Yakutiye Ziraat Odası Başkanı İslam Yıldırım çiftçinin sorunlarını Vali Azizoğlu’na taşıdı. Tarım ve hayvancılık sektörü üzerine tespitlerini ve taleplerini Vali Azizoğlu’na ileten Yıldırım, Et ve Süt Kurumu’nun işleyişinden duyduğu rahatsızlığı da aktardı.
Atatürk Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin çiftçinin sorunlarına tam anlamıyla karşılık veremediğini kaydeden Yıldırım, ilçelerde az maliyetlerle hayvan hastanelerinin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Bu durumun hayvancılık için büyük eksiklik olduğunu dile getiren Yıldırım, hastanelerin bir an önce projelendirilip, her ilçede yapılması gerektiğini belirtti.
Et ve Süt Kurumu’nun piyasalara müdahil olmamasının çok ciddi manada sıkıntı yarattığına değinen Yıldırım, “Hayvancılıkta ki en önemli problem Et ve Sürt Kurumu’nun piyasadan hayvan alımı yapmamasıdır” dedi. ESK’nın her zaman çiftçinin arkasında durduğunu bildirmesinin ve piyasada ben de varım demesinin şart olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Eksiklikler giderilirse ben inanıyorum ki hayvancılık çok daha önemli seviyelere gelecektir” diye konuştu.
Toplantıda dile getirdikleri diğer bir talebin ise ekimine uygun olan arazilerde mısır silajının yaygınlaştırılması olduğunu aktaran Yıldırım, “Özellikle kuraklığın olduğu yıllarda, kaba yeme ihtiyaç olan dönemlerde mısır silajını devreye sokarsak, bunu her ilçede, her köyde yaygınlaştırırsak maliyet düşer, hem ette hem sütte verim artar” dedi.
VALİ AZİZİOĞLU’NA TEŞEKKÜR
Erzurum’da tarım ve hayvancılığın gelişmesi noktasında yaptığı çalışmalardan ve gayretlerinden ötürü Vali Seyfettin Azizoğlu’na teşekkürlerini sunan Yıldırım, “Geçtiğimiz hafta Valimiz Sayın Seyfettin Azizoğlu’nun başkanlığında Erzurum tarım ve hayvancılığını nasıl geliştirebiliriz, nasıl daha iyi yerlere getirilebiliriz konu başlığı altında bir toplantı gerçekleştirdik. Öncelikle bu toplantıyı düzenlemesinden dolayı Sayın Valimize çok teşekkür ediyoruz. Toplantı ilimiz tarım ve hayvancılığının gelişmesi için çok verimli geçti, önümüzde ki günlerde alınan kararlar uygulamaya geçerse tarım ve hayvancılık konusunda daha iyi seviyelere gelebileceğimizi düşünüyorum. Toplantıda bahsettiğimiz konulardan ve alınan kararlardan bahsetmek istiyorum. Ziraat Odası Başkanlığı olarak bizimde orada bazı taleplerimiz oldu” ifadelerini kullandı.
İLÇELERE HAYVAN HASTAESİ TALEBİ
İlçelerde hayvan hastanesi eksikliğinin sektör için büyük sorun oluşturulduğuna değinen Yıldırım, bu hususta ki taleplerini sıralayarak, “Öncelikle hayvan hastanesinin bulunmaması, bu çok önemli bir nokta. Şöyle ki ilimizde yaklaşık 1 Milyon 300 bin büyük ve küçükbaş hayvan mevcut. Bu üzerinde durulması gereken ve projelendirilip her ilçede yapılması gereken bir şey. Atatürk Üniversitesinin bir hayvan hastanesi var fakat orası çok fazla verimli değil, vatandaşımız orayı çok fazla bilmiyor. Bilse bile geçmiş dönemlerde insanlarımız üniversiteden uzaklaştırılmış. İnsanlarımız üniversiteye biraz daha yabancı. Bunu devlet eliyle, Tarım il ve İlçe müdürlükleri eliyle olması lazım. İnsanlar hayvanları hastalandığı zaman illa ki kestirmek zorunda kalıyorlar. Çünkü ilaç fiyatları pahalı, veteriner hekimlerin yapmış olduğu kontrollerde fazla bir şey alınamıyor, konulan yanlış teşhisler hayvanın kesimine neden oluyor. Her ilçede bir hayvan hastanesi olursa, insanlarımız hayvanını götürüp orada rahatlıkla tedavi ettirebilir. Bunun çok fazla bir maliyeti de yok. 50-100 metrekarelik bir alan oluşturulacak, bir veteriner hekim, bakıcı ve memur temin edilerek bu iş kolayca yapılabilir. Bu şekilde istihdam da sağlanacaktır. Bu hayvancılıkta büyük bir eksikliktir. Hayvancılığımızız geliştirilmesi için önemli bir şey” şeklinde konuştu.
