~~Davutoğlu, Batman'da, Atatürk Spor Salonu'ndaki AK Parti 5. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.
Başbakan Davutoğlu, kongrede yaptığı konuşmasına, "Batman'ın bizimle olduğunu çok iyi biliyoruz. Batman’ın ne kadar vefakar olduğunu da iyi biliyoruz. Saatlerdir burada bizi bekliyorsunuz, bu vefanız dolayısıyla hepinize teşekkür ediyorum" diyerek başladı.
Batman ve Diyarbakır programını aynı gün planlarken, zor bir programa karar verdiklerini ifade eden Davutoğlu, iki ilde de yoğun ilgiyle karşılaştıklarını söyledi.
Havalimanından salona gelene kadar, kendisini cadde boyunca dizilerek bekleyen Batmanlıları gördüğünü anlatan Davutoğlu, "Bir kez daha ümidimiz arttı, bir kez daha geleceğe çok daha büyük bir ümitle bakmaya başladık. Çünkü Batman, eğer böyle hasretle bizi saatlerdir bekliyorsa" diye konuştu.
"ÜMMETİN, MİLLETİN VE BATMAN'IN OĞLU AHMET DAVUTOĞLU"
Davutoğlu, salondakilerin "Ümmetin Oğlu Ahmet Davutoğlu" sloganına, "Ümmetin, milletin ve Batman'ın oğlu Ahmet Davutoğlu" sözleriyle karşılık verdi.
Salondakilerin, daha sonra "Vur Vur İnlesin, Pensilvenya Dinlesin" sloganına da "Herkes dinleyecek, özellikle de Çözüm Süreci'ni baltalamak isteyen içerideki hainler, dışarıdaki düşmanlar da dinleyecek" diye karşılık veren Davutoğlu, şöyle devam etti: "Türkiye’de aslında çok parti var zannediliyor. Ama aslında iki parti var. Bir: Bu millet için vizyonu olan, bu millet için misyonu olan, Türk'üyle Kürt'üyle Zaza'sıyla Çerkez'iyle 77 milyonu bağrına basan AK Parti ve ülkemizin belli yerlerinde siyaset yapmaya çalışan diğer partiler. Biz, Çözüm Süreci derken aşkla muhabbetle bundan bahsederken aslında bir rüyamız var. O rüya ne biliyor musunuz? O rüya, Türkiye’yi bir kardeşler diyarı, özgür ve demokratik ülke yapmanın yanında bütün bu bölgeyi, Mezopotamya’yı ayağa kaldırarak, bu toprakları tekrar medeniyetin merkezi yapma rüyası. Akkoyunlu Osman Bey’in rüyasıdır bu, bu topraklarda kardeşliği tohum olarak eken ashabın, evliyanın, yiğit insanların rüyasıdır. Bizimle yürümeye kendini adamış Batmanlılar böyle heyecanla saatlerce beklemişken ne gam, isterse 6-7 Ekim’i bahane ederek, Batman’ı bir kaos şehri haline dönüştürmek isteyenler olsun, isterse bölgemizi kan gölüne çevirmek isteyenler olsun, hepsinin karşısında dimdik ayaktayız, ayakta olacağız."
DOSTLARLA KUCAKLAŞTIM
1990’lı yılların sonlarında ailesiyle Urfa’dan Diyarbakır’a, oradan da Batman Hasankeyf’e geldiğini ve Hasankeyf’e aşık olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:"Sonra Batman’a geldim, dostlarla kucaklaştım. Siirt’e gittim, orada da bir öğrencimin evinde damda yattım, gök kubbeye baktım Siirt'ten. Gök kubbeye baktığımda, Rabbimden niyazda bulundum, 'ya Rabbi bu kadar berrak gök kubbeye bu kadar berrak yer yüzü lazım. Bir adalet, barış lazım. Bize bunun öncüsü olmayı nasip et' diye dua ettim.
