ŞÜKRÜ AKYÜZ(İHA) - Van Kalesi'nin kuzeyinde bulunan höyükte İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında yapılan kazı çalışması sırasında, 2 bin 700 yıllık takılar ve bir mühür bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile İstanbul Üniversitesi adına Aygaz Genel Müdürlüğünün desteğiyle yapılan kazı çalışmalarında İlk Tunç Çağı'ndan başlayarak özellikle Urartu ve Orta Çağ'a ait birçok buluntu ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar, insanların yaşadığı mekanlarda yaptıkları kazı çalışmalarında bir takı grubunu gün yüzüne çıkardıklarını belirtti. Takıların gümüşten hilal biçiminde peş peşe dizilmiş küpelerolduğunu ifade eden Dr. Konyar, "Bugünün modasında da görülen, peşi sıra dizi halinde takılmış küpeleri yaklaşık 30'lu yaşlarda Urartulu bir kadının üzerinde bulduk. Urartularda insanlar takıları ile gömülüyordu. Bunun yanında yine taktıkları bronzdan bilezikler, elbise tutturmakta kullandıkları iğneler ve yine elbise üzerinde daha çok dekoratif amaçlı kullanılan, bazen işlevsel olabilen fibulalar bulduk. Bunların hepsi günümüzden 2 bin 700 yıl öncesine tarihlenen ve bu topraklarda yaşayan insanların kullandıkları takılardır" dedi.
ÖNEMLİ YAZILI BELGELERE ULAŞILDI
Kazılarda, önemli yazılı belgelere de ulaştıklarını ifade eden Dr. Konyar, "Van Höyüğü, başkent Tuşpa'nın aşağı bir kenti. Çıkan buluntular, aşağı kentin metropol niteliğini de pekiştiriyor. Kırsal alanda yer alan yerleşmelerdeki buluntu niteliğinden farklı. Bunlardan biri de 'bulla' dediğimiz bir mühür baskısı. Bunun önemi Van'da ilk defa bulunuyor olması. Daha önce Kuzeybatı İran'dan, Bastam'da bu türden mühür baskıları ortaya çıkarılmıştı. Bir diğer örneği de Van'da ortaya çıktı. Burada aşuli adlı bir memuriyetten bahsediliyor. Çivi yazısı uzmanlarına göre bu aşuli memuriyeti, bir vezirlik makamına işaret ediyor. Burada bölgeye bağlı başkent valileri yönetimde yer alıyordu. Ama bu mühür gösteriyor ki İran'da, Kafkaslarda ve Van Gölü havzasında hakimiyetini gösteren bir vezirin, kraldan sonra gelebilecek aşuli adi verilen bir unvana sahip yetkilinin olduğunu gösteriyor. Kuzeybatı İran ve Kafkasya'dan sonra da bu bölgede de Sardurihi isimli aynı kişiyi görebiliyoruz" şeklinde konuştu.
Van Kalesi'nin kuzeyindeki höyüğün birçok dönemi kapsadığını ifade eden Dr. Konyar, "Yine bu kazı çalışmalarımızda önemli bir bulguyu çıkardık. Milattan sonra 13-14. yüzyıla ait olduğu değerlendirilen 3 adet sikke çıkardık. İslami dönem sikkeleri İranlı hakimiyetini gösteriyor. İranlıların Anadolu'yu istilasının izlerini biz Van Kalesi Höyüğü'nde yakaladık. Bir aşevi ortaya çıkardık. O dönemde askerlerin yiyeceklerinin ve ekmeklerinin hazırlandığı 25'e yakın tandır ortaya çıkardık. Bu sikkeler de in-situ
olarak orada ortaya çıkarıldı. Dolayısıyla sikkelerden yola çıkarak o kamusal alanın, aşevinin Selçuklu dönemine ait olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz" ifadelerini kullandı.