“Tarlaya tohum serpilmeyecek olursa nasıl ki yabani ottan başka bir şey beklenemez, geçmiş yılların acı ve ıstıraplı günleri de gençliğin beynine ekilmeyecek olursa onlardan bir şey beklemeye ne hakkımız olabilir” 1982 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 Yeni bir yıla girdiğimiz bu günlerde dünyayı etkisi altına alabilecek olasılıklardan nasıl etkilenebileceğimizden söz etmek istiyoruz. Suriyede yaşanmakta olan iç savaşa koşut bölgemizde yeni oluşumlara ilişkin çalışmaların hangi aşamada oldukları Türkiye’yi ilgilendirdiği gibi Kıbrıs Türklerini de ilgilendiriyor. Suriye’de öncelikle yaşanmakta olan iç savaş nedeniyle ayrı düştüğü Arap Birliği’ne dönüşün hazırlıkları yapılıyor. Geride bıraktığımız 2021 yılının son günlerinde başkent Şam’da Enerji Kaynaklarının daha verimli kullanılabilmesi için ön çalışmaların yapıldığı açıklanıyor. Petrol üreticisi Arap ülkelerinin başlatmış oldukları bu çalışma ile önümüzdeki aylarda petrol fiyatlarının artacağının işareti de verilmiş oluyor. Benzer çalışma doğal gaz konusunda da yapılırsa şaşırtıcı olmayacaktır.

Doğu Akdeniz’de var olan hidrokarbon zenginliğinin ağırlıklı olarak İsrail ile Mısır’a yakın bölgelerde olduğu biliniyor. Bu nedenle son dönemde Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini düzeltebilmek için adeta sıraya girdikleri biliniyor. Konuya ilişkin olarak da mendil büyüklüğündeki ülke ile yandaşları sıraya girerek Türkiye’yi köşeye almak çabasını sürgit ediyorlar. Akdeniz’e kıyısı olmayan Küçük ülkenin Küçük Kralı 2. ABDullah 2016 yılından beri ziyaret etmediği Rum yöneticilerin huzuruna çıkıyordu.

Rum halkı arasında yapılan kamuoyu araştırmasına göre çözümsüzlüğün nedeninin Rum Yönetimin tutumundan kaynaklandığı belirtiliyor. Rum halkı % 51 oranında federasyondan yana görüş açıklarken % 17’si ise olduğu gibi kalsın diyor. Bir başka soru üzerine ise %78’i Türkiye’yi sorumlu tutuyor. Doğal gaz konusunda ise gelir elde edildiği zaman Kıbrıs Türklerine nüfusları oranında pay verileceğini bir lütuf olarak sunuyor. 

Akdeniz’e kıyısı bile olmayan Ürdün Kralının ziyaretini İsrail Mısır ekseninde oluşan yapının güçlendirilmesi olarak da okumak olasıdır. Yunanistan’ın da bu yapı içindeki zeminini güçlendirmek istiyor olması son derece doğaldır. Oluşturulmaya çalışılan yeni yapıların Türkiye’yi yakından ilgilendirmesi gerektiğine inanıyoruz. Kaldı ki bu yapının içinde olanların sıklıkla Türkiye’yi emperyal ülkelerin arkasına saklanmadan suçlayıcı açıklamalarının olması yabancı olmadığımız konuların ön sıralarında olduğu biliniyor.

Bu gelişmelere koşut Türkiye’nin Karadeniz’de de Rusya ile Ukrayna arasında yaşanmakta olan gerginliği Türkiye’nin arabuluculuğuna doğru evrilebilir. Ermenistan ile başlatılması düşünülen ve çok bilinmeyenli denkleme dönüşen ilişkilerin düzeltilmesi uzun yılları alabilecektir. İlişkilerin düzeltilebilmesinin boyacı küpüne benzeyen tarafının olmadığını anımsatmak durumundayız.

Milletvekili seçimine doğru geri sayım sürgit ederken adaylarla partilerin vaatleri yağmur gibi yağıyor. Halkın yanıtının bu vaatlerin karşısında sessizliğini koruyor olması boykot çağrılarına karşın katılımın beklenen yüksek düzeyde olmasıyla Kıbrıs Türk demokrasisine yaraşır bir seçim olacağını düşünüyoruz.

Yeni yılda geleceğimizin belirleneceği seçime karşın birbirimizi kırmadan dökmeden hareket etmemiz gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…