Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum’da 7.6 kilo metamfetamin ele geçirildi
Erzurum’da 7.6 kilo metamfetamin ele geçirildi
Allahuekber Şehitleri rahmet niyazlarıyla anıldı
Allahuekber Şehitleri rahmet niyazlarıyla anıldı
Doğu Ekspresi Erzurum’daydı
Doğu Ekspresi Erzurum’daydı
‘Ayın Tarihi’ dergisi  Kasım sayısı yayımlandı
‘Ayın Tarihi’ dergisi  Kasım sayısı yayımlandı
Dağcılar Sarıkamış Şehitleri için yürüdü
Dağcılar Sarıkamış Şehitleri için yürüdü
HABERLER>TÜRKİYE
20 Mayıs 2015 Çarşamba - 00:12

Davutoğlu: ‘Milli birikime sahip olun’

Davutoğlu, gençlere, "Evrensel ve milli birikime sahip olmadıkça tarihe bir iz bırakamazsınız" dedi. Türkiye'nin konjonktürel bir devlet olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, ülkenin geleceğe doğru büyük bir hamle gücüne sahip olduğunu ifade etti.

Davutoğlu: ‘Milli birikime sahip olun’

 Başbakan Davutoğlu, 81 ilden gelen gençlik temsilcilerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti.

Törende konuşan Davutoğlu, bugünlere kolay gelinmediğini belirterek, iktidara geldiklerinde, her şeyden önce, ülkenin üzerindeki kısıtlayıcı, baskıcı atmosferin dağılması, gençlerin önünün açılmasını istediklerini kaydetti.

Çankaya Köşkü'nde 12 yıl önce, dönemin Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında çıkan tartışma üzerine yaşanan ekonomik krizde, gençlerin geleceğinin nasıl karardığını herkesin hatırlayacağını anlatan Davutoğlu, "Bir gecede faiz yüzde 7 bin 300'lere fırladı, ertesi gün gençlerin 'Acaba meslek sahibi olabilir miyim' diye planlama yapmasına gerek kalmamıştı. Çok iyi hatırlarım, 2001'de Stratejik Derinlik Kitabı'nı yazıyor, bir taraftan da ders veriyordum. Türkiye'nin sadece kendisi için değil, başka ülkeler için de uluslararası alanda adalet arayışı içine gireceği bir vizyon belirlemesi yapmaya çalıştığımda, birçok insan bu çabayı tebessümle karşılamıştı" diye konuştu.

"ÖZGÜRLÜKÇÜ ORTAM İÇİN GAYRET SARF ETTİK"

Başbakan Davutoğlu, dünyada nerede bir forum, platform, düşünce varsa orada özgün bir görüş getirecek Türkiye Cumhuriyeti temsilcisi olmasını hedeflediklerini vurgulayarak,  şunları söyledi:

"Son 12 yıl içinde bir taraftan düşünce özgürlüğünü kısıtlayan, gençlerin önünün tıkayan baskıcı geçmişi unutturmak için olağanüstü hali, devlet güvenlik mahkemelerini, EMASYA'yı kaldırdık, eğitim yasaklarını, başörtüsü dahil kılık kıyafetle ilgili yasakları kaldırdık. Bütün bu karabulut gibi gençlerin geleceği üzerindeki ortamı temizledik ve özgürlükçü bir ortamın ortaya çıkması için gayret sarf ettik. Sonra da büyük bir kurumsal yenilenmeye yöneldik."

"GELECEĞİN MESELESİ İHMAL EDİLMİŞ OLUR"

Göreve geldiklerinde 76 olan üniversite sayısını 193'e çıkardıklarını, Anadolu'ya her gittiğinde, ilk önce üniversitenin durumunu sorduğunu aktaran Davutoğlu, "Diğer konular ihmal edilirse, edilmemeli ama bugünün meselesidir. Ama eğer üniversiteler ihmal edilirse geleceğin meselesi ihmal edilmiş olur" diye konuştu.

