Başbakan Davutoğlu, AK Parti 24. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.
Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:"O günden bugüne, bugünden geleceğe milletimizin umudu olan AK Parti siyasetinin ve AK Parti vizyonunun temelleri bu istiklal şehrinde atıldı. O yürüyüş yıllar içinde ülkemiz için de bölgemiz için de dünya için de adil, demokrat, özgürlükçü, insan odaklı bir siyasetin adı oldu. 21. yüzyılın ilk yılında, 2001'de bir ağustos günü inançlı bir siyasi kadro, ideallere, hedeflere sahip azimli bir kadro Afyon'dan yola çıktı. O günden bugüne bu kadronun bütün kademelerinde görev alan dava arkadaşlarımız 23 kez bir araya geldiler, bu istişare toplantılarını gerçekleştirdiler. Hem muhasebelerini yaptılar hem de gelecek için yol haritalarını belirlediler. Umutlarını, ideallerini, misyonlarını güncellediler ve bu doğrultuda yola devam ettiler. 'Her şeyin başlangıcında doğru temel atmak lazım' diyen kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a da buradan minnetlerimizi, şükranlarımızı bir kez daha huzurlarınızda arz ediyorum."
MİLLETİN GÖNLÜNDEN YOLA ÇIKMIŞ BİR SİYASİ HAREKET
Gücünü milletimizden alan bir parti olarak, milletin gönlünden yola çıkmış bir siyasi hareket olarak AK Parti'nin bugün o sağlam temel üzerinde 14. hizmet yılında bulunduğuna vurgu yapan Başbakan Davutoğlu, "Bugün ilk günkü aşkla, şevkle, kararlılıkla yine milletimizin hizmetindeyiz, Türkiye'nin hizmetindeyiz. Allah'ın izniyle hiçbir güç bizi millete hizmetten ve millet yolundan alıkoyamayacaktır. Hiçbir senaryo milletle aramıza giremeyecektir. Dahili ve harici hiçbir odak Türkiye'yi bütün unsurlarıyla, renkleriyle bir bütün olarak sahiplenmemize engel olamayacaktır. Hiçbir cinayet şebekesi bizi hukuktan, adaletten, hakkaniyetten, merhametten uzaklaştırmayacaktır" diye konuştu.
KRİTİK SÜREÇ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "7 Haziran-1 Kasım arası Türkiye yönetilmesi çok zor kritik bir süreçten geçti. Şimdi o günler geçtiği için hepimiz daha rahat düşünebiliyoruz ama 7 Haziran-1 Kasım arasını nasıl bir kritik dönem olduğunu içinde yaşayanlar bilir ve o kritik eşikten basiretimizle, vakarımızla, dirayetimizle ama en çok da milletimizin duasıyla geçtik ve 1 Kasım seçimlerine öyle ulaştık" dedi.
AK GELENEK
AK Parti'nin siyaset hayatında pek çok gelenek başlattığını anlatan Davutoğlu, bunlardan birisinin de bugün gerçekleştirilecek toplantı olduğunu vurguladı. Siyasetlerinin esasının istişare olduğunu aktaran Davutoğlu, bu formatta yılda iki kez, genişletilmiş il başkanları formatında daha sık, MKYK toplantılarıyla ve belediye başkanlarıyla da sürekli muhasebe yaparak güç tazelediklerini bildirdi.
ORTAK AKIL HAREKETİ
AK Parti Kurucu Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2001'de Afyonkarahisar'dan yola çıkarken AK Parti hareketini "ortak akıl hareketi" olarak ilan ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Evet, akıllarımızı birleştireceğiz, emeklerimizi birleştireceğiz ama en önemlisi gönüllerimizi birleştireceğiz, milletin gönlüyle buluşup en doğru istikamette sırat-ı müstakimde yola devam edeceğiz. Bu bizim kültürümüzde, mayamızda, geleneğimizde de var ve biz her konuda istişareyi zaruri görürüz" diye konuştu.
İstişarenin başkasının aklını önemseme, birlikte düşünme olduğunu anlatan Davutoğlu, "Biz istişareden rahmet umarız, fikirlerimizin bereketlenmesini ve kardeşliğimizin kuvvetlenmesini umarız. İnşallah bu istişare toplantılarımızın neticesinde de rahmet bulacağımıza, kardeşliğimizin pekişeceğine en doğru yola, en doğru şekilde, en doğru usulle çıkacağımıza inanıyorum" ifadesini kullandı.
ORTAK AKLI BURADA OLUŞTURMAYA GAYRET EDİYORUZ
AK Parti'nin kuruluşundan itibaren istişareye çok önem verdiğini ve istişareyi kurumsallaştırdığını vurgulayan Davutoğlu, "Biz bu toplantılarımızla 'acaba milletimizin bize tevdi ettiği emaneti yerine getirirken ihmal ettiğimiz, eksik bıraktığımız herhangi bir şey var mı' diye kendimize sorarız, dostumuza, yol arkadaşımıza sorarız. Muhasebemizi bu toplantılarda yapıyoruz, ortak aklı burada oluşturmaya gayret ediyoruz. Birliğimizi, beraberliğimizi dirliğimizi bu toplantılarla tahkim ediyoruz. İnşallah bu buluşmamız da partimiz, milletimiz ve ülkemiz için pek çok hayra, güzel kararlara vesile olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"2015 yılı sıradan bir yıl değildi, 2015 yılı siyasi yolumuzda çok önemli bir eşikti" diyen Davutoğlu, 2015'in iki önemli genel seçime sahne olduğunu, bu iki seçimin hikayesine dikkatle bakanların AK Parti'nin muhasebesini ne kadar samimiyetle yaptığını görebileceklerini söyledi.
