Palandöken Milli Eğitim Müdürlüğünce planlanan 2014–2015 Eğitim Öğretim yılı madde bağımlılığının önlenmesine yönelik yapılan sosyal, sportif ve kültürel faaliyetler Kazım Karabekir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde hayata geçirildi. Kazım Karabekir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yapılan organizasyona Palandöken Kaymakamı Gürbüz Karakuş, Palandöken Milli Eğitim Müdürü Abdurrahman Gazioğlu, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri ve bazı okul müdürleri katıldı.
Programda Palandöken Kaymakamı Gürbüz Karakuş, eğitimdeki sorunlara ve eğitim sürecinde öğrencilere karşı kötü alışkanlıklardan korunmalarla ilgili konuştu. Gürbüz, “Okulların çok başarılı olması lazım, iyi bir yönetime, iyi yönetilmeye ve iyi eğitim vermeye dönük çok başarılı bir eğitim vermeleri gerekir. Eğitim bir süreçtir insan yetiştirme düzenidir. Bu süreçte insanımız her yönüyle geleceğe yönelik üretken bir anlayışla yetiştirmemiz lazım. Zaman okullarımızda boşluk ve yönetim zafiyeti imkânsızlıklar olması veli ile diyalogun iyi kurulamayışı gibi eğitimde sıkıntılar olabiliyor. Bu aksamaların bir an önce giderilmesi gerekir. Bakıldığında disiplini tesis eden, iyi bir yönetim sergileyen veli ile diyalogu iyi olan, okulda okul yönetimi ile öğretmenler arasında, öğrenci yönetim arasında, okul aile birliği arasında iyi bir diyalogun kurulması halinde eğitimde başarılı olduğunu görüyoruz. Meseleye böyle bakıldığında zaman zaman bazı okullarda sıkıntılar olabiliyor. Bazı ihmaller sıkıntılar yaşanan bazı hadiseler eğitimde olumsuz etkileri oluyor. Bir kere her iş zamanında ciddi bir şekilde etkili verimli ve başarılı olma amacı ile yapılırsa bunun neticeleri de iyi oluyor.
‘OKULLARDA HANTALLIK VAR’
Okullardaki eğitimlerin sıkıntılı olduğunu ifade eden Karakuş, “Eğitim insan hayatının en temel olgusu. Bu eğitimi hem çocuklar için hem bu ülkenin geleceği için çok iyi bir şekilde vermemiz lazım. Fakat tabloya bakıldığında istediğimiz başarıyı göremiyoruz. Yani birçok okulda hantallık var. İstediğimiz başarı yok. Bu tabloyu değişmemiz lazım. Bunu etkileyen birçok sebep var. Bir kere eğitim tablosunu değerlendirirken sadece okuldaki faaliyetlerle eğitimi sınırlandırmak mümkün değil yani yapılan nedir genelde de öğrenci ne kadar ezberledi ne kadar yüksek not aldı. Öğrencinin okul başarısı bizim için yeterli değil. Hayat başarısına dönük eğitimi değerlendirmek lazım. Meseleye böyle bakında şimdi okullarda öğrencileri sadece okul içi, okul eğitimindeki başarısı ile değerlendiriyoruz. Bu eksik bir değerlendirmedir. Yanlış bir değerlendirmedir. Çocuğu arka planı ile geldiği sosyal ortamı ile değerlendirmek lazım bu çocuk okula hangi ortamdan hangi aileden geliyor. Sadece okuldaki eğitim çocuğun davranışlarını değiştirmeye yetmiyor. Eğitim bir davranış biçimi kazandırmadır. Çocuğun davranışları değişmez ise eğitimde yoktur bu çocuk acaba evinde çalışabilecek bir ortama sahip mi? Masa sandalyesi var mı? Biz gezdiğimiz yerlerde. Üç çocuğun bir minderde yattığını gördük. Aç mı gelir tok mu gelir okula kolay mı geliyor ev ortamı nedir kalabalık aileler var. Bir takım sorunların içinde mi yetişiyor. Öksüz mü yetim mi bunları dikkate almayan bir eğitim başarılı olamaz. Onun için okullarda yapılan yanlışlık, genelde burada başlar. Çocuğu sınıftaki hali ile değerlendirmek eksikliktir. Çocuğu arka planı ile değerlendirmek lazım. Bu çocuklar ergen çocuklar. Bakınız bu okulların birçoğunun fiziki kapasiteleri yetersiz, salonları yetersiz. Uzun kış şartlarınsa sahip olan Erzurum’da bu çocuklar spor yapamıyor. Enerjilerini dışarı atamıyor. Başka tesislere götürmek için de araç gereç imkân lazım. O yönde de sıkıntılar var. Dolayısıyla enerjisini harcamayan bu gençler okul içinde haylazlık yapıyor. Beklemediğimiz bir takım olumsuz tavırlar sergiliyor. Bunları dikkate almak lazım.” diye konuştu.