Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Tekin’den Eğitim sistemi değerlendirmesi
Tekin’den Eğitim sistemi değerlendirmesi
'Amaç Türkçe ile ilgili farkındalık düzeyini artırmak'
'Amaç Türkçe ile ilgili farkındalık düzeyini artırmak'
Gazze'de can kaybı 45 bin 338’e yükseldi
Gazze'de can kaybı 45 bin 338’e yükseldi
KOBİ'ler toplam girişimin yüzde 99,7'sini oluşturdu
KOBİ'ler toplam girişimin yüzde 99,7'sini oluşturdu
Finansal hizmetler güven endeksi azald
Finansal hizmetler güven endeksi azald
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
17 Kasım 2012 Cumartesi - 01:06

Kıraat Sempozyumu başladı

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilki düzenlenen ve İslâm ülkelerinin temsilcilerini bir araya getiren “Uluslararası Kıraat Sempozyumu” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katıldığı açılış töreniyle başladı.

Kıraat Sempozyumu başladı

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilki düzenlenen ve İslâm ülkelerinin temsilcilerini bir araya getiren “Uluslararası Kıraat Sempozyumu” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katıldığı açılış töreniyle başladı.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, açılış töreninde yaptığı konuşmaya bütün Müslümanların hicrî yılını tebrik ederek başladı.  Yeni hicrî yılın başlamasından itibaren Müslümanlara yönelik katliamların sona ermesini dileyen Başkan Görmez,  “Suriye’de kanın durmasını, Arakan’daki Müslümanların tekrar vatanlarına kavuşmalarını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.” diye konuştu.
  “KUR’AN-I KERİM, MÜSLÜMANLARIN EN BÜYÜK ŞEREF KAYNAĞIDIR”
Kur’an-ı Kerim’in Müslümanların en büyük izzet kaynağı olduğunu dile getiren Başkan Görmez, “Sadece dünyanın muhtelif dillerinde Kur’an’ı anlamak için yazılan tefsirleri bir araya getirecek olursak, herhalde bu kaynakları, kitapları bir arada tutacak kütüphane bulunmayacaktır.” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şöyle devam etti:
“Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’le ilgili bütün dil ve lehçelerde muhteşem bir edebiyatımız var. Osmanlıca kaynaklarda Kur’an’ın lafzı yerine, ‘Nazm-ı Celil’ ibaresi kullanılır. Kur’an’ın manasıyla birlikte nazm-ı celilini nesilden nesle en güzel bir şekilde ortaya koymak için, sadece bir ilim değil, ilimler ortaya konmuş; ilimler, âlimler, hafızlar, kurralar yetişmiş; bir taraftan sadırlarla, diğer taraftan da satırlarla nesilden nesle nakledilmiştir.”
“KIRAAT İLMİ, KUR’AN’I, PEYGAMBERİMİZİN LİSANINDAN SÂDIR OLDUĞU TELAFFUZ BİÇİMİYLE KIYAMETE KADAR TAŞIMA ÇABASININ ADIDIR”
Kur’an-ı Kerim’e hizmet ve Kur’an ilimleri konusunda kıraat ilminin ayrı bir yerinin bulunduğunu vurgulayan Başkan Görmez,  kıraat ilmini tanımlarken “Kur’an-ı Kerim’in zuhurundan günümüze kadar değerinden hiçbir şey kaybetmeyen bir ilmi ve geleneği kastediyoruz.” ifadelerine yer verdi. Kıraat ilminin evvelemirde Kur’an’ın mevsûkiyetiyle doğrudan irtibatlı olması hasebiyle büyük önem taşıdığını kaydeden Başkan Görmez, şöyle konuştu:
“Bu ilim, Kur’an’ın orijinal okunuşunu tespit etmek ve asli şekliyle intikalini sağlamak amacıyla neşet etmiştir. Dolayısıyla kıraat ilmi, Kur’an’ı, Peygamberimizin lisanından sadır olduğu telaffuz biçimiyle kıyamete kadar taşıma çabasının adıdır. Bu çabanın bir sonucu olarak eslafımız, Sahabe-i Kiramın Peygamberimizden öğrendikleri tilavet şekillerini sonraki nesillere bir taraftan şifahen aktarmışlar, diğer taraftan adeta Kur’anî her bir harfin, her bir kelimenin edasının nasıl olması gerektiğini en ince ayrıntısına kadar kayda geçirmişlerdir. Bu konuda müttefik olduğumuz halde kitaptaki ifadeleri anlama biçimi bakımından bazen Türk kârîler farklı, Arap kârîler farklı anlamlar yükleyebiliyorlar. Bu sempozyumu düzenlememizi gerektiren sebeplerden bir tanesi budur. Bu sempozyumla, bu farklılık inşallah ortadan kalkacaktır.”
Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“KIRAATLER KUR’AN’IN MUCİZE OLUŞUNU GÖSTEREN DELİLLERDENDİR”
