimiz bu ülkenin çocuklarıyız. İnterneti ve sosyal medyayı kullananlar da asla ayrılık dili üzerinden bir takım provokasyonlar yapamaz. Böyle bir şey olmamalıdır ve yapmamalıdırlar. Bunun Diyarbakır’daki soruşturmayla hiçbir ilgisi yoktur" dedi.
"BÖLGE HALKI HDP’YE POLİTİK MESAJ VERİYOR"
HDP’nin sokağa çıkma çağrılarına bölge halkının karşılık vermediğini vurgulayan Kurtulmuş, bunun HDP’ye bir mesaj olduğunu hatırlattı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş şunları söyledi:
"Epeydir bir takım özerklik çağrıları gibi çağrılar yapılıyor. Kimse sokağa çıkmıyor. Daha önce serhildan çağrıları, başkaldırı çağrıları yapıldı hiç kimse sokağa çıkmadı. Biz bununla ilgili öteden beri HDP’ye şu tavsiyede bulunuyoruz. Diyoruz ki; şu terör örgütünün gölgesinden bir çıkın. Halktan oy isteyen demokratik bir parti olarak terör örgütünün, dağın, silahların, bombaların tesiri altında kalmayın. Biz bunları samimiyetle Türkiye demokrasisine katkı olsun diye söylerken maalesef HDP’deki bir çok siyasetçi bunu dikkate almıyordu. Ama şimdi en büyük cevabı bizatihi HDP seçmeni veriyor. Yani yüzde 80,90 oy aldıkları yerlerde defaatle çağrılar yapılmasına rağmen birkaç yüz kişi dışında kimse sokağa çıkmıyor. Bazı yerlerde o kadar bile çıkmıyor. Bu başlı başına HDP’nin de başının ellerinin arasına alıp düşünmeleri gereken bir noktadır. Terör örgütünün gölgesinde siyaset olmaz ya demokratik siyaset yapacaklar ya da terör örgütünün gölgesinde kalacaklar. Bu cevabı yüksek sesle Kürt kardeşlerimiz vermiştir. Hem de HDP’ye oy veren Kürt seçmen vermiştir. Çağrıları desteklememişlerdir. Niye bu insanlar çağrılara kulak vermiyor diye bir ders çıkarsınlar. Ben açıkçası bu çağrılara destek verilmemesini Kürt halkımızın ferasetinin bir sonucu görüyorum. Çok açık politik bir mesaj olduğunu da görüyorum. Mesaj çok açıktır; dağın gölgesinden çıkın, terörün gölgesinden çıkın demokratik bir parti olarak Türkiye’de parlamenter sistem içerisinde siyasi mücadelenizi verin mesajıdır. Eğer terörle işbirliği yaparsanız biz sizin arkanızda yanınızda yokum mesajıdır. Biz bölge halkına da bu anlamda, bu mesajından dolayı çok teşekkür ediyoruz."
"FETÖ MAĞDURLARI EDEBİYATI FETÖ’YE DESTEKTİR"
FETÖ soruşturmalarıyla ilgili mağduriyet söylemlerinin FETÖ’ye destek olduğunun altını çizen Numan Kurtulmuş, "FETÖ mağdurları edebiyatıyla bir takım sözlerin söylenmesi bizatihi FETÖ’ye destektir. Bu memlekette FETÖ mağdurları yoktur. FETÖ’nün mağdur ettiği 79 milyon vatandaş vardır. Mağduriyetse 241 şehidimiz var. Mağduriyetse 2 bin 194 gazimiz var. Milyonlarca insanımızın uçurumun kenarından döndüğü bir Türkiye var. Burada herkes ölçülü olsun. Hiç kimse FETÖ’nün caniliğini, eşkıyalığını bir türlü örtbas edecek algı operasyonunun içerisinde olmasın. Bu algı operasyonlarının bilerek ya da bilmeyerek tarafı olmasın. Kimse de merak etmesin biz KHK’lar ile kimseyi mağdur etmek için hareket etmiyoruz. Devleti bu canilerden temizlemek için hareket ediyoruz. Herkes rahat olsun soruşturmalalar sonuna kadar adalet ekseninde devam edecek. Herkesten hesap sorulacak ama kurunun yanında yaş yanmayacak. Bu edebiyatı da millet bıraksın. Öyle FETÖ mağdurları edebiyatını da kullanmayalım. Bunlar algı operasyonun bir parçasıdır" şeklinde konuştu.
"FETÖ İLE MÜCADELE UZUN SÜRECEK KAPSAMLI MÜCADELEDİR"
FETÖ ile mücadelenin dönemsel bir mesele olmadığını kaydeden Kurtulmuş, "Birkaç ay mücadele edelim sonra bırakalım diyeceğimiz bir mücadele değildir. 40 yıl devletin içerisinde gizlenmiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden Emniyet birimlerine kadar, yargı sistemlerinden merkez bankasına kadar bütün kurum ve kuruluşlarının içerisine nüfuz etmiş bir zehirli sarmaşıktan bahsediyoruz. Bunun devletin bütün kurumlarından ayıklanarak temizlenmesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin vazifesidir. Bu uzun sürecek ve çok kapsamlı bir mücadeledir. Bu darbe teşebbüsünden sonra bazıları konuyu öyle bir yere getiriyor ki; ‘birkaç yüz polisi aldınız yeter, birkaç yüz askeri aldınız yeter, birkaç yüz hakim ve savcıyı aldınız yeter’ diye. O gece uçağı kaldırıp TBMM’nin üstüne bomba atan bir kişi. Uçağın içerisinde binlerce insanı oturtamazlar. Bir kişi bombaladı ama o bir kişinin arkasında binlerce insanın iradesi var. Dolayısıyla bu çok kapsamlı bir süreç olacak. Bu örgütle irtibatlı, yanında, sağında, solunda, gölgesinde duran kim varsa yaptıkları bu ihanetin hesabını vereceklerdir. Ama bu örgütle irtibatı olmayan vatandaşlarımız hiç endişe etmesin onlara zarar gelmeyecek. Bu soruşturmalar kapsamında varsa bir takım eksiklikler bunu da düzelteceğiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz. Bununla ilgili imkanı Kanun Hükmünde Kararname ile sağlayacağız" sözlerini kullandı.