Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam dünyasında yaşanan olaylara değinerek Ramazan ayının birleştirici yanından bahsetti. "Suya muhtaç çoraklaşmış kurak toprağın yağmura ne kadar ihtiyacı varsa, bugün dünya coğrafyasında yaşayan bütün müminlerin çölleşmiş, kuraklaşmış yüreklerinin de Ramazana öyle ihtiyacı var" diyen Başkan Görmez, şunları söyledi;
"RAMAZAN MİLLETİMİZE VE ACILAR İÇİNDE KIVRANAN İSLAM COĞRAFYASINA BARIŞ, SEVGİ, ADALET, ŞEFKAT, MERHAMET VE ÖZGÜRLÜK GETİRSİN..."
Ramazanın milletimize ve acılar içinde kıvranan İslam coğrafyasındaki bütün kardeşlerimize barış, sevgi, adalet, şefkat, merhamet ve özgürlük getirmesini Allah'tan niyaz ediyorum. Her sene gelen Ramazan bize unuttuklarımızı hatırlatır. İnsan nisyan ile maluldür. Biz unutkan varlıklarız. Kendimizi, sevdiklerimizi bile unuturuz. Bizi biz yapan, bizi kardeş kılan duygularımızı unuturuz. Ramazan bize bunları hatırlatmak için gelir. Allah'ı unutmayın. Allah'ı unutanlardan olmayın. Allah'ı unutursanız Allah'ta size kendinizi unutturur. Allah'ı unutmak insanın kendisini unutmasıdır. Kendisini bilen, nefsini bilen Allah'ı da bilir.
"RAMAZAN BİZE HEM KENDİMİZİ HEM DE ALLAH'I HATIRLATMAK İÇİN GELİR..."
Ramazan bize hem kendimizi hem de Allah'ı hatırlatmak için gelir. Ramazan bize misakımızı hatırlatır. Oruca başlama vaktine biz imsak diyoruz. Her imsak bize rabbimize olan misakımızı hatırlatır. Biz Allah'a iman edeceğimizi, onun gönderdiği peygamberlerin insanlara kazandırdığı değerlerle bir hayat süreceğimize söz verdik. Bizim Allah ile olan misakımız, kan dökmeyecektik, adam öldürmeyecektik, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayacaktık. İnsanlar bu misakını unuttu. İslam coğrafyasında yaşayan kardeşlerimiz bu misaka yabancı düştü. Kan dökmeye, can almaya başladı. Allah'ı unuttu. Allah'ta onlara kendilerini unutturdu.
"İNSANOĞLUNUN EN BÜYÜK KAYBI, YARATILIŞININ ANLAMINI VE HİKMETİ KAYBETMESİDİR..."
Her sene gelen Ramazan bize kendimizi rabbimizi hatırlatır. Unuttuğumuz dostlarımızı, kardeşlerimizi hatırlatır. Kimsesizlere kimse olmayı, milletimizi millet yapan yüce değerleri hatırlatmaya gelir. Her sene gelen Ramazan bize kaybettiklerimizi buldurur. Biz çok şeyimizi kaybediyoruz. İnsanoğlunun en büyük kaybı mana kaybıdır, anlam kaybıdır. Varoluşun gayesini kaybetmesidir. Yaratılışın anlamını, hikmetini kaybetmesi insanoğlunun en büyük kaybıdır. Allah'ın yüreklerimize yerleştirdiği sevgiyi, şefkati, merhameti, vicdanı kaybetmek en büyük kayıptır. İnsanı insan yapan değerleri kaybetmek en büyük kayıptır.
"RAMAZAN AYNI ZAMANDA İNSANOĞLUNUN YALNIZ OLMADIĞINI, RABBİMİZİN BİZİMLE OLDUĞUNU HATIRLATIR..."
Her sene gelen Ramazan aynı zamanda yalnızlıklarımızı ortadan kaldırır. Kalabalıklar içinde yalnız kalıyoruz. Dünyevi meşgale içinde insan yalnızlaşıyor, bireyselleşiyor, bencilleşiyor. İnsan maddeci oluyor. Onun için her sene gelen Ramazan aynı zamanda insanoğlunun yalnız olmadığını, rabbimizin nerede olursak olalım bizimle olduğunu hatırlatıyor. Kimsesizlerin kimsesinin Allah olduğunu bize öğretiyor.
"RAMAZAN BİZE TUTKULARIMIZDAN SIYRILARAK ÖZGÜR OLMAYI ÖĞRETİR..."
Her sene gelen Ramazan bize özgürlük getirir. Heva ve heveslerimize esir olmamamızı öğretir. İnsanoğlunun en büyük esaretleri tutkularıdır. Servet tutkusu, şehvet tutkusu, güç tutkusu... Tutkuları olan insan esirdir. Esir olan insan Allah'a özgür bir kul olmaz. Oruç tutarak her mümin nefsine esir olmadığını, özgür olduğunu tutkularının esiri olmayacağını gösterir. Kuran'da Allah ,insanoğlunun acı ve sıkıntılar içinde doğduğundan bahseder. Yaşadığımız sıkıntıların üç büyük sebebinin, kendisinden başka güç ve kudret tanımayan güç tutkusu, yığın yığın para harcamayı, servet harcamayı marifet sayan tüketim tutkusu ve Allah'ın kendisini görmediğini sanarak bir hayat sürmek olduğunu söyler. İşte Ramazan bize bütün bunları hatırlatmaya gelir. Bize unuttuklarımızı hatırlatmaya gelir. Yalnızlıklarımızı, kimsesizliklerimizi ortadan kaldırmak için gelir. Bizi özgür kılmak için her türlü tutkuların esiri olmaktan kurtararak Allah'a kul olmayı öğretmeye gelir.