Kur’an’ı Kerimi okuyuş farklılıklarının herhangi bir tezat ve çelişki oluşturmaması, ancak mucizeyle izah edilebilir. Öte yandan kıraat farklarının, gelenekte, Kur’an’ın mana ve mesajının ortaya çıkarılmasına katkıda bulunan, muhtelif mana takdirine ve istinbatına imkân veren bir araç olarak değerlendirilmiş olması da kıraat ilmini her zaman için önemli kılan bir diğer husus olmuştur. Zira İslâm düşüncesinin şekillenmesinde kıraat farklarının katkısı kayda değerdir.
“Kıraatler, Peygamber Efendimiz ve sahabelerle iletişim ve etkileşimimizi pekiştirmektedir”
Bütün bunların da ötesinde kıraatler bizim hem Peygamber Efendimizle hem de Sahabe-i Kiramla olan iletişimimizi ve etkileşimimizi pekiştirmektedir. Zira okuduğumuz her bir kıraat ve her bir rivayet bizi, asırları aşarak Sahabe-i Kirâm'a, oradan da Fahr-i Kâniat Efendimize götürmektedir.
“KIRAAT, İSLÂM’IN VİTRİNİ MESABESİNDEDİR”
Müslümanlar olarak ilahi vahyin yalnızca içerik olarak değil, aynı zamanda lafız itibariyle de tamamen Allah’tan geldiğine inanırız. Bu durumda onun metnini korumak için tabii bir alan açılmış olmaktadır. İşte kıraat ilmi her şeyden önce bu hedefi deruhte etmektedir. Yine bu inanç temel ibadet tasavvurumuza yansımıştır. Öyle ki, anlamak ve öğretisi çerçevesinde yaşamak yükümlülüğünden bağımsız olarak bizatihi Kur’an okumak “ibadet” telakki edilmiştir. Hz. Peygamber’in bazı sahâbîlerden Kur’an dinlediği bilinmektedir. İslam dininin en önemli ibadetini; namazı eda edebilmek için doğru bir Kur’an okuyuş melekesi kesbetmenin lüzumu ortadadır. Bunun yanı sıra kıraat ilminin estetik bir boyutu bulunmaktadır. Kıraat sahasının İslâm’ın tanıtılması bağlamında hem görsel hem de işitsel alanlara hitap ettiği unutulmamalıdır. Bu bakımdan kıraat alanı İslam’ın vitrini mesabesindedir.
“TÜRKİYE’DE 15 BİN 262 KUR’AN KURSU EĞİTİM VERİYOR”
Bizler Müslümanlığı kabul ettiğimiz andan bu güne kadar kıraat sahasına özel bir ihtimam gösterdik. Bunu görmek için Osmanlı Devleti’nin “Daru’l-kurra” müessesesini hatırlamak bile yeterlidir.  Bu gün ülkemizde genel Kur’an eğitimi veren 15.262 Kur’an kursunun yanında sadece hafızlık eğitimi veren 910 Kur'an kursumuz bu ihtimamın en açık göstergesidir. Yine imam hatip okullarımızın ve ilahiyat fakültelerimizin ders müfredatında yoğun bir şekilde Kur’an kıraatine yer verilmiştir. Bu yıl ülkemizdeki tüm orta dereceli okullara “Seçmeli Kur’an Okuma” dersi konulması ise halkımızın Kur’an kıraati hakkındaki yüksek talebini ve bilincini ifade etmektedir.
“TÜRKİYE, ULUSLARARASI KUR’AN YARIŞMALARINDA GEREKTİĞİ GİBİ VARLIK GÖSTEREMEMİŞTİR”
Uluslararası arenada Kur’an yarışmalarına verilen önem son derece memnuniyet vericidir. Malezya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, Ürdün başta olmak üzere İslam ülkelerinin bu yarışmalara gösterdiği ihtimam takdire şayandır. Birçok İslam ülkesinde bu yarışmaların organizasyonu için bakanlıklar bünyesinde kurumlar ihdas edilmiştir. Bu noktada Türkiye olarak bir özeleştiri yapmanın da vakti gelmiştir. Türkiye bu güne kadar uluslararası Kur'an yarışmalarında gerektiği gibi varlık gösterememiştir. Bu eksiklikliği gördüğümüzü ve gidermek için süratli adımlar atmaya başladığımızı ifade etmek isterim. İşte bu sempozyum böyle bir yaklaşım sonucunda gerçekleşmektedir.
“ÜLKEMİZ BUNDAN BÖYLE DE KUR’AN KONULU FAALİYETLERİNİ DİĞER İSLÂM ÜLKELERİYLE BİRLİKTE SÜRDÜRMEYE KARARLIDIR”
Ülkemiz bundan böyle de Kur’an konulu faaliyetlerini diğer İslâm ülkeleriyle birlikte sürdürmeye kararlıdır. Burada kurumsal düzeydeki iş birliklerinin geliştirilmesi için elimizden geleni yapacağımızı ifade etmek isterim. İslâm ümmetinin geçmişi, bütün alanlarda ilmî ehliyeti haiz sayısız ilim adamlarıyla doludur. Bu bize güven vermekte, ne kadar güçlü ve köklü bir gelenekten geldiğimiz bilincini sürekli diri tutmaktadır. Ancak artık ümmet geçmişle övünmenin çok ötesine geçmelidir. Ümmet bu günün İbn Mücahid’lerine, Ebû Bekr en-Neysâbûrî’lerine, İbnu’l-Cezerî’lerine susamıştır. Yüce Mevlâ’dan bize bunu nasip etmesini niyaz ediyorum.
 

