Bazı yazılar vardır, insanın üzerine ince ince dökülür. Ali Fuat Başgil’in gençlere verdiği bu öğütler de tam olarak öyle bir etkiye sahip. Ama gelin, bu maddeleri hayatın cilveli yüzüne yansıtarak biraz didikleyelim.
1. “Çalıştığın bir iş üzerinde herhangi bir zorluk görmeden bir adım bile gerileme.”
Başlangıçtan itibaren adama dirayet aşılıyor. Çünkü iş dediğin şey, o çayın fokurdamadan dem almayacağı gibi, emeğini de son damlasına kadar ister. “Maske takmak” diyor ya, işte o maske, modern çağda Netflix’in ‘Bir bölüm daha mı?’ diye sorarken taktığı maskeden başka bir şey değil.
2. “Dinlenmek için işini değiştir.”
Aman aman, ne güzel reçete! Hemen terfi alıp stres yönetimi kursuna mı yazılalım, hocam? Şaka bir yana, bu öneri gençlere “boş oturmayı aklından bile geçirme” diyor. Günümüzdeki adıyla “hustle culture”ın bir başka yüzü.
3. “Her gün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sayfa oku.”
Kendi kendine konuşmanın adı da eğitimmiş demek. Neyse ki bunu yaparken yoldan geçenlerin size deli gözüyle bakmasına alışıyoruz. Fakat işin özü sağlam; konuşma becerisi olanın yarısı kazanılmış demektir.
4. “Bir dersi ezberden hülasa etme.”
Ah işte, bu maddeye en çok “ders geçeyim de nasıl olursa olsun” diyen arkadaşların kulak kabartması gerek. “Bilgiyi sindir, sonra hazmet” diyor. Bilgi, fast food gibi yenip atılmaz, dostum.
5. “Dil bilgisi bir vasıtadır, fikir gelişimi gayedir.”
Bunu okuduktan sonra TDK Başkanı gibi hissettim. Evet, kelime oyunu güzel ama unutmayın; vasıtaya binersin, ama fikre varmak için.
6. “Kişinin kıymeti, dilinin altında ve kaleminin ucunda gizlidir.”
Yalnız şunu sormadan edemeyeceğim: Dilimizin altındakini bulana kadar kaç hata yapmamız gerekiyor? Kalem zaten çağ dışı, biz şimdi WhatsApp üzerinden ifade ediyoruz kendimizi.
7. “Öfkeye kapılma.”
Diyor ama, Allah aşkına şu maddeyi okurken bile birilerine öfkeleniyorum. “Zira öfke ile kalkan zarar ile oturur.” Eh, kalkmasak da zararı başkaları ödüyor zaten.
8. “Çok konuşma, yerinde konuş.”
Sosyal medya çağında bu öğüt için biraz geç kaldık sanırım. İnsanların hayatlarını 30 saniyelik videolarda özetlemeye çalıştığı bir dönemde, “yerinde ve özlü konuş” demek kimin aklına gelir ki?
9. “Dilin yarası bıçak yarasından vahimdir.”
Haklı. Çünkü bıçak yarasına dikiş atılır, ama dil yarasına özür bile yetmez. O yüzden yazarken de konuşurken de iki kere düşünmek şart.
10. “Arkadan konuşma.”
Ne güzel söyledi: “Korkaklığın en iğrenç şeklidir.” Şimdi burada her birimizin aynaya bakması gerekiyor mu? Gerekiyor.
11. “Cahilliği yüzüne vurma.”
Bu maddeyi okurken hafiften bir gülümseme geliyor. Çünkü insan, bilgisini paylaşma sevdasıyla patavatsızlık sınırını geçiyor çoğu zaman.
12. “Yalan söyleme.”
En net madde. Ali Fuat Hoca bir tokat gibi koymuş bu cümleyi. Çünkü yalanın büyüğü küçüğü olmaz.
13. “Bir kimseye söz vermeden önce iyi düşün.”
Ve işte finale doğru gelen tokat. Söz dediğin şeyin ağırlığı var. Ya tutacaksın, ya hiç vermeyeceksin.
14. “Sözünden dönme.”
Bu son madde adeta tüm öğütlerin özetini yapıyor. Sözünün eri olmayan, var mı bir işe yarayan?
Hülasa, Ali Fuat Başgil, her maddeyle hayatın bir tarafına ışık tutmuş. Her bir cümlesi, sanki uzun bir yürüyüşte ayağına çarpan taşları tek tek temizler gibi. Ama iş o yürüyüşe çıkabilmekte. Ve diyoruz ki, bu öğütleri hayatına uygulayan gençlere selam olsun. Çünkü günümüz dünyasında bu kadar temiz bir reçeteyi bulmak, ne yazık ki, her zamankinden zor.