Ajanslar “7 kişilik protesto” olarak geçmiş…
Küçük görme, hafife alma gibi bir yaklaşım…
Oysa, o kadar önemli, o kadar değerli bir eylem ki…
Bu şehirde yaşayan herkesin sahip çıkıp, bunu gerçekleştirenlere saygı duyup sevgi sunması lazım…
Olay şu:
Güzel Sanatlar Fakültesi önünden otobüs durağına kadar ellerindeki pankartlarla slogan atarak yürüyen bir grup öğrenci, üniversite otobüs ve minibüslerini protesto ediyorlar…
Yürüyüş sonrası öğrenciler adına da bir basın açıklaması yapılıyor…
İçeriği aynen şöyle: “Üniversitemize ulaşım yapan otobüs ve dolmuşları protesto ediyoruz. Balık istifi gibi yolculuk yapmak istemiyoruz. Öğrencilere karşı hal ve hareketlerini bunlarının beğenmiyoruz. Yetkililer sesimizi duysun. Balık istifine son versinler”
Çok saygıdeğer bir hareket tarzı…
Duyarlı vatandaş böyle olmalı…
Protestoya katılanların sayısı bize göre hiç önemli değil…
Ağaca bakıp ormanı görmemek bizim alışkanlığımız…
Oysa, odaklanmamız gereken hakikatler olmalı…
İşte size bir örnek…
7 kişi de olsa hepimizin bilip rahatsız olduğu ve yıllardır sürgit devam eden bir soruna dikkat çekiyorlar…
Buna herkes ölçüsünce katkı sunmalı iken…
Küçümsemek!
Tam da Horatius’luk bir hal…
Hani diyor ya…
“Ne gülüyorsun! Anlattığım senin hikâyen…”
***
Öteden beri hep söylüyoruz, taşımacılık alanında ciddi sıkıntılarımız var diye…
Bir türlü tam anlamıyla çözüm bulunmuş değil…
Yanlış anlaşılmasın kimseyi suçlayacak değiliz…
Ne Belediyeleri, ne Emniyetin Trafik Şubesini…
Sorun, arıza bizde…
İnsanda…
Üniversite öğrencilerinin müşteki olduğu duruma bakın isterseniz…
Ne diyorlar, balık istifi taşımacılık istemiyoruz…
Ne anlama geliyor?
20 kişilik minibüse 30 kişi alınmasın!
Bir başka talep:
Öğrencilere karşı hal ve hareketler düzeltilsin!
Bu iki temel sorunun kaynağında da insan unsuru var…
Yani, minibüs, otobüs sürücüsü fazla yolcu almasa böyle bir sorun yaşanmayacak…
Yahut, öğrencilere daha insani yaklaşılsa kimse çıkıp da bizim böyle bir derdimiz var demeyecek…
Peki nasıl çözülecek bu durum?
Bir müddet denetimler sıklaştırılacak, o arada geçici bir iyileşme gözlenecek; sonra!!!
Eski tas eski hamam hali alınacak…
Ve şikayetler, dertlenmemeler devam edip gidecek…
***
Bundan 20, 30 sene önce öğrencilik yapan büyüklerimize gidin sorun, aynı problemi onlarda yaşamışlar yıllar yılı…
O günden bu güne değişen hiçbir şey yok!
Zira, problemi çözmek için insanı değiştirmeniz lazım…
O olduğu gibi aynı kıvamsızlıkta seyrediyor…
Kim bilir bir araştırılsa, 30 sene önce bu halden şikayet eden öğrencilerden bazıları şimdi o minibüslerin sahipleri yahut şoförleri de olabilirler…
Yani, anlayış şu:
“Helva bana değsin de ölü gorbagor olsun”
Tam da bu hali izah eden öz değiş…
Bir taraftan “Erzurum’u eğitim şehri haline getirelim, kalkınma gelişme bu yolla sağlansın” diyeceksiniz, öte yanda öğrenciye eziyet edeceksiniz…
Ne yaman çelişkidir!
Dahası, basının yaklaşımı da evlere şenliktir!
Sorunu sahiplenip çözümü için haberi manşete çekmek varken, “7 kişilik protesto” deyip, hafife almak, alay etmek!
Dedik ya…
Sorunun aslı “arızalı insan” tiplemesinde…
O düzelmedikçe de hiçbir problemin düzelmesini beklemeyelim…
Vesselam!