Karadayı İnşaatı mağdurları Pazar günü de eylem yaptılar.
Görünüşe bakılırsa bu hal sürgit devam edecek gibi.
Birileri biran önce bu işe bir çözüm bulsunlar.
Aksi halde, Erzurum’daki huzur iklimi giderek bozulacak.
Daha önce de söyledik ki, çözümün ne olacağını biz bilemeyiz.
Şehri yönetme adına yetki kullananlar duruma vaziyet etsinler.
Bir defa, bu işe sebep olanların vakit geçirilmeden hesap verme pozisyonuna girmeleri gerekiyor.
“Yaptım oldu, yanıma da kar kaldı” kimse diyemez.
Dememeli.
Başta, dönemin Belediye Başkanı ve ilgili bürokratlar olmak üzere, inşaatı yüklenici firma da kanuni düzlemde olanı biteni anlatsınlar.
Herkesin ağzında farklı bir söz var.
Hangi tarafı dinlesen, “haklısın!” diyorsun.
Oysa orta yerde açıktan haksızlık yapanların olduğu saklanamaz bir gerçek.
Öyleyse, çözüm için başlanılacak nokta bu işin sorumlularının derdest edilmesidir.
***
Bu tür musibetlerden bir türlü ders çıkarmıyoruz.
Eskiler derler ki, sahtekarla tamahkar çabuk anlaşırlar…
Bu anlayış sahiplerini bulmak da zor değil.
Mesela, bir konut düşünün ki, maliyeti 70, 80 bin TL ederken, siz gidip 50’ye 60’a alıyorsunuz.
İşte sahtekarlık ve tamahkarlık tanımı burada somut hale geliyor.
Ancak, ederini verip konut alanlar bunun dışında.
Onları mazur ve mağdur görmek lazım.
Bunları ayırmak da çok kolay.
İlgili firmadan hukuki zeminde satış evrakları alınıp bakılır.
Ucuza kapatanları “marko paşa”ya gönderip, diğerlerini tatmin edecek bir çözüm bulmak en doğrusu.
Bu noktada, olayı bu tarzda ele alacak bir çözüm ekibine ihtiyaç var…
Bize göre, Sorumluluk mevkiinde olan iki kurum öne çıkıyor.
Biri Belediye, diğeri ise ETSO…
Bu iki kurumsal yapı baş başa verip işi çözsünler…
Aksi halde, bu protestolar giderek yaygın hale gelir ve şehre hakim olan huzur ortamını tuzla buz eder.
Dahası ülkemizi yöneten kadroları bile rahatsız eder hale geliyor.
Duyumlarımıza göre, Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız bile bu işten son derece rahatsız haldeler.
Bizden söylemesi.