Davutoğlu, AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde birinci parti olmasına rağmen tek başına iktidar olacak milletvekili sayısına ulaşamadıklarını anımsatarak, kendilerinin bunu milletin bütün partilere yaptığı bir uzlaşı mesajı olarak aldıklarını ve buna saygı gösterdiklerini ifade etti.
CHP VE MHP ÇEŞİTLİ BAHANELERLE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMADI
Meclis Başkanlığı seçimi için her türlü hesapların içine girenlerin bulunduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
DİZİMİZİN DERMANI TÜKENİNCEYE KADAR ÇALIŞACAĞIZ
“Allah şahittir, siz de şahit olun ve hep beraber söz vereceğiz, bu fedakar insanların hukukunu hiçbir fırsatçıya çiğnetmeyeceğiz” ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti: “1 Kasım gecesi aldığım en güzel hediyelerden biri, Şam’dan gelmiş olan ilim erbabının, Diyanet İşleri Başkanımız ve birçok ilim adamımızın da huzurunda zikrettiği şu sözlerdi; 'Türk kardeşlerimiz oylarını elleriyle sandıklara verdiler, biz de semaya rabbimize ellerimizi açarak Türkiye için dua ettik ve oylarımızı öyle kullandık' dediler. Emin olun o gece ve öncesinde Somali’de, Arakan’da, Bosna’da, Kafkaslar’da, Semerkant’ta, dünyanın her bir köşesinde insanlar bu kadro için dua etti. O gönül insanları, o Türkiye’nin merhametine sığınan vicdan erleri, Türkiye için dua ettiler. Allah bu duaları kabul etti. Bizim üzerimizdeki en büyük sorumluluk bu duaların gereğini yapmaktır, dökülen terlerin, verilen emeklerin gereğini yapmaktır. Bunun gereği neyse, uykusuzluksa uykusuz kalacağız, mecalimiz kalmayınca kadar koşturmaksa mecalimiz kalmayıncaya kadar koşturacağız, dizimizin dermanı tükeninceye kadar çalışacağız. Yeter ki bu aziz insanların emeklerinin, dualarının karşılığını verelim. Bu davaya gönül vermiş, bu dava için alın teri dökmüş yol arkadaşlarımızın hakkının, hukukunun kirlenmesine müsamaha göstermedik, bundan sonra da göstermeyeceğiz. “
TÜRKİYE DÖRT BİR KOLDAN SALDIRILARA MARUZ BIRAKILDI
Davutoğlu, Türkiye için son dönemde yaşanan 4. kavşağın ise geçen Temmuz ayında meydana gelen Suruç saldırısı olduğuna dikkati çekti.
Suruç saldırısıyla beraber ülke üzerinde ameliyat yapılmak istendiğini, bir anda PKK, DHKP-C ve DAEŞ terör örgütlerinin birlikte saldırıya geçtiğini anımsatan Davutoğlu, şunları kaydetti: “Terör örgütleri sahaya sürüldü ve Türkiye dört bir koldan saldırılara maruz bırakıldı. Türkiye’nin bir seçim hükümetince yönetilmesinden medet umanların hesaplarını kursaklarında bırakarak anında kararlı ve kapsamlı bir mücadeleyi başlattık. O zaman şunu diyebilirdik; 'Türkiye’de geçici bir hükümetiz, risk, sorumluluk almayalım, bekleyelim' diyebilirdik. 'Önümüzü göremiyoruz, acaba koalisyon olacak mı, koalisyonu bekleyelim, bu sorumluluğu başkalarıyla paylaşalım' diyebilirdik ama demedik çünkü biz beklemek için emanet almadık, çünkü biz, bize karşı meydan okunduğunda korkarak kenara çekilmek için emanet almadık, çünkü biz, millet ve tarih üzerimize emanet tevdi ettiğinde bu emaneti başkalarına devretmek için almadık. Biz gerektiğinde her türlü riski alırız ama bu ülkenin, bu milletin kaderini bir saniye dahi düşman ellere terk etmeyiz. Bizim yolumuz budur. Onun için 23 Temmuz günü, arka arkaya gelen terör saldırıları sonrasında, DEAŞ'ın sınırda yaptığı, Ceylanpınar’da PKK’nın yaptığı, DHKP-C’nin İstanbul sokaklarında yaptığı terör saldırıları sonrasında, üç gün sonra gerekli karaları aldık, gerekli talimatları verdik. Bu tehdit ortadan kaldırılıncaya kadar, milletimizin üzerine getirilmek istenen kara bulutlar dağılıncaya kadar terörle mücadele kararı verdik ve bu mücadeleyi de aynı şekilde sürdürüyoruz. Eğer biz bu terör dalgasına gerekli tepkiyi vermemiş ve terörle mücadeleyi başlatmamış olsaydık, Türkiye bugün birilerinin bazı merkezlerde planladığı bir kaosa sürüklenebilirdi. Türkiye’nin kaosa sürüklenmesine izin vermedik vermeyiz. “