İNSAN ONURU

Gençlerin "insan onuru" kavramını temel şiar edinmesini isteyen Başbakan Davutoğlu,  konuşmasına şöyle devam etti: "İnsan onuru etrafında, bütün insanların saygıya, hürmete, ihtirama layık oldukları bilinciyle davranın. Nerede olursa olsun, insan onurunu zedeleyen bir davranış varsa onu zedeleyen davranışı kim yaparsa yapsın ona karşı çıkın, onuru zedelenen kim varsa onun yanında olun. Din, mezhep ayrımı yapmayın, etnik ayrım yapmayın. Tamamıyla bütün odağınızı insan onuru üzerine odaklandırın. Bu çerçevede, dünyanın öbür köşesinde bile insan onurunu zedeleyen bir davranış varsa gençlerin o davranışa karşı seslerini yükseltmeleri, tabiri sadece ses yükseltme anlamında söylüyorum ama gerektiğinde o davranışa karşı isyan duygusuyla harekete geçmelerinden daha doğal bir durum yoktur. Dünyanın öbür köşesinde eğer bir olay oluyor da siz genç olduğunuz halde gazete sayfalarında bunu görüp ona tepki vermiyorsanız, kusura bakmayın yaş olarak genç olabilirsiniz ama psikolojik olarak genç değil sinizdir. Genç denilen insan, nerede bir haksızlık, nerede bir insan onurunu zedeleyen bir davranış, zulüm görürse, kime yapıldığı ayrımını gözetmeksizin ayağa kalkar ve ona karşı sesini yükseltir. Biz gençliğimizde bunu şiar edinmiştik."

 "SİZİ SINIRLAYAN HİÇBİR ŞEY YOK"

Gençlik yıllarından örnekler vererek, dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı seslerini yükselttiklerine vurgu yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, gençlere şöyle seslendi: "Hiç çekinmeyin, siz özgür ülkenin çocuklarısınız. Artık ne tek parti ne darbe ne cunta dönemindeyiz ne 12 Eylül'deyiz ne 28 Şubat'ta. Sizi sınırlayan hiçbir şey yok. Yanlış bir şey gördüğünüzde sesinizi yükseltmekten hiç çekinmeyin. Dünyanın neresinde olursa olsun birine zulüm yapıldığında mutlaka ayağa kalkın ve tarihi yaşayın. Bu çok önemli, tarihi yaşayın, anı yaşayın. Bu tarihin içinde aktığınızı hep hissedin. Tarihten kopmayın. Suriye'de bir olay mı var. Bilmiyorum ne kadarınız bir mülteci kampına gitti ama sadece güzel günlerde bir arada olmak değil, gidin mülteci kamplarına sizin yaşlarınızdaki gençlerin nasıl zulümden kaçarak geldiklerini görün, gözleyin, hissedin, ellerinden tutun. Kim oldukları önemli değil, Müslüman mı, Hristiyan mı, Arap mı, Türkmen mi, Kürt mü, Sünni mi, Şii mi, hiç önemli değil. İnsanı elinden tutmaktan daha güçlü bir şey yoktur. Gidin ve o çocuğun elinden tutun."

HEPİNİZ BİREYSİNİZ

Gençlerin farklı görüşte olabildiğini, birbiriyle aynı düşünen yekpare bir gençliğin ancak Nazi ya da Sovyetler döneminde olabileceğine işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti: "Evet hepiniz bir bireysiniz, şahsiyetli kişiliklersiniz, biz size baktığımızda topyekun ideal bir gençlik görmek yanında, tek tek her biriniz değerlisiniz ve tek tek her biriniz tarihe bir çentik atacaksınız. Öz güveniniz sağlam olacak, görüşleriniz farklı olacak, şu veya bu siyasi görüşe sahip olmak, gençler arasında en doğalıdır. Ben eğer bir sınıfta yekpare bir topluluk görürsem rahatsız olurum. Biz çeşitliyiz, insanoğlu çeşitli, tek tip yaratılmamış. Yüksek lisansa gelen öğrencilere yaptığım ilk şeylerden biri önce kendi makalemi veririm, bunu 'bana eleştireceksiniz' derim. Hoca olarak beni idealize etmiş bir şekilde gelmiş de olsalar, kendi kimlikleriyle öz eleştiri yapabilme kabiliyeti kazanmalılar. Eleştiri ile edebi, birbirine aykırı  görmemek lazım. Edep içinde eleştirebilmek ama eleştirirken edebi, hayayı bırakmamak lazım. Dolayısıyla farklı görüşlere sahip olduğunuzda kaybetmemeniz gereken en önemli hususiyet ortak kader bilincidir."

"SLOGANLARLA DEĞİL BİRİKİMLE HAREKET EDİN"

Başbakan Davutoğlu, ne olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun hiçbir gencin, bir başka gence şiddet uygulamasına asla mazur göremeyeceklerini vurguladı.