 

 
Belediyecilikte örnek adım
 
ETSO akredite edildi
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ejder tepesi-4 17 Kasım 2012 Cumartesi 10:40

kadar açılmamalıdır.Sıkıntı Ezan'dan değil,sesin ayarındandır.Çirkin sesli bir insanın okuduğu ezan insanı ne kadar sıkarsa yüksek volümlü bir ses de insanı o kadar sıkar.Hele hele küçük camilerdeki hoparlörün cızırtısı insanda ihlas bırakmamaktadır.Bunun adı teknolojiyi kötü kullanmak,Ezana da namaza da haksızlık etmektir.Sevgili Peygamberimiz "Kur'ân'ı sesinizle güzelleştiriniz." buyuruyor.Sevgili Peygamberimizin dinine mensup Müslümanlar olarak yüksek sesli hoparlörlerle Ezan'ın böyle okunmasına rıza gösteremeyiz.Maalesef camilerimizdeki ses düzeni,bilimsel ölçülerden ziyade, cami görevlilerinin doğru veya yanlış arzularına göre kurulmaktadır.Onlar da bunu kötü niyetle değil, bilmeyerek yanlış yapıyorlar.Öyle ise Diyanet ve Müftülükler, Müslümanlara kusursuz hizmet etmelidirler.Bu onların görevidir.Selam ve saygılarımla.

Yorumu oyla      6      4  
ejder tepesi-3 17 Kasım 2012 Cumartesi 10:23

yaptırmayınız.Görevinizi başkalarına havale etmeyiniz.Aldığınız parayı helal ediniz.Ey Müftü Bey,Çevre Kanunu'na göre ezanın ses desibeli 65 olması gerekirken ne yazık ki bugün ezanlar 104 desibelle okunuyorlar.Kulağa hoş gelmiyor.Hele hele makamı falan olmayan bağıranların okuduğu ezan yok mu? Sevgili Peygamberimiz,Ezanı güzel sesli müezzinlerin okuması talimatını vermiştir.Biz hâşâ Ezan'dan rahatsızlık falan duymuyoruz ve böyle bir şey de söz konusu değildir.Asıl konu rahatsız edici yüksek sestir.Bu korna sesi de disko sesi de olabilir.İnsanların hakları vardır.Bu haklara saygı duyulmalıdır.Velev ki dini konuda da olsa bu böyledir.Bunları dile getirenler de kesinlikle "kafirlikle" suçlanmamalıdır.Bazen o kadar yüksek oluyor ki kulaklar zonkluyor,küçük çocuklar korkuyor,büyükler de rahatsız, ama ezan diye ses çıkaramıyorlar. Teknolojinin hoyratça,ölçüsüzce kullanılmasına karşıyız.Ezan rahatsız etmez ama yüksek ses rahatsız eder, insan sağlığına da zararlıdır.Hoparlör ler sonuna

