“Ne oldum deme” uyarısını hep unuturuz ya…
İşte esaslı bir hatırlatma sebebi.
Çok değil 15 gün öncesine kadar Bakan’dı.
75 milyon içinde ilk 20 kişiden biri…
Şimdi sıradan bir vatandaş!
Şartlar öyle bir noktaya getirdi ki…
Bir anda, akla hayale gelmeyen bir pozisyonla karşı karşıya kaldı…
Erdoğan Bayraktar’dan söz ediyoruz…
Yaptıklarına bakıyoruz da…
Çalışkan, işbilir bir siyasetçi diyoruz.
TOKİ Başkanlığında ciddi gayretleri oldu Bayraktar’ın…
Bakanlıktaki performansı da öyleydi…
Ama…
***
Ayrılırken ortaya koyduğu tavır sevimsizdi…
Hele Başbakan’la ilgili nitelemeleri bütünüyle vefasızlık içeriyordu.
Neyse…
İşin bu kısmıyla ilgili değiliz…
Ne olacağımıza endekslenelim…
Öyle ya…
Kaptan kaba boşaltma anlık bir iş…
Makam, mevki, para, pul hikaye oluyor…
An geliyor; öyle şeylerin özlemine düşüyor ki insanlar…
“Bu da olmaz ki”, dedirtiyor!
Somutlaştıralım mı?
15 gün öncenin bakanlarının muhtemel keşkelerine odaklanalım…
Öyle ya; insanız, üç aşağı beş yukarı duygular da ortak!
Mesela, “keşke hep kaymakam kalsaydım” diyen bir Muammer Güler…
Veya, “ ne işim vardı siyasette, ne güzel Oda Başkanı olarak geçinip gidiyorduk diye italikleyen bir Zafer Çağlayan!
Aynı şey Bayraktar için de geçerli…
Bunları, hukukçulara, işadamlarına, polislere de teşmil edebiliriz!
***
Başa dönelim…
Ne oldum deme!
Halden şikayetçi asla olma…
Kim bilir niceleri “kazandım” dediği noktada, hayatın cehennemi boyutunu tatmıştır!
Tersi de geçerli…
“Kaybettim” dediği an, ikbal merdivenlerinin zirvesini bulanlar…
İsterseniz işin bu kısmını da somut hale getirelim…
Rahmetli Menderes 1957 seçimlerini kazanırken, hayatıyla bir bedel ödeyeceğini bilebilir miydi?
Yassıada’daki keşkelerini okuyoruz…
Yakın tarihte, Özal MSP İzmir milletvekilliğini kaybettiğinde ihtimal ki nasıl hüzünlenmiş, yakınları da üzülmüştür…
Oysa, o kayıp O’nu zirveye taşıdı…
O halde…
Ne oldum deme..
Deme!!!