Bakınız biraz önce Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek kardeşimiz anlattı, o da hatırasını nakletti, 1980’li yıllarda Kürtçe radyo, şarkı dinlemek için eski, babamın hacdan getirdiği eski teybi karıştırarak hat arardık, Ermenistan'dan gelen bir Kürtçe yayını dinlerdik. Şimdi bakın, bu bir utanç değil miydi. Şimdi TRT Kurdi var. Kürtçe şarkılarının, türkülerinin, kardeşlik türkülerinin söylendiği TRT Kurdi var. Vatan bölünmedi."
"TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR AYRIM YAPAN VE PARALEL DE KALLEŞTİR"
Davutoğlu, partililerin "Türk-Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir" sloganı üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk-Kürt kardeştir ayrım yapan ve paralel de kalleştir. Hem güzel Türkçemiz, hem güzel Kürtçemiz bu topraklarda özgür ve al bayrak işte kardeşlerimin, bacılarımın dize dize dalgalandırdığı al bayrak altında, bu birlik bayrak altında, bundan sonra kimse dini, örfü, adeti, kültürü dolayısıyla dışlanmayacak. Herkes adalet üzere yaşayacak, adalet içinde, bu topraklarda hayat sürecek. Bu bizim taahhüdümüzdür, Edirne’ye de taahhüdümüzdür Hakkari’ye de taahhüdümüzdür."
BAŞBAKAN AHMET, BARIŞ SANA EMANET
Davutoğlu, partililerin, "Başbakan Ahmet, Barış Sana Emanet" sloganına da şöyle karşılık verdi:
"Emanetiniz başım üstüne. Barış, hepimize emanet. Biz esselamü aleyküm derken, barış için selam veririz. Nasıl Batman’da,Anadolu’nun her yakasında Trakya'da verirsek bu selamı, Arakan’da verdiğimiz de oradaki kardeşlerimiz aleykümselam derken size demişlerdi."
"HAİNLERİN HEPSİ HESAP VERECEK"
Davutoğlu, "Hain gelecek, hesap verecek" sloganı üzerine de sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hainlerin hepsi hesap verecek. 2005’te Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, Diyarbakır’da yaptığı konuşmayla başlayan Çözüm Süreci, her türlü badireleri aşarak bugünlere kadar geldi. Bu badirelere karşı da dimdik duracağız. İşte, şu anda bu al bayrak Somali’de de dalgalanıyor, Filistin’de de dalgalanıyor. Cumhurbaşkanımız, Somali’de. Somali’deki mazlumlara da kardeşlerimize de selam olsun."
Davutoğlu, "Peygambere uzanan eller kırılsın" sloganı atan partililere, "Hazreti Peygamber, hepimizin onurudur. Ona uzanan ellere karşı dimdik duracağız. Dünyanın her yerinde onun adının vakarını korumak görevimizdir" diyerek karşılık verdi.
DAVOS SÜRECİ
Davutoğlu, Batman İl Kongresinde yaptığı konuşmada, geçen hafta Davos'ta uluslararası finans kuruluşlarıyla yaptıkları toplantıda, bir tarafında Batmanlı Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, diğer tarafında Ankaralı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın bulunmasından duyduğu gururu dile getirdi. Bu isimlerin her birinin Türkiye'nin değişik yerlerinden olduğunu belirten Davutoğlu, "Zorluklar içinde, bugünlere gelebilmek için büyük çabalar sarf ettiler. Ama bugün Batman'ın bir evladı, maliyemizin başında. Maliyemizi, ekonomimizi bereketlendirmek için, dünyaya ekonomi öğretiyorsa işte bu bizim için gurur duyulacak bir vesiledir" diye konuştu.
Salonda neredeyse Türkiye'nin her vilayetinden partisinin milletvekili bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, "Hem kongremize geldiler, hem de Ziver Bey'in düğününe. İki düğünü bir arada yapıyoruz. Allah hayırlı, mübarek etsin. Kongremiz de bir düğündür, akşam Ziver Bey'in düğünü de. Allah hayırlı, mübarek eylesin" dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Diyarbakır'daki konuşmasında Çözüm Süreci'nin siyasi, kültürel boyutları üzerinde durduğunu söyleyen Davutoğlu, bu defa Çözüm Süreci'nin ekonomik yönüne değindi. Türkiye'nin etrafına bakılmasını isteyen Davutoğlu, şunları belirtti: "Irak, o kadar zengin ekonomik kaynaklara rağmen, çok zengin petrole, doğalgaza rağmen bugün neredeyse çökmüş durumda. Suriye, her türlü zulmün görüldüğü, rejimin zulmünün de IŞİD'in zulmünün de görüldüğü, şehirleri tarumar edilmiş Suriye. Neden biliyor musunuz? Oradakiler kardeşliklerini unuttukları için. Birbirlerine düşüp, Arap, Kürt, Türkmen, Sünni, Şii, Nusayri, Hristiyan dedikleri için. Türkiye, bütün bu çalkantılar içinde bir istikrar adası. Kuzeyimizde Ukrayna, her gün binlerce insan ölüyor. Şimdi, biz bunu neye borçluyuz? Biz bunu her şeyden önce kardeşliğimize borçluyuz. Biz bunu demokrasimize borçluyuz. Biz bunu atalarımızdan aldığımız kültüre borçluyuz. İşte Türkiye'yi de bu hale getirmek istediler. Türkiye'yi de geçtiğimiz 3 yıl içinde, biz Çözüm Süreci'ni başlattıktan sonra, Çözüm Süreci zirveye giderken, tam da 2013 Mart'ında ben Diyarbakır'a gidip konuşma yaptığımda, o zaman fark ettim, o zaman coşkuyla da baktım, bütün bölgede Çözüm Süreci'yle birlikte canlanma emareleri başlamışken, Gezi provokasyonları yaptılar. Sonra, biz Gezi provokasyonları karşısında dimdik durduk, bu sefer 17-25 Aralık provokasyonlarıyla kumpaslarıyla paralel çeteyi devreye soktular. Zannettiler ki biz bu tehditlerden yılıp, geri çekileceğiz. Milletimiz, Türkiye'de kardeşliğin arkasında durduğu gibi Çözüm Süreci'nin de arkasında durdu. Çözüm Süreci hiçbir zaman ümidini kaybetmedi ve 30 Mart seçimlerinde, sonra da 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu kaos isteyenlere dersini verdi. Ben kardeşlikten yanayım, istikrardan, düzenden, huzurdan, adaletten yanayım' dedi. "
"ÇÖZÜM SÜRECİ'Nİ BAŞARIYA ULAŞTIRMA SÖZÜ"
Davutoğlu, 10 Ağustos seçimlerinin sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan "olağanüstü kongrede emaneti devralırken" hem Erdoğan'ın hem kendisinin ne olursa olsun kardeşlik yolunda başlatılan Çözüm Süreci'ni başarıya ulaştırma sözü verdiklerini anlatarak, şunları söyledi: "Kim ne fitne yaparsa yapsın, karşımıza ne engel çıkarırlarsa çıkarsın, demokrasiyi egemen kılacağız. Bu ülkeyi başı dik, onurlu, özgür insanların yeni Türkiye'si yapacağız. Yeni Türkiye, herkesin onurla dolaştığı ve özgürlükleri kullandığı bir ülke. Hemen çalışmaya başladık. Haziran'da çıkarttığımız çözüm yasasını uygulayabilmek için kurullar kurduk. Biz böylesine barış yolunda 62. hükümet olarak ciddi bir gayret içine girmişken, 6-7 Ekim'de birden, bu çeteler değişik şekillerde sahneye çıktılar. Çözüm Süreci'ne darbe vurabilmek için Kobani'deki kardeşlerimizin acısını bahane ettiler. Bakınız, bugün söyledim, tekrar söylüyorum: Biz, kim bizim kapımıza gelirse, Kürt, Türkmen, Arap, Sünni, Şii olmasına bakmaksızın, Ezidi olmasına bakmaksızın kapımızı açarız. Açtık, Kobani'den 3 günde 197 bin kardeşimizi ülkemize aldık. Kobani için şunu da söyledik: 'Onların namusu, onuru, hayatı, güvenliği, bizim namusumuzdur, bizim onurumuzdur, bizim güvenliğimizdir.' Ama ayrım yapmadık. Biz, kardeşlerimizin hepsine aynı şekilde baktık. Kobani'den gelen Kürt kardeşlerimize ne muamele yapmışsak Halep'ten gelen Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimize de aynı şekilde kucağımızı açtık. Onlar ne yaptılar? 6-7 Ekim'de HDP'nin başlattığı bir provokasyonla halkı sokağa döktüler. Batman sokaklarını ki gerçekten havaalanından buraya gelirken tek tek Maliye Bakanımıza sordum, bütün o altgeçitleri, o güzelim bulvarların hepsini merkezi hükümet olarak biz yaptık, oralardaki, bütün o canlı Batman sokaklarını, yoldan gördüğüm o ışıl ışıl Batmanlı kardeşlerimiz, neredeyse 3 gün evlerinin dışına çıkamaz hale geldiler. Yaktılar, yıktılar. Bunu da sanki Kobani için yaptıklarını iddia ettiler. Halbuki, eğer Türkiye güçlüyse eğer Batman zenginse Diyarbakır zenginse Şanlıurfa zenginse Şırnak, Hakkari, Cizre zenginse sınırımızın ötesindeki Suriyeli, Iraklı Kürt kardeşlerimize, Türkmen kardeşlerimize, Arap kardeşlerimize yardım edebiliriz. Peki, oradaki kaosu içeri getirmenin ne alemi vardı?"
"EKONOMİYE DE DARBE VURULMAYA KALKILDI"
Davutoğlu, tam da 2013'ten itibaren Çözüm Süreci ivme kazanmışken ve bölgeye dönük ciddi yatırımların işareti başlamışken, sadece Çözüm Süreci'ne değil, ekonomiye de darbe vurulmaya kalkıldığını, işyerlerinin, okulların, resmi kurumların talan edilmeye kalkıldığını anlatarak, şunları kaydetti: "Geçen sene içinde 137 büyük fabrika için Batman'dan talep edilmişti. 137 büyük fabrika, biz teşvikleri ilan ettikten sonra. İş adamlarımız, bütün büyük girişimciler, artık bölgeye huzur geliyor, barış geliyor diyerek yönlerini Doğu'ya, Güneydoğu Anadolu'ya, Van'a, Hakkari'ye, Şırnak'a, Hakkari'ye, Siirt'e dönmüşlerdi. Yatırımlar için teşvik müracaatlarında bulunuyorlardı. İşte 6-7 Ekim'de bu zalimliği yapanlar, bu ekonomiye de darbe vurmak istediler. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz inşa etmeye, ihya etmeye, onarmaya, tamir etmeye devam edeceğiz."
6-7 Ekim olaylarında bildirilen bütün zararları tanzim sözü verdiklerini, bunun için 100 milyon lirayı aşkın ödenek gönderdiklerini bildiren Davutoğlu, "Çünkü biz, inşa etmeye, onarmaya, beraber olmaya geliyoruz. Çünkü, sizin varlığınız bizim varlığımızdır. Hebuna we, hebuna meye. Eğer buralarda huzur varsa Türkiye'nin her yerinde huzur olur" ifadesini kullandı.
Partisinin rüyasını köy köy, şehir şehir anlatacaklarını ifade eden Davutoğlu, "yükselen Türkiye'nin yükselen Mezopotamya halkasını anlatacaklarını" bildirdi.