ARZU TÜRKUÇAR-ANKARA (İHA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Türkiye Ergen Profili Araştırması 2013” raporunu açıkladı.
Türkiye Ergen Profili Araştırması’na göre, çalışma kapsamına giren hanelerde görülen en yaygın aile tipi çekirdek aile olduğu belirtilen raporda, “Bunu aile büyükleri ve akrabaların da aynı hanede yaşadığı geniş aile tipi izlemektedir. Bu araştırmada ‘tek ebeveynli aile’ terimi anne ya da babanın hayatta olmadığı aileler için, ‘parçalanmış aile’ terimi ise anne ve babanın ayrı ya da boşanmış olduğu aileler için kullanılmıştır. Üst SES grubunda yüzde 96 olan çekirdek aileler oranı alt grupta yüzde 73’tür. Buna karşılık geleneksel geniş ailelerin oranı alt SES grubunda yüzde 17 iken, bu oran öteki gruplarda giderek azalmakta, üst grupta yüzde1’e inmektedir. Alt grupta yüzde 6 olan tek ebeveynli aile oranı da gittikçe azalarak üst grupta yüzde1’in altına inmiştir. Çekirdek aileler ve parçalanmış aileler kentlerde, geniş aileler kırsal alanlarda görece yüksek oranlarda bulunmaktadır. Görüşme yapılan hanelerin yüzde 35’i dört kişiden oluşmaktadır. Bunu yüzde 21’le beş kişilik ve yüzde 20 ile üç kişilik aileler izlemektedir. Hanelerin yüzde 23’ünde altı ve daha fazla sayıda kişi yaşamaktadır. Görüşülen hanelerdeki ortalama çocuk sayısı 3,02 olarak saptanmıştır. Toplam hanelerde ortalama ergen sayısı ise 1,54’tür” bilgisi verildi.
ERGENLER VE OKUL HAYATI
Araştırma kapsamında görüşülen ergenlerin büyük çoğunluğu öğrenci olduğu kaydedilen raporda, “Öğrencilerin çok büyük bölümü yüzde 97,5 devlet okuluna gitmiş ya da gitmektedir. Özel okula gidenlerin oranı yüzde 2,5’tir. Katılımcıların yüzde 5’i hem çalışıp hem okuyarak, çalışarak ya da çalışmasa bile iş arayarak işgücü piyasasının içinde yer almaktadır. Öğrenci olmayan ergenlerin yüzde 38’i ‘okumak istemediği’ için eğitimi bıraktığını belirtmiştir. Sonrasında yüzde 22’şerlik paylarla ‘maddi sıkıntılar’ ve ‘üniversite sınavını kazanamama’ gelmektedir. Çalışan gençlerin yüzde 40’ı okul yerine çalışmayı seçme nedeni maddi durumlarının yetersiz olmasını göstermiştir. Okumayı sevmedikleri için çalışmaya başlayanların oranı da yüksektir yüzde 34. Üçüncü sırada ‘çalışmayı sevenler’ gelmektedir yüzde 10,5. Öğrenci katılımcıların çoğunluğu kendilerini derslerinde başarılı yüzde 52 ya da çok başarılı yüzde 11 bulmaktadır. Yalnızca yüzde 4’lük bir bölümün kendini başarısız ya da çok başarısız bulduğu anlaşılmaktadır. Katılımcıların büyük çoğunluğu yüzde 97 eğitim hayatına devam etmek istemektedir. Öğrenciler okul yönetimlerinden ve öğretmenlerin tutum ve davranışlarından genel olarak memnundurlar” denildi.