Yorumu oyla      6      4  
ejder tepesi-2 17 Kasım 2012 Cumartesi 09:55

yok.Bu konuyu geçen gün Palandöken Müftülüğü'ne,telefonla ilettim.Burada görevli İsmail Bey bana diyor ki" Ne yapalım" Kardeşim ne yapalım yok. Yapacaksın.Bu senin görevin yapamıyorsan bırakıp gidersin.Sayın Müftü Bey,lütfen bunu duyunuz gereğini yapınız.Diyanetin 2013 bütçesi,Sağlık ve Enerji Bakanlığı ve diğer küçük bakanlıklardan çok.Lütfen har vurup harman savurmayınız.Görevinizi yapınız. Bu Müslümanlara en iyi din hizmeti veriniz.Ama vermiyorsunuz.Vermediğiniz için de Müslümanlar bu vaziyette.Herkes Müslümanlardan azami faydalanıyorlar. Cennet-mekan Solakzâde Hazretleri taa 1960 yıllarında "Eğer bu ülkedeki din adamları görevlerini hakkıyla yapsalar,bu Müslümanlar böyle olmazdı." demiştir.Ya kalkıp bu günleri görseydi,kimbilir neler neler söylerdi. Ey Müftüler,Yardımcıları,görevliler, İmâmlar,Müezzinler!Allah'ı severseniz görevinizi yapınız.Görevinize zamanında geliniz.Camiyi açınız.Temizlik ve kontrolünüzü yapınız.Ezanı okuyunuz. Namazı kıldırınız.Görevinizi başkalarına

Yorumu oyla      6      4  
ejder tepesi-1 17 Kasım 2012 Cumartesi 09:40

Kıraat,makam,güzel ses.Bütün bunlar sempozyumlarda,panallerde,konferanslardakalmamalıdır.Kesinlikle uygulanmalıdır. Ama ne yazık ki hiç mi hiç uygulanmıyor. Ben Kayak Yolu'nda oturuyorum.Hacı Osman Efendi Camii'nin kadrolu müezzini olduğu halde hemen hemen hiç ezan okumaz.Ezanı hep başkaları okur.Hele bu okuyanlardan biri var ki ezanlarda makam falan hiç yoktur.Vakit ezanlarını hep aynı makamla(makam falan da değil ya)okur.Ben yetkililere soruyorum.Bu caminin müezzini nerede?Neden görevini yapmaz?Müftü Bey,Hoca Efendi vasıtasıyla veya görevlileri ile neden denetlemez?Biz bu mübarek camide,makamlı ve güzel sesli bir ezana hasret kaldık. Halbuki Bu şehirde,Dadaşkent'te, Hizmet İçi Eğitim Kurumu da var.Neden bunlar burada eğitilip de takip edilmezler? Ezanlar;Sabah-Saba,Öğle-Rast,İkindi- Hicaz,Akşam-Segah,Yatsı-Uşşak,Cuma İçi Ezan,Rast-Hicaz bazen de Hüseyni makamlarında okunur.Ama bu şehirde bunları bilen veya uygulayan yoktur.Yağ var,şeker var,un var,ateş var ama helva yapan

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Hicret kardeşliğin ifadesidir’
Görmez,“Hicret, yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ...
Karahan’dan su yalıtımı uyarısı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde ...
Sağlıkçılar yıpranma payı istiyor
Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Kenan Karaçam, kamu hizmetlerinde görev alan ...
 
İMO’dan ucube eleştirisi
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Erzurum Şubesi’nden yazılı bir açıklama ...
Çoruh rehabilite edilecek
Çoruh Nehri Havzası Rehabilitasyon projesi Detaylı Mikrohavza Planlama ...
Okur, Ortadoğu’yu anlattı
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Yardımcısı Doç. ...
 
‘Askeri dehaydı’
Başbakan Erdoğan, "İstiklal mücadelemize önderlik eden, askeri dehası ...
Kuşaklar Değerlerde Buluşacak…
Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü yeni ...
İmam Serahsi Hz.lerine vefa
Hanefi fıkhının önemli âlimlerinden İmam Serahsî’nin Türkiye Diyanet Vakfı ...
 
KANAL ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri