"Rükudan başka yerde eğilmeyecek başlar, gerektiğinde bir hilal uğruna batacak güneşler gibi bir nesli hazırlamamız lazım"

Bu veciz ifade Sayın Cumhurbaşkanımızın.

Beliğ ve seçkin bir tarif..

İla’yı kelimetullah davasına can adayanların yol haritası.

Üstadın ifadesiyle,

“Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya” imanını seslendirenlerin niteliği bu.

Ve dahası..

Akif’in tarif ve tasviriyle, ‘zulmü alkışlamayan, zalimi asla sevmeyen ve çıkar için, gelenin keyfine uyup ecdadın değerlerine sırt dönmeyen.

"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir’ şuurunda bir kararlılık.

Ve zamanın sabrını tutan bir şairin ifadesiyle;

‘Ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!

Bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?

Mefkuresinden başka her varlığı unutan,

Kahramanlar gibi sen ebedi kalmalısın..’ keyfiyeti..

Dava büyük, ezası, cefası büyük ve menzili de elbette..

Yeryüzünde mağdur ve mazlumların sesi ve onların kimsesi olmaya ahdetmiş bir liderin, sayın cumhurbaşkanımızın dava ve davacı vurgusuna dikkat:

“Dava adamı önce davasının ne olduğunu bilecek. Öğrendiklerinden hareketle kendi nefsinden başlayarak, ailesine, arkadaş çevresine, şehrine, ülkesine ve tüm aleme uzanan silsile çevresinde nerede durduğunun farkında olacak. Davasını hayatında da yaşayacak. En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlerle kaçmayacak. ‘

‘Tek başına dileğe doğru yürüyecek’ azmin ve dirayetin temsilcisi olacak..

‘Ezilmekten değil, gerilemekten sakınacak..’

Kahraman olmak için değil, Akif Paşa’nın Adem kasdında bir niyeti kaydedecek.

Değil mi ki; İla’yı Kelimetullahı dava edinmişlerin yolu bir, üslupları tek, düsturları aynıdır şairin şu takdiminde olduğu gibi..

‘Iztırabı kanına kat da göz kırpmadan iç!

Varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki piç...

Bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç,

Bir şeyin olmayacak hatta mezar taşında....’

Vahdet ve tevhide can adayanların yolu budur..

Ve İla’yı kelimetullah uğrunda kurban olmayı seçenlerin tespiti aynıdır:

‘Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz..’

Ve Vallahi öyledir..

Ve Vallahi öyledir..

**

Dava yolunda, Üstadça bir  takriz:

‘Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;

Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan..’

Eyvallah..

Ve: la ilahe illallah..

**

Eğilmeyecek başları doğuran nur yüzlü anaların duaları,

Evladına, Ölürsen şehit, kalırsan gazi ol niyazında bulunan ak sakallıların niyazı budur..

Kalırsa elin, ölürse yerin beğeneceği şahsiyette evlat..

Davası olan..

Ve davasında olan..

Ve davasında ölen..

AK Liderin işaret ettiği insan tipi..

Ya da ecdat ervahını daim mesrur kılacak abide şahsiyet..

Kişi, kendin bilir işi derler ya..

Hak uğruna kefenini cebinde taşımayı vazife edinmiş, dünya beşten büyüktür haykırışıyla, küresel vicdansızlığa ‘bir dakika, dur’ ihtarı çekmiş bir lider, adeta kendi duruşunu özetlemiş sanki..

Hatta öyle..

Haysiyet, şeref ve izanını konjonktürel tutanlar elbette anlamayacaklar..

Ve onu anlamayanlar..

Elbette davayı da davacıyı da anlamayacaklar..

Sayın Cumhurbaşkanımız, davayı, dava adamlığını hatırlattı sahi..

Kime..

Kurtla yiyip, kuzuyla şivan edenlere elbette..

Zorluğun mücadelenin kenarında durup, dava adamlığı şeref dairesinin içine oturmaya niyetlilere elbette..

Dahası mı..

Hep tekrar ederim ya..

Bir kez daha söyleyelim:

‘Söz ortanın ve illa alanın’