ET VE SÜT KURUMU PİYASALARA MÜDAHİL OLMALI!
Et ve Süt Kurumu’nun işleyişinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Yıldırım, kurumun daha aktif ve daha etkin çalışmasını istediklerini kaydederek, “Bir diğer konumuz ise Et ve Süt Kurumu’nun piyasaya her zaman müdahil olması lazım. Her zaman köylünün, çiftçinin arkasında durduğunu bildirmesi, bunu belli etmesi ve piyasada ben de varım demesi şart. Şuanda Et ve Süt Kurumu’nun piyasaya müdahil olmamasından dolayı piyasada çok ciddi sıkıntılar var. Hayvancılıkta ki en önemli problem Et ve Sürt Kurumu’nun piyasadan hayvan alımı yapmamasıdır. Bu besiciyi köylüyü çok ciddi manda zarar uğratıyor. Çünkü burası devlet kurumu, devletin de her zaman bu piyasada olduğunu belli etmesi gerekir. Hayvanlar kesim aşamasına geldiği zaman köylü çaresizce hayvanını nereye kestireceğini düşünüyor. Et ve Süt Kurumu piyasada olursa, insanların hayvanını değerinde alırsa çiftçilerimizde, köylülerimizde hayvancılığı daha iyi, bir şekilde yapmaya şevk duyarlar. Ama şuansa binlerce insan Et ve Süt Kurumu’nun piyasadan hayvan almamasından dolayı hayvancılık yapmak istemiyor. Bunu da biz orada özellikle belirttik.
Ayrıca belirttiğimiz bir hususta yine köylerde, ahırlarda, meralarda insanların hayvanları bir şekilde rahatsızlanabiliyor. Bir şekilde, insanlarımız hayvanını kestirmek mecburiyetinde kalabiliyor. Bunu da köylere gelen kasaplar çok düşük fiyattan alıyorlar. Örnek vermek gerekirse şuanda kasaplarda kıymanın kilogramı 35 TL ortalama. Kasap normal hayvanı 24-25 TL’den alırken, ahırda ayağı kırılmış veya başka bir rahatsızlığı olan hayvanı 15’TL’den alıyorlar. İnsanımız hayvanını kestirme mecburiyetinde kaldı diye, otomatikman yarı yarıya fiyat düşürüyorlar. Bu noktada da Et ve Süt Kurumu’nun bir ekip oluşturarak köylerden gidip insanların hayvanlarını getirip değerinde satması gerekir. Çünkü kasap köylüden düşük fiyata aldığı hayvanı reyonda ucuza satmıyor. Burada mağdur olan hem üretici, hem tüketici. Yine burada da devletimizin Et ve Süt Kurumu’nun bir çalışma yapması önem arz ediyor. Bu eksiklikler giderilirse ben inanıyorum ki hayvancılık çok daha önemli seviyelere gelecektir” ifadelerine yer verdi.
MISIR SİLAJININ YAYGINLAŞTIRILMASI ÖNERİSİ
Ekimine uygun olan arazilerde mısır silajının yaygınlaştırılması önerisinde bulunan Yıldırım, bu noktada hem ette, hem de sütte verimin artacağına dikkat çekerek, “Öte yandan diğer bir talebimiz ise ekimine uygun olan arazilerde mısır silajının yaygınlaştırılması. Bunu da çok beğendiler ve kabul gördü. Şöyle ki mısır silajı maliyeti ucuz, protein ve besin değerleri yüksek, aynı zamanda düşük maliyetle yüksek verim alınabiliyor. Özellikle kuraklığın olduğu yıllarda, kaba yeme ihtiyaç olan dönemlerde mısır silajını devreye sokarsak, bunu her ilçede, her köyde yaygınlaştırırsak maliyet düşer, verim artar. Hem ette, hem sütte verim artar, piyasada bir hareketlilik oluşur” diye konuştu.