"Üniversitelerimize gittiğimizde isteriz ki, biz devlet adamları olarak görüşlerimizi ifade edelim, herkes de eleştirebilsin" görüşünü dile getiren Davutoğlu, "Protesto etmek, eleştirmek, şiddet görmeyi uygulamak bunların hepsi farklı şeyler. Sizden en büyük talebimiz, insan onurunu korurken özgür bireyler olarak davranırken, eleştirirken hep belli bir standardın hakim olmasına özen gösterin ve ortak bilincinizi hiç yok etmeyin. Bir hedefiniz, iddianız olsun. 12 Eylül döneminin çıkarmaya çalıştığı nesil gibi apolitik olmayın, iddianız olsun" değerlendirmesinde bulundu.

SEÇİLME HAKKI

Davutoğlu, en son Meclis kapatılmadan önce parti kapatılmasıyla ilgili tartışmalar olduğunda bunu tümden kaldıran teklifi hazırladıklarında ayrıca 18 yaşında seçilme hakkının getirilmesi görüşünü gündeme getirdiklerini ama muhalefet partilerinin destek vermediklerini anlattı.

"AYAĞA KALKIN, 'BİZ SADECE BİZİZ' DEYİN"

Davutoğlu, gençlere, "Çok iyi bir gelecek planlamasıyla kendinizi geleceğe hazırlayın, mutlaka okuyun, meslek sahibi olun ama evrensel ve milli birikime sahip olmadıkça tarihe bir iz bırakamazsınız" dedi.

Türkiye'nin konjonktürel bir devlet olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, ülkenin geleceğe doğru büyük bir hamle gücüne sahip olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, "Evrensel bir aydın olacak şekilde kendinizi yetiştirin ve bizim kültürümüzün yürüyen öznesi olun. Siz yürüdüğünüzde, siz konuştuğunuzda 'bunun arkasında bir kişi değil büyük bir birikim var, bu sadece buz dağının görünen kısmı, ama arkasında büyük bir buz dağının görünmeyen kısmı var' dedirtin herkese. Onun için gelecek vizyonunuzda mutlaka şahsi hedefleriniz olmalı, gelecek vizyonunuz olmalı. Türkiye'nin her bir köşesini gezerek mutlaka bu milleti içeriden tanıyın. Şuraya baktığımda her birinizde bu toprakların kokusunu alıyorum, her birinizi hissediyorum, siz de bir birinizi hissedin. Birisi eğer derse 'biz şunlarız, biz de şunlarız' hep beraber ayağa kalkın, 'biz sadece biziz' deyin. Şu Alevidir, şu Sünnidir, şu Türktür, şu Kürttür, şu kuzeylidir, bu güneylidir, şu doğuludur, bu batılıdır' diyen kim olursa olsun el ele kalkın ayağa 81 vilayet olarak" diye konuştu.

İSTİKLAL SAVAŞI

Davutoğlu, İstiklal Savaşı'nı yaşayan neslin torunları olarak 19 Mayıs'ı idrak ettiklerini belirterek, 19 Mayıs'ın gençliğe bayram olarak verilirken aslında istiklalin teminatının gençler olduğunun bir kez daha vurgulandığını ifade etti.

Üniversite'de okurken, üniversite öğretim üyesi olarak yeni yetişecek neslin zihnini, entelektüel birikimini, gelecek ve istikbal düşüncesini şekillendirecek akademik, ilmi faaliyetler içinde olmayı hedeflediğini anlatan Davutoğlu, hayatını hep gençlerle geçireceğini düşündüğünü, üniversite yıllarından itibaren gençlerden hiç kopmadığını söyledi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:"Gerek Türkiye'de gerek yurt dışında akademisyenlik yaparken hep gençlerle gelecek noktasındaki ideallerimizi paylaşmaya önem verdim. Şimdi başbakan olarak Türkiye'nin bütün gençliği yanımda. Sizin gibi şu anda bir salonda mutlu şekilde bir arada bulunma bahtiyarlığını yaşayanlar dışında öylesine gençler var ki Suriyeli, Filistinli, Somalili gençler. Biraz önce bilgi aldım ve yakında takip ediyorum, Myanmar'dan bir gelecek için botlara binip Tayland'a, Malezya'ya açılan 6 bine yakın insanın arasındaki gençler. Yarını bilmiyorlar. Onların bir 19 Mayıs'ı yok. Onların belki bırakın gelecek planlaması yarın veya ertesi saati planlayacak dahi imkanları yok."