AİLE-ARKADAŞ İLİŞKİLERİ
Raporda aile ve arkadaş ilişkileri şu şekilde açıklandı:
“Katılımcıların yarıdan çoğunun her iki cinsten de arkadaşı vardır. Hiç arkadaşı olmayan katılımcı çok azdır. Arkadaşlarının hepsi kız olanlar yüzde 9, hepsi erkek olanlar ise yüzde 7’dir. Katılımcıların yarıdan çoğunun 1-3 arasında samimi arkadaşı vardır. Üçte birinin samimi arkadaş sayısı ise 4-6 arasında değişmektedir. Aile içinde en iyi ilişki anneyle kurulmaktadır (4,44/5). Daha sonra baba ve büyük kardeşler (abla-ağabey) gelmektedir. 12-15 yaş grubunun aile içi ilişkilerinin de 16-18 yaş grubundan görece iyi olduğu anlaşılmaktadır. Aile içinde en çok çatışılan kişi de gene annedir. Katılımcıların yüzde 11’i aile içinde en çok çatıştıkları kişi olarak annelerini belirtmiştir. Ses düzeyi yükseldikçe anne ve babayla çatışma oranları da yükselmektedir. Başlıca iki tartışma konusu, televizyon izleme ve bilgisayarda vakit geçirme en büyük sıklıkla kardeşler arasında ortaya çıkmaktadır. Ders çalışma konusunda esas olarak anne ve babayla çatışma yaşanmaktadır. Ama ev dışı konularda gençler en sık babayla karşı karşıya gelmektedir. Dışarı çıkma, arkadaş seçimi, eve geç gelme ve parasal konularda ergenlerin en sık tartıştıkları aile üyesi babalarıdır.”
HİSLER, DAVRANIŞLAR VE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
Raporda çalışmaya katılan ergenlerin esas olarak mutlu olduğu belirtilirken, ergenlerin yüzde 80’ninin "mutlu" ve "çok mutlu" olduğu, katılımcıların yalnızca yüzde 4'ünün ise "mutsuz" ya da "çok mutsuz" olduğu kaydedildi.
EVDE ŞİDDET
Ergenlerin yüzde 54’ü evlerinde sözlü şiddet içeren bir durumu hiç yaşanmadığını belirterek, evde “çoğunlukla” ya da “sürekli” şiddet olayları yaşayanların oranı yüzde 2 olarak açıklandı.
OKULDA ŞİDDET
Öğrencilerin yüzde 72’si okulda sözlü şiddete maruz kalmadığını ifade etti. Raporda, “Ankete katılanların yüzde 91’i okulda fiziksel şiddete hiçbir zaman maruz kalmadığını belirtmiştir. Fiziksel şiddete sık sık maruz kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 1’den az olmakla birlikte, bir biçimde fiziksel şiddetle karşılaşmış olanlar yüzde 8 gibi azımsanmayacak bir orandadır. Okulda fiziksel şiddete uğradığını belirten yüzde 8’lik kesimin şiddetin kaynağı olarak en çok dile getirdikleri kişiler arkadaşlar olmuştur yüzde 48. İkinci sırada öğretmenler vardır yüzde 32. Yüzde 23’lük bir kesim bu soruya cevap vermemeyi tercih etmiştir. Ankete katılan ergenlerin yüzde 97,5’i okulda cinsel istismara uğramadığını belirtmiştir. Cinsel istismara uğradığını belirtenler, bu davranışın kaynağı olarak en çok arkadaşlarını göstermişlerdir belirtilme sıklığı yüzde 39. Katılımcıların büyük çoğunluğu yüzde 88,5 okulda alay edilme, aşağılanma, dışlanma gibi bir durumla karşılaşmadığını belirtmiştir; bazen ya da sık sık karşılaştığını belirtenler örneklemin yüzde 6’sını oluşturmaktadır” ifadelerine yer verildi.
İnternet kullanan ergenlerin yüzde 67’si günde 1-2 saatlerini internette geçirirken, günde 3-4 saat internet kullananların oranı yüzde 20 olarak saptandı. Raporda, yüzde 76,5 gibi önemli bir çoğunluğun sosyal paylaşım sitelerini kullandığı belirtilirken, yüzde 51 ile oyun siteleri onun ardından ise müzik radyo ve arama sitelerinin kullanıldığı kaydedildi. Görüşülen ergenlerin yüzde 59’u cep telefonu kullanırken bu telefonların yüzde 51’i “akıllı”.