E.MEHMET YILMAZ
ERZURUM (İHA) - Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji Program Koordinatörlüğü, kısa bir süre önce eğitim öğretim hayatında uygulamaya koyulan “Kılık Kıyafet Serbestliğini” araştırdı.
Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji Program Koordinatörlüğü’nün yaptığı araştırmalar, Erzurum’da öğrenci nüfusunun kalabalık olduğu merkez ve merkez ilçelere bağlı Erzurum Lisesi, Nene Hatun Kız Lisesi ve Yakutiye Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yapıldı. Sosyoloji Program Koordinatörlüğü oluşturan 5 kişilik grup, 400 öğrenci ve aileleri ile birebir görüşüp ses kaydı aldı.
İLGİNÇ TESPİTLER
Görüşmeler sonucunda alınan ses kayıtları çözülmesi sonucunda yapılan araştırmada, ilginç verilere ulaşıldı. Araştırmaya göre; çoğu öğrenci tek tip kıyafet sistemini geri istiyor. Araştırmayı yapan ekipte bulunan Doç. Dr. Nuray Karaca 'Kendini İfade Etme Aracı Olarak Giysiler', Yardımcı Doç. Dr. Doktor Yonca Odabaş 'Dünyada Okul Üniformaları İle İlgili Uygulamalar ve Tartışmalar', Yardımcı Doç. Dr. Erem Sarıkoca 'Okul Üniformaları ve Disipline Edilen Toplum', Yardımcı Doç. Dr. Sevil Demiral ise 'Rekabetçi Tüketim ve Giysiler' adlı konuları araştırdı. Araştırmanın Genel Koordinatörlüğünü ise Doç. Dr. Mevlüt Özben yaptı. Araştırma ekibi, öğrencilerin bile uygulama konusunda kendi içlerinde çelişkiye düştüklerini belirterek, okulların tek tip kıyafet yönetmeliğine hızla döndüğünü belirledi. Özben bu araştırmayı Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstün Özben’in katkılarıyla yaptıklarını dile getirerek, 23 Mayıs tarihinde düzenleyecekleri panelle de gelenlere araştırmalarını detaylı bir şekilde anlatacaklarını söyledi. Araştırmanın Genel Koordinatörü Doç.Dr. Mevlüt Özben “Kılık Kıyafet Serbestliği” uygulamasını sosyolojik açıdan araştırdıklarını ve çok değerli verilere ulaştıklarını ifade etti.
OKUL ÜNİFORMALARI
Özben, “Okul üniformaları öteden beri tüm dünyada da tartışılan konulardan biridir. Bürokratik devlet, kişi sistem içindeki yeriyle özdeş bir role alışsın ve boyun eğsin diye üniformalarla ona bir bilinç vermektedir. Biz çalışmamızda bu eski ve yaygın görüşü de ihmal etmeyerek, ancak bu görüşün karşısında yer alabilecek diğer çekinceleri de, grup odaklı nitel görüşmelerde bulunduğumuz öğrenci arkadaşlarımızla tartıştık ve bu konuda pek çok veriye ulaştık. Araştırmamızda 'okul üniformaları kaldırıldığında ya da serbest kıyafet uygulamasına geçilmesi ne gibi sonuçlara yol açmıştır, eğitim kurumlarının işleyişinin önemli bileşenlerinden biri olan disiplin konusunda neler yaşanmıştır, kılık kıyafet serbestliği sınıfsal farklılıkları belirgin bir hale getirmiş midir ve öğrenciler bu durumu nasıl yorumlamaktadır. Kılık kıyafet serbestliği, öğrencileri ve elbette aileleri rekabetçi bir tüketimin kucağına mı atmaktadır' sorularına cevap aradık.'' dedi. Araştırma sonuçlarına göre; öğrencilerden bazıları uygulamadan memnun olduklarını ancak diğer arkadaşları gibi her zaman farklı elbise giyebilecek maddi imkana sahip olmadıkları için mahcup olup zor durumda kaldıklarını, bu yüzden bazen bu uygulamayı istemediklerini söylüyor.
DİSİPLİN ZAAFI DOĞDU
Araştırma koordinatörü Mevlüt Özben, araştırma sonuçlarına göre, kılık kıyafet serbestliğinin disiplin ve güvenlik zafiyetini doğurduğunu ifade ederek getirilen serbestlik sonrasında öğretmene şiddetinde arttığını ifade etti. Dışarıdan fark edilmeden okul içerisine rahatça giren öğrenci olmayan gençlerin okul içerisinde huzursuzluk çıkarıp öğretim elemanlarına karşı şiddet kullanabildiğini ifade eden Özben “Araştırma sonuçlarında ulaştığımız bilgilere göre, bazıları da herkes sivil olduğu için okula dışarıdan başkalarının da girdiğini kimin öğrenci kimin sivil olduğunu ayırt edemediklerini ifade ediyorlar. Anlayacağınız okullar da disiplin, güvenlik sorunları oluşmuş durumda. Araştırma sonucu kızların makyaj yaparak, erkeklerinse kirli sakalla okula gittiğini tespit ettik. Bu da hocaların öğrencilere daha çok disiplinle yaklaşmalarına neden oluyor. Öğrencilerde bu durumdan bir hayli rahatsız. Sırf bu yüzden bazı öğrenciler tek tip kıyafete dönmek istiyor. Nene Hatun, İmam Hatip Kız Lisesi öğrencileri ise kıyafetin tek tip olmasını ama başörtüsü konusunda serbest bırakılmalarını istiyorlar. Anlayacağınız öğrencilerin bile kafası karışık bu yüzden de çoğu okul tek tip kıyafet yönetmeliğine hızla geri dönüyor.” dedi.
Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji Program Koordinatörlüğü yaptığı araştırmayla asıl olarak “Ne giyiyorsak o muyuz?” sorusuna cevap aradı. Araştırmanın Genel Koordinatörü Doçent Dr. Mevlüt Özben kıyafetlerin insan hayatında önemli bir yere sahip olduğunu belirterek bu durumu şöyle açıkladı, “İnsan, bedenini saran deriyle yetinmeyen bir varlıktır. Bunun çeşitli izahları olabilir, ancak bedeni giysilerle sarıp sarmalamak şeklinde ifade edebileceğimiz giyinmek sosyal anlamlara sahip bir eğilimdir. Bu bağlamda, giyinmenin sosyal anlamları içerisinde en önemlilerden biri giyinmenin aynı zamanda bir iletişim biçimi olmasıdır. Giyinmek, cinsiyetimizi, yaşımızı, sosyal statümüzü, mesleğimizi, inancımızı, sınıfsal yerimizi, politik duruşumuzu ve başka pek çok özelliğimizi dışa vuran belirleyicidir. Başka bir deyişle giyinmek önce insan olmanın, sonra ise nasıl bir insan olduğumuzu ilan etmenin en yetkili yollarından biridir. Yani, bir anlamda kim olduğumuz giyindiğimizde ortaya çıkar ve diyebiliriz ki, insanların giyebildikleri şeyler üzerindeki sınırlamalar, kim olduklarını da sınırlamaya varabilir” diye konuştu.