"MYANMAR'DAKİ İNSANLARA ULAŞMAK İÇİN TALİMAT VERDİM"

Ahmet Davutoğlu, Myanmar'daki insanlık dramına dikkati çekerek, "Myanmar'dan bu şekilde ümitsizliğe doğru yola çıkan genç-yaşlı, kadın-erkek bütün o çilekeş insanlara ulaşmak için talimat verdim. Uluslararası Göç Örgütüyle ve o civarda bulunan Silahlı Kuvvetlerimize ait gemiyle elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz" dedi.

Irak'ta, kanal cephesinde, Mısır'da şehit düşenlerin yanında esir düşen bu toprakların gençlerinin Myanmar'a götürüldüklerini ve yaklaşık 12 bin Anadolu gencinin Myanmar'da şehit düştüğünü aktaran Davutoğlu, "Esir olarak gitmişlerdi. Onlar da Anadolu'ya dokunaklı mektuplar yazmışlardı. Annelere, babalara giden mektuplar ve cevabı gelmeyen mektuplar denmişti o mektuplara" diye konuştu.

Dışişleri bakanı olduktan sonra takip ettiği ilk konulardan birinin bu olduğunu belirten Davutoğlu, orada esir alınarak şehit düşen ecdadın mezarlarının tek tek bulunduğunu ve ihya edildiğini söyledi.

Davutoğlu, büyükelçi oraya giderken kendisine ilk olarak o mezarları bulup ecdada layık şekilde gerekli düzenlemelerin yapılması ve huzurlarına Kur'an-ı Kerim ile al bayrağın götürülmesi görevini verdiğini hatırlattı. Çok çileli gençlik hikayeleri yaşandığını dile getiren Davutoğlu, son yüzyılda gençliğin içinden geçtiği süreçleri aktardı.Davutoğlu, 1910'lu yıllarda "On beşliler" denilen gençlerin Yemen'den Sarıkamış'a, Çanakkale'den Kocatepe'ye kadar bütün o coğrafyada vatan savunması yaptıklarını, 1920'li yıllarda yenik düşmüş imparatorluğun çocuklarının yeni bir devleti inşa edebilmek için istiklal mücadelesi verdiğini anlattı.

 

Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'e ayak bastıklarında Denizli'de ilk Kuvayımilliye tohumlarının atıldığını, Balıkesir'de de Alaca Mescit'te bir araya gelen çoğu genç yaşlardaki isimlerin ilk Kuvayımilliye teşkilat yapısını kurduklarını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"İşgali tanımayacaklarını ifade ettiler. Tarih 16 Mayıs. Hemen ertesi gün bir milletin gençleri ayağa kalktı. 12-13 yıl süren Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, Trablusgarp, yenik düşmüş ve bir nesli kaybetmiş bir milletin İzmir işgaliyle ayağa kalkması ve Gazi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasıyla istiklal meşalesinin organizasyon itibarıyla Erzurum Kongresi'ne gidecek yolun önünün açılması. 1920'li yılların gençleri önce istiklal sonra da cumhuriyeti kurma mücadelesi verdiler."

Başbakan Davutoğlu, 1930'lu yılların gençlerinin, bir taraftan yeni kurulan cumhuriyet ayakta durmaya çalışırken diğer taraftan tek parti uygulamalarıyla birçok alanda gençlerin belli imkanlardan kısıtlanması ya da tek bir ideoloji yönünde şartlandırılması döneminin önünün açıldığını söyledi.

"SON DERECE ACILI BİR SÜREÇ"

İkinci Dünya Savaşı döneminin, 1940'lı yılların gençlerinin savaşın acılarını ve yokluklarını yaşadığını dile getiren Davutoğlu, 1950'li yılların gençleri için "Yeni demokrasiyi tam hayata geçireceğiz, özgürlükleri hakkıyla yaşayacağız" beklentisi içindeyken ve ülke bir kalkınma hamlesi başlatmışken o kalkınma hamlesini, özgürlük ve demokrasi çığırını açan Adnan Menderes'in şehadetine, idama gidişine kadar giden son derece acılı bir süreç olduğunu anlattı.

Başbakan Davutoğlu, 1960'lı yıllarda 27 Mayıs ihtilali sonrasında baskın bir ihtilal havası, arka arkaya gelen müdahaleler, cunta hikayeleri, 12 Mart müdahalesine kadar giden son derece çalkantılı bir dönemin yaşandığını, "68 gençliği" denilen gençliğin sağ ve sol gruplar halinde yavaş yavaş örgütlenmeye ve karşı gruplar oluşturulmaya başlandığını anlattı.

1970’Lİ YILLAR

Kendisinin de üniversitede olduğu 1970'li yıllarda üniversitelerin ilmi tartışmaların yaşandığı yerler olmaktan çıkıp karşılıklı öğrenci gruplarının birbirine dönük her türlü şiddeti uygulayacak alanlar haline geldiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:"Hala gözümün önündedir. 12-13 yaşında arkadaş olduğumuz yaşıtlarımızın 17-18 yaşlarında nasıl birbirlerine silah çektiklerini, şimdi gözümün önüne geldiğinde hüzünle anıyorum. Aynı lisede okuduğumuz, yakın arkadaş olduğumuz kardeşlerimizin birisi sağ tarafta, birisi sol cenahta hayatlarını kaybettiler. Onların da hepsinin idealleri bu memlekete hizmet etmekti. Ama öylesine bir ortam oluşturulmuştu ki gençler kutuplaştırıldı, ortak olarak zihinlerini birleştirecek gençler bu kez birbirlerinin canlarına kastedecek kadar birbirlerine yabancılaştırıldılar."

12 EYLÜL 1980 VE GENÇLİK

Davutoğlu, 1980'li yıllarda ise birçok gencin Metris'te "Bir sağdan, bir soldan" diye idama gönderildiği, Erdal Eren gibi sol görüşten gelen, Mustafa Pehlivanoğlu gibi sağ görüşten gelen 17-18 yaşlarındaki civanların, -hepsi de sağ veya sol görüşte olsa da- bu millete hizmet etmek için bu görüşleri benimsemiş gençlerin hayatını kaybettikleri bir dikta dönemi yaşandığını vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:"Bakın yüz yılın muhasebesidir bu. 28 Şubat dönemini yaşadığımızda gencecik kızlarımız sanki kendi başlarına karar alacak ehliyete sahip değillermiş gibi başı örtülü- başı açık diye tasniflere ayrıldılar. Başörtülüler ikna odalarına sokulup tam anlamıyla 1940'lı yılların faşizan yöntemleriyle gençlerin zihinleri -bir anlamda mühendislik- dizayn edilmeye çalışıldı. O dönemlerde üniversitedeydim, akademik hayattaydım. Nasıl büyük bir baskının gençlerin üzerinden silindir gibi geçtiğini, gençlerimizin geleceğe dönük olarak nasıl bir karamsarlık içine girdiğini, her bir gence sorulduğunda 'Türkiye'de mi kalmak istersin, yurt dışına mı gitmek istersin?' dendiğinde herkesin neredeyse yurt dışına gitmek için can attığı, katsayı zulmüyle imam hatiplerin ve meslek okullarının önlerinin kesildiği zor bir dönemdi."

 

 

 
Taşkesenlioğlu AK Hizmet vizyonunu anlattı
 
Cumhurbaşkanı Gençlere seslendi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Dağları deldik, Erzurum’u suya kavuşturduk’
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ‘Erzurum’da su yoktu Çat barajını ...
‘Yeter, söz de karar da milletin’
Erdoğan, ‘Türkiye eski Türkiye değil. Bugün artık milletiyle bütünleşmiş ...
‘Bizim için millet önemli’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet liderleri ...
 
Güllüce: Matematik bilenler hesap etsin
Güllüce, muhalefetin Gezi ve Kobani olayları karşısında takındığı tavrı ...
“Biz Allah’ın huzurunda eğiliriz”
“Mursi şayet idam edilirse, ki inanmıyorum. İnşallah idam edilmeyecek ...
‘Hareketimizin sembolü ‘elif’tir’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dört yanlış yan yana. ...
 
Erzurum, Cumhurbaşkanı’nı ağırlayacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Erzurum’a geleceği açıklandı. Büyükşehir ...
‘Bu millet kimin ne olduğunu biliyor’
Davutoğlu, 'Adnan Menderes’in asılmasına neden olan şey Allahu Ekber sesleriydi. ...
‘Allah birlik ve beraberliğimizi daim kılsın’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Şehidimizin kanı, bağımsızlığımızın ifadesi ve ...
 
